Coşkumuzu kaybetmeyelim

Güncelleme Tarihi:

Coşkumuzu kaybetmeyelim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 1997 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

Geçtiğimiz futbol sezonu Fatih Terim ve Rasim Kara'lı Milli Takımımızla gerçekten inanılması güç olanı başardık. Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne iştirak ettik. Orada aldığımız sonuçlar bizi tatmin etmedi ama iştirak etmek de başarının ve mutluluğun yarısıdır. Bu asla unutulmamalı.

Şimdi Milli Takımımız Mustafa Denizli ile yoluna devam ediyor. Hollanda galibiyeti Türk toplumunun coşkusu için süper bir başlangıçtı. Milli Takımımızın Bursa'daki o coşkun seyircinin önünde gösterdiği mücadele, kazanma azmi ve dünyanın sayılı futbol takımlarından biri olan Hollanda'yı yenmesi tekrardan bizleri sokağa döktü. Çarşamba günü bir milli maçımız daha var Galler'le. Milli maç deyip, geçmeyin. Bu maçın anlamı şu. 70 milyonu aşkın Türkiye'nin 11 tane futbolcusu göğüslerinde ay-yıldız onları temsil edecek. Bu kolay bir iş değil.

FUTBOLDA UMUT KESİLMEZ

Şu anda belki son Belçika mağlubiyeti ile futbol kamuoyumuz bu maça pek sıcak bakmayabilir. ‘‘Nasıl olsa Dünya Şampiyonası Finalleri'ne katılma şansımız hemen hemen yok denecek kadar az'' düşüncesi bizleri maç gecesi sahaya çekmeyebilir. Öyle düşünenleri ben uyarmak isterim. Futbolda hiçbir zaman umut kesilmez. Öylesine inanılmaz maçlar, öylesine gerçekleşmesi mümkün olmayan sonuçlar futbolda yaşanmıştır ki, anlatmakla bitmez. Mustafa Denizli'nin gazetelerde bir beyanatını okudum. Tabii mutlu okudum. Bakın Mustafa ne diyor? ‘‘Parolamız 3 maçta 9 puan.'' Yani bu ne demek? Galler'i, San Marino'yu ve Hollanda'yı yenip, Dünya Kupası'na iştirak edeceğiz. Bu belki uzak bir ihtimal ama ihtimallerden bir tanesi. Ve biz bunu başarırsak asla ve asla mucizeyi başarmışız diye olaya bakılmamalı.

SIRA SENDE MUSTAFA

Burada bir tek bizi zorlayacak, bizlerin hayalini kırabilecek Hollanda'daki müsabaka var. Ama futbolun neler getireceğini kimse bilemez. O zaman yapılacak şey şu. Daha sonraki maçları bir kenara itelim ve önce Galler'e karşı üç puanımızı alalım. Hem de bol gollü. Ondan sonraki maçları hakemin Galler maçının son dakikasında çaldığı son düdükten sonra düşünelim. Milli Takımımıza seçilen futbolcular şu anda formda. Mustafa'nın yapacağı en iyi kadroyu sahaya sürmektir. Zira elinde güçlü, büyük ölçüde formda futbolular var. Zaten Mustafa'nın düşüncesi şu değil miydi? ‘‘Ben üst düzey futbolculardan 11 tanesini seçer, sahaya sürerim. Benim için altyapı, maltyapı yok'' dememiş miydi? Haydi öyleyse Mustafa şimdi sıra sende. 11 tane üst düzey futbolcu elinde var. Hatta fazlası var. O zaman onlardan tüm Türkiye'nin yüzünü ağırtacak bir takımı yap ve sahaya sür.

Türk toplumu geçtiğimiz yıllarda Milli Takım coşkusunu büyük ölçüde kaybetmişti. Son Belçika maçından sonra tekrar bir bocalama devresine girdik. Milli Takım coşkusunu biraz unutur gibi olduk. Aman sakın ha. Milli Takımımızın sahadaki mücadelesi, galibiyet azmi bizlerin tribünden onları güçlendirmesine bağlıdır. Biz coşkumuzu kaybedersek, onlar da kaybeder. O zaman yapılacak şey şu. Çarşamba gecesi Ali Sami Yen Stadı'nda tribünleri dolduralım ve takımımızı galibiyete itelim.

En büyük Türkiye, başka büyük yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!