Çözüm için küçük bir model

ABDULLAH Öcalan açlık grevlerini bitirerek, önemli bir krizin patlak vermesini önledi.

Haberin Devamı

Cezaevlerinden birkaç tabutun çıkması nelere yol açabilirdi, siz düşünün.

Fakat hemen ertesi gün (dün) Şemdinli’de 5 asker şehit edildi. Acaba açlık grevine son verilmesiyle meydana gelen olumlu “iklim”i sabote etmek için mi? Daha önce de Öcalan’ın olumlu bir yaklaşımı olduğunda, Kandil vahşi saldırılarla bunu sabote etmişti.

Şemdinli’de beş askerimiz “çatışmada” şehit edildiği için, özel bir saldırı değil, sürüp giden terör eylemlerinden biri olarak görünüyor, en azından şimdilik.

Görüşme trafiği

DÜN topladığım bilgiler şöyle: Öcalan açlık grevlerini yanlış bulduğunu İmralı’daki kurum müdürüne söylemiş, bu bilgi Ankara’ya iletilmişti. Peki, Öcalan’la kim görüşecekti?

Adalet Bakanlığı’na göre kardeşi Mehmet Öcalan, BDP’lilere göre bir avukat... Sonunda kardeşinde karar kılındı. BDP’liler Mehmet Öcalan’ı getirdiler, Bakanlığın temin ettiği tekne ile İmralı’ya gitti, Abdullah Öcalan bilinen açıklamasını yaptı.

Öcalan’ın sözleri ulaşınca BDP’liler açlık eylemlerinin sona ermesi için çağrıda bulundular ve mutlu sona ulaşıldı. Şimdi Sağlık Bakanlığı’nın hekimleri gerekli tıbbi bakımı yapıyorlar.

Asıl sorun terör

ANKARA’daki hava şu:

“Öcalan’ın açlık grevlerini sonlandırmasıyla ‘iyi bir iklim’ oluştu. Öcalan ve BDP makul davranırsa, bu şekilde terör ve Kürt sorunu da çözüm yoluna sokulabilir!”

Fakat Ankara’da, daha önceki örneklerde olduğu gibi Kandil’in “bu iklimi sabote etmek için” sansasyonel eylem yapabileceği kaygısı da var.

Hatta Duran Kalkan ve Fehman Erdal gibi isimlerin “Önderlik tutsaktır, özgür iradesini söyleyemiyor, onu özgürlüğüne kavuşturmak için devrimci savaşı tırmandırmalıyız” gibi aslında Öcalan’ı etkisizleştirmeyi amaçlayan sözleri de biliniyor.

Öcalan ise bir yandan açlık grevini bitirmek gibi barışçıl jestler ve konuşmalar yapıyor, öbür yandan Kandil’in paralelinde sözler sarf ediyor, dağın da hâkimi olduğunu göstermek için.

Öcalan şunu görmeli: Terör sürdüğü müddetçe Öcalan’ın kapısını hiç kimse aralayamaz; af falan hayal bile edilemez.

Fakat Öcalan terörün bitmesinde de aktif tavır alırsa, kamuoyundaki imajı değişir, demokratik süreç gelişir. Açlık grevlerini bitirmesiyle oluşan “iklim” bunun küçük bir numunesidir...

Öcalan’a bir tavsiye

ÖCALAN’ın kitaplarının çoğunu okudum. Yazılarımda zaman zaman alıntılar yaparak eleştirdim. Kürtlüğün kökeninde Sümerlerin bulunduğu falan gibi “aryen” (ari ırk) fantezileri bir kenara, Öcalan’ın güncel siyasi ve ekonomik görüşleri tamamen ve tek taraflı olarak Marksizm kökenli... O yüzden “komünal demokrasi, komünal ekonomi” falan gibi totaliter görüşler ileri sürüyor.

Bunlar bugünkü dünyada Troçkistlere bile ilginç gelmiyor.

Öcalan’a bir kitap tavsiye edeceğim: İş Bankası yayınlarından yeni çıkan Friedrich A. Hayek’in “Hukuk, Yasama ve Özgürlük” adlı 650 sayfalık muhteşem eseri. Çağdaş özgürlükçü demokrasi düşüncesinin temel klasiklerinden biridir.

Üç faktör

AÇLIK
grevlerinin sona ermesinde üç faktör dikkat çekicidir: Devletin esnek ve müzakereci davranması, Öcalan’ın açlık eylemlerine son verilmesini istemesi,
BDP’lilerin bu yönde katkıda bulunması...

Terörün sona erdirilmesi ve Kürt meselesinin barışçıl-demokratik bir mecraya oturtulmasında da aynı model niye olmasın?

Bence bunun önündeki engel terör ve totalitarizmdir. Terör yerine demokratik metotlar, totalitarizm yerine demokrasi benimsenirse, açlık grevlerindeki son, asıl sorunun çözümünde de sağlanabilir, sağlanmalı.

Yazarın Tüm Yazıları