Çekemediğimiz pozlar

DÜN yayımladığımız fotoğraf albümünün kamera gerisinde ilginç hikáyeler var.

Mesela Yaşar Kemal'in şöyle bir pozunu çekmek istiyorduk:

Ünlü yazarımız bir smokin giymiş, bacak bacak üstüne atmış bir vaziyette sandalyede oturuyor.

Bir elinde puro var, öbür elinde de bir viski bardağı.

Bu fotoğrafı çok arzu etmiştik. Çünkü hayalimizdeki poz, onu Nobel Ödülü almış yazarlar arasında gösteriyordu.

Ama Yaşar Kemal bunu kabul etmedi.

Herhalde tepki alacağını düşündü.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ı, bir askeri bandoyu veya bir klasik müzik orkestrasını yönetirken çekmeyi istemiştik.

Ama o evinde müzik dinlerken poz vermeyi tercih etti.

Yine de bu pozun, Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde farklı bir yeri olacağını düşünüyorum.

Küçük bir ayrıntı...

Yakından baktıysanız, elindeki CD'nin Pavarotti'ye ait olduğunu göreceksiniz.

En fazla Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile cebelleştik.

Demirel'i cabriole bir arabanın direksiyonunda, yanında Nazmiye Hanım ile birlikte çekmeyi istemiştik.

‘‘Ben hayatımda araba kullanmadım ki’’ deyip bu pozu reddetti. Hemen arkasından, ‘‘İsterseniz iki atlı bir araba getirin. Onu kullanayım’’ dedi.

Biz, ‘‘Öyleyse sizi bir kahvehanede tavla atarken fotoğraflayalım’’ dedik.

O ise satranç masası başında çektirmeyi kabul etti. Tabii karşısındaki rakibinin, bilim oyunların ustası eski DSP milletvekili Emrehan Halıcı olduğunu herhalde fark ettiniz.

İlk poz teklifimizi hemen kabul eden siyasetçi, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dı.

Onu ODTÜ'nün Eymir Gölü'nde, öğrenci kürekçilerle birlikte çektik. Çok güzel bir fotoğraf oldu.

Bana göre en güzel fotoğraflardan biri, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'ınkiydi.

Fener Patriği Bartholomeos'un fotoğrafı da sempatikti.

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Bardakoğlu'nu da böyle daha liberal bir pozla fotoğraflamayı istedik.

Ama kabul ettirebildiğimiz poz bu oldu.

Onunla ilgili bir ayrıntı...

Elindeki kitaba dikkatle baktıysanız, Dostoyevski'nin ‘‘Delikanlı’’ adlı eserini okuduğunu göreceksiniz. Gençliğinde okuduğunu söylediği Peyami Safa'nın kitaplarından biriyle çekmek istedik. Ama Diyanet kütüphanesinde Peyami Safa'nın hiçbir kitabı yoktu. Bardakoğlu, sonunda kütüphanede bulunabilen ‘‘Delikanlı’’ üzerinde karar kıldı.

Görmediğiniz öteki pozlarında ise İslami kitaplar vardı.

Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili'yi duş alırken fotoğraflamak istedik.

Tabii ki gövdesinin üst tarafını...

Tabii ki o da kabul etmedi.

En kolay çalıştığımız insan Aydın Doğan oldu.

Kendisine önerdiğimiz bütün pozları hiç itiraz etmeden kabul etti.

Bizi en çok zorlayan fotoğraf ise Melih Gökçek'inki oldu.

Arkadaşlar onu bir heykelin başında fotoğraflamak istediler. O da kabul etti.

Ancak fotoğrafı çekmek üzere o mekana gittiklerinde, bir sürprizle karşılaştılar.

Melih Gökçek, Emin Çölaşan'ın bir heykelini yaptırtmıştı. Arkadaşlarımız başka bir heykelin bulunmasını istediler. Ama o bununla fotoğraf çektirmekte ısrar etti.

Üstelik ‘‘Bakalım bunu yayımlayabilecek misiniz?’’ diyerek şaka yollu şantaj da yaptı.

Ancak Gökçek ‘‘Bunun bir şaka olduğunun’’ altını da dikkatle çizdi.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafları mükemmeldi. Gerçekten futbol oynadığı belli olan bir insanın sahici pozlarıydı.

Ayrıca bir ayrıntıyı da dikkatinize sunmak isterim...

Başbakan fotoğraf çekimi sırasında çok kolaylık gösterdi, çok rahattı. Ve çok da sıcaktı.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü çok farklı bir pozda fotoğraflamak istiyorduk.

Kayserili olduğu için onu mantı açarken fotoğraflayacaktık. O bunu kabul etmedi. Ama bana göre çok daha güzel pozlar verdi.

Ancak aile ortamında görülebilecek pozlarını çekmek imkanı bulduk.

Kültür Bakanı Erkan Mumcu'nun çocuklarıyla fotoğrafı, bana göre çok modern ve çok güzeldi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, fotoğraf çektirmeyi kabul etti.

Ancak yoğun işleri dolayısıyla bir türlü zaman bulamadık. Bize daha önce çekilmiş fotoğrafını verdi. Hemen belirteyim, bana göre bu fotoğraf, çok güzel ve çok sempatikti.

Özellikle eşinin saç modeli ve kıyafeti hepimizi şaşırtacak modernlikteydi.

Sonunda bütün bunlardan çok güzel uzun yıllar hatırlanacak bir albüm ortaya çıktı.

Ama bana göre albümün en önemli tarafı, Türk devlet ve siyaset elitinin değişen zihniyetini ortaya koymasıydı.
Yazarın Tüm Yazıları