Cüneyt Ülsever: Bombacı da mı kader kurbanı?

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

ŞİŞLİ İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde ‘‘canlı bomba’’ eylemi gerçekleştiren kişinin daha önce ‘‘yasadışı örgüte yardım ve yataklıktan’’ 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığı, ancak ‘‘şartlı salıverme yasası’’ sonucu ‘‘kader kurbanı’’ olma hakkına kavuştuğu anlaşıldı!

Emniyet Müdürlüğü'nü kana bulayan bir teröristin bir hafta önce aftan yararlandığı haberini TV'de dinlerken aklıma;

- Acaba şu anda Bülent Ecevit ve zevcesi, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz, haksız yere de olsa hapisten kaçmak uğruna bu yasaya destek veren Necmettin Erbakan ve gelenekçi (!) dostları ve dahi bu yasaya Meclis'te olumlu oy veren milletvekilleri şu anda nasıl bir duygu içerisindedirler, diye bir soru takıldı.

* * *

Affa karşı olmak dışında, bu ‘‘şartlı salıverme yasasının’’ vicdanlara ve Anayasa'ya uymadığını daha evvel belirtmiştim.

Anayasa'nın ‘‘kanun önünde eşitlik ilkesi’’ (madde 10) gözler önünde dururken, hükümete Cumhurbaşkanı'nın 6 sayfalık uyarısı da yetmemiş ve yasa herhangi bir hukuksal savunması yapılmadan aynen ‘‘sosyal gerekçeler’’ ile Meclis'e ikinci kez gönderilmişti.

Başbakan Ecevit zımni de olsa yasanın Anayasa'ya aykırı olduğunu kabul etmiş, ancak Anayasa'nın eşitlik ilkesinin işletilmesi durumunda ‘‘affı istenmeyen kişilerin’’ de salıverileceğini söylemişti. Devlet Bahçeli de yaptığı açıklamalarda devamlı ‘‘affı istenmeyen kişiler’’ gerekçesini kullandı.

Zamanında ‘‘Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz’’ diyen rahmetli Özal'a ateş püsküren halkçı ve de hakçı Ecevit; bu kez Anayasa'yı delme hakkını kendi kullanırken milleti, ‘‘teröristleri de mi affedelim?’’ sorusuyla avlamaya çalışıyordu.

* * *

Ben de yazdığım karşı görüşteki yazıda, genel kabul görse dahi ‘‘affı istenmeyen kişiler’’ kavramının sübjektif bir değer ve sübjektivitenin de ister istemez zaafa uğramaya mahkûm olduğunu belirtmiştim.

Hepimizi bağlayan hukukun üstünlüğü kavramı işte bu sübjektif yargılardan kaçabilmek için gerekli.

İçinde tarafgir ayrım taşıyan bir gerekçe ne kadar haklı gözükse de, bizi hukuk devleti olmaktan alıkoyar.

Devlet devlet olacaksa, yasa yaparken, katili de caniyi de ayırt edemez, Anayasa dışına çıkamaz.

Madem bir halt yendi (!), bu bile hukuka uygun olmak zorundaydı.

* * *

Hükümet de en az bizim kadar hukuk biliyor.

Affın diğer unsurlarını Anayasa Mahkemesi'ne bırakan hükümet, Apo'nun idamı konusunda sıkıştığı köşeden ancak böyle kaçacaktı.

Anayasa Mahkemesi kararıyla Apo idamdan kurtulurken, Batı'ya şirin gözükülecek, öte yanda hep aptal yerine konulan millete de;

- Vallahi biz yapmadık, onlar yaptı, denilecekti.

Vurdumduymaz davranılarak, bir taşla iki kuş birden vurulacaktı.

Ancak, şimdi şartlı salıvermeyle affedilen bombacının cesedi ve şehit polisin kanı, bir taşla iki kuşun arasındaki vicdan hesabıdır.

Yazarın Tüm Yazıları