Çiller'in arkasındaki

25 yıllık bir bolluk dönemi, dünyayı bekliyor. Hem de öyle, böyle değil... ABD'nin en prestijli tekno-sosyoloji dergisi, iletişim kültürü ve felsefesi konularına ağırlık veren, son 25 yılın en başarılı dergilerinden kabul edilen, bilgi çağının sözcüsü konumundaki Wired dergisinin yazarları Peter Schwartz ve Peter Leyden, dünya ekonomisinin önümüzdeki 25 yılda dört kat büyüyeceğini ve bu büyümeden kaynaklanan refahtan yalnızca gelişmiş ülkelerin değil tüm dünya ülkelerinin yararlanacağını iddia ediyorlar.Schwartz ve Leyden'in bolluk vaadi, çizdikleri iyimser ancak gerçekçi bir senaryoya dayanıyor. Önümüzdeki yıllarda başarılı olmak isteyen kişi, şirket ve devletlerin önüne koydukları başarı formulü ise çok basit: Açık, iyi. Kapalı, kötü.Açığın neden iyi, kapalının neden kötü olduğunu, Schwartz ve Leyden'ın yan sütunlarda çevirisini yayınladığımız tezlerinden okuyabilirsiniz. Biz biraz Türkiye'ye dönüp dünyaya ne kadar açık, ne kadar kapalıyız, ona bir göz atalım.Türkiye garip bir ülke, kimin ilerici kimin gerici olduğu belli değil. Büyük İslam Birliği gibi saçmalıklarla teknolojinin kaynağına sırtını dönen bir parti, bir bakıyorsunuz bilgisayar teknolojilerinden en iyi yararlanan seçmen kitlesine sahip. Dışa açılmanın en önemli kapısı olan Dışişleri Bakanlığı'nın başına, bir de bakıyorsunuz, seçimden önce batılı ülkeleri kapı kapı dolaşıp gericilerin karşısındaki tek teminatınızım diyen bir yalancı gelivermiş. Üstelik arkasını kollamaktan önünü göremeyen bu kişi Avrupa Birliği'ne Türkiye'yi ben sokacağım diye yırtınırken, bir bakıyorsunuz, bağnaz milliyetçilik edebiyatları yapmaya başlamış.Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi şart diyoruz. Bir de bakıyorsunuz Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini savunan, Türkiye bir Avrupa ülkesidir diyen yazarlar, kendilerini Avrupa'dan soyutlayıp, bunlar işte böyledir, biz Türkler onlara haddini bildiririz diye ağlamaya başlıyorlar. Hani biz Avrupalıydık, öyleyse onlar kim?Türkiye bir Avrupa ülkesi. Ve biz Avrupalılar önümüzdeki 25 yıllık bolluk döneminden payımızı alacağız.Asıl soru, Türkiye'nin dünyanın bir parçası olmaya aday bir Avrupa ülkesi olup, olmadığı? Avrupa dünyayla bütünleşirken, Avrupa'dan kopup kopmayacağı? Neyse ki başımızdaki, arkasına baka baka koşmaya çabalayan hükümetten kurtulduk. Şimdi, bu sorunun cevabını mevcut hükümetin ve onu izleyecek hükümetlerin icraatında bulacağız.Bu hükümetler de, toplumdan kopuk Şark zihniyetli bir tutum izleyecek olurlarsa yine sorun yok. Türkiye dünyanın en liberal ülkesi olmaya aday. Bunu da tüm siyasi krizlerde, ekonomisinin hükümet olmadan da ayakta kalabileceğini göstererek çoktan kanıtladı. Varsın yeni hükümetler de Şark zihniyetli çıksın. Biz siz olmadan daha Dünyalıyız.yurtsan@ibm.net
Yazarın Tüm Yazıları