ÇKP kongresi

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Cinnet yıllarından miras özel bir merakım var ya, sanki işim gücüm yokmuş gibi bütün hafta boyunca Çin Komünist Partisi'nin 15. Kongresi'ni izledim.

Radyo, televizyon, gazete, dergi bir yana, üstüne üstlük Pekin'den ulaşan ÇKP belgelerine dadandım. Eh bu konuda zaten tecrübeliyim, esas olarak satır aralarını okudum. ‘‘Yoldaşlar’’ leb demeden bendeniz leblebiyi anladım.

Önce bir şey söyleyeyim ki, doğrusu en çok şu gariban Kruşçev'a acıyorum.

Çünkü hatırlayın, eski Kremlin lideri 1956'da gerçekleşen Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Kongresi'nde Stalin'i eleştirip Bolşevik tabuları bir nebze revizyona tabi tuttuğunda, Kızıl Çin ortalığı velveleye vermişti.

Mao ve şurekası Rusya'nın kapitalizme döndüğünü ilan etmiş ve Moskova'yı ‘‘baş düşman’’ köşesine oturtmuştu. Sabah akşam beddua savurmuştu.

Tabii, Pekin'i kıble tutmuş bizim Maocularımız da aynı telden çalmıştı.

* * *

ÇKP Kongresi'ni izlerken tekrar tekrar anladım ki, fukara Nikita Kruşçev'un 1956'da söyledikleri ve Sovyetler'in daha ertesi yıllarda uygulamış olduğu iktisat politikaları aslında bugünkü Çin'in yanında solda sıfır kalıyormuş.

Hem O, hem de Brejnev, dün Pekin'de yine parti sekreterliğine getirilen Jiang Zemin'in yanında kıpkızıl ve su katılmamış Bolşeviğe benziyorlarmış.

Zira bakın, zaten ‘‘son imparator’’ Deng Sio Ping döneminde ‘‘sosyalist piyasa ekonomisi’’ etiketini benimseyerek anlı şanlı Marksist İncil'in ırzına geçen Çin şimdi de utangaç bir özelleştirmeyi devreye sokmaya hazırlanıyor.

ÇKP Kongresi'nde kabul edilen son kararlar devlet işletmelerinin kişisel sermayeye açılmasını ve istihdamın ‘‘rantabilize edilmesini’’ öngürüyor.

Bu ise pratikte, 1949'dan beri ‘herkese bir demir kase pirinç’’ sloganıyla belirlenmiş olan iş güvencesinin ortadan kalkacağı anlamına geliyor.

Zaten aynı güvenceye ilişkin Anayasa maddesinin değişeceği duyuruluyor.

Öte yandan, ‘ekonominin çarı’ olarak bilinen eski Şanghay Belediye Başkanı ve Merkez Bankası Başkanı Zhu Rongji'nin dün açıklanan Parti hiyerarşisinde üç numaraya oturması ve Mart ayında da Li Peng'den başbakanlığı devralacağına kesin gözüyle bakılması, Çin'deki merkezi kapitalistleşme sürecinin daha da hızlanacağını ortaya koyuyor. ‘‘Kızıl ülke’’nin pembeliği bile kalmıyor.

Doğrusu, bütün bunları saptadıkça, içimden, şimdiki ÇKP'nin binde birini bile yapmamış olmasına rağmen Pekin'den ‘‘dönek’’ damgasını yemiş Kruşçev'un mezarı başına gidip haykıra haykıra ‘‘Enternasyonal’’ söyleyesim geliyor.

Çin'in komutuna uyarak eskiden ‘‘sosyal emperyalizmin paralı askeri’’ diye küfrettikleri Küba önünde bugün salya sümük yaltaklanan ve aynı devletin yüz seksen derecelik zigzaglarına müthiş bir kıvraklıkla ayak uyduran bizim Maocu ‘‘karanlıkçıları’’ gördükçe de, beni dehşet bir tiksinti duygusu sarıyor.

* * *

Gerçekler inatçıdır. Çin gerçekleri farkedeli haniyse yirmi yıl oldu.

Devasa ülke, hala ‘‘sosyalizm’’ sıfatını taşıyan ama özünde Konfiçyüsçü toplumların otoriter kalkınma modeline tekabül eden merkezi kapitalizmi seçti.

Dün noktalanan ÇKP 15. Kongresi bunu bir kez daha teyid etti.

Söz konusu gelişme Çin açısından da, insanlık açısından da olumludur.

Asya devinin kaotik maceralara sürüklenmesi kimse için hayırlı değildir.

ÇKP denetiminde piyasa ekonomisine tedrici geçiş bugün için tek yöntemdir.

Ama ben yine de gariban Kruşçov'a yapılmış olan haksızlığa hayıflanıyorum.

Bir de, dön baba dönelim hacılara gidelim, çal baba çalalım Çinliler'e tapalım, bizim kıvrak dansöz Maocuları Pekin Operası'nda oynatıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları