Bye bye Silvester

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

24 Ağustos'a çok az bir zaman kaldı.

Ne yazık ki beni ciddiye almadınız.

‘‘Yapmaz’’ dediniz, ‘‘kedisini öldürecek kadar gaddar olamaz’’ diye düşündünüz.

Acır dediniz. Kalbi dayanmaz dediniz.

Bir kere yazdı artık konuyu unutmuştur diye söylendiniz.

YANILDINIZ.

Tatile çıkmam için gazete yönetimine baskı yapmadınız.

Fakslar, mektuplar atmadınız.

Telefonları kilitlemediniz.

Ve işte artık o zaman geldi.

Silvester artık hayatının son saatlerini yaşıyor.

Tabutu hazır.

Firavunlar gibi gömülebilsin diye tabutun içine birkaç oyuncak koydum.

O daha şimdiden ebedi istirahatgâhına alışmaya başladı.

Zaman zaman tabutun içine girip oturuyor.

Bana güzel gözleriyle bakıyor.

Sanki olacakları anlamış da, son anda bir umut ışığı bekler gibi izliyor beni.

Belki de için için ağlıyor.

***

Ama geri dönüş yok artık.

Benim vicdanım rahat.

Gönül rahatlığıyla öldüreceğim onu.

Çünkü asıl suçlu sizlersiniz.

Ertuğrul Özkök'ün -ki kendisi son 100 yılın en seksi erkekler listesine 11'inci sırada hem de Antonio Banderas'tan bile önde girmeyi başarmış olan kişidir- kedileri sevdiğini düşündünüz.

Onun ne kadar acımasız olduğunu, taş yürekli olduğunu, üzerine baskı kurulmaz ise Silvester'in infazını Roma İmparatorluğu'ndaki gladyatörlerin ölümünü izleyen seyircilerin hazzıyla izleyeceğini anlamadınız.

Silvester'in kaderini onun ellerine bıraktınız.

Benden günah gitti.

***

Aslında daha iki gün var.

Belki bir hareket olur da Silvester kurtulur diye arada bir düşünüyorum.

Ama sizde iş yok.

Kendi aleminize dalmışsınız, egoistçe bu infazı uzaktan izliyorsunuz.

Ben gerekli tedbirleri aldım.

Ona çok güzel, çok rahat edeceği bir tabut hazırladım.

Dediğim gibi birkaç oyuncak da koydum içine.

Belki biraz mama da koyarım.

İçimi tek rahat kılan şey Silvester'ın tabutundan pek hoşlanmış olması.

Ne zaman tabutu açık bırakıp gitsem, geri döndüğümde bir bakıyorum içine girmiş mışıl mışıl uyuyor.

Birkaç kez bu görüntüden moralim bozuldu, içinden çıkarmaya çalıştım.

Silvester direndi bana.

Acaba olacakları anlayıp da kendini koyvermiş durumda mı, bilemiyorum ki.

***

Neyse, tabii bu arada gazete yönetiminde bana karşı bir tavır değişikliği olur ve tatile çıkmama izin verirlerse tabii ki infazı durduracağım.

Ama siz yine de resme bir bakın.

Ve BYE BYE SİLVESTER deyin.

Merak etmeyin ölümünü mümkün olduğu kadar acısız gerçekleştireceğim.

Yapmış olduğum hesaplamalara göre benim evde duran Amerikan profesyonel ligi beyzbol sopasıyla onun beynine tek bir vuruşta bu iş bitiyor.

İyi ki amatör ligde kullanılan daha hafif sopalardan almamışım.

Çünkü onlarla en azından iki veya üç darbe gerekecekti, bu da evde lüzumsuz gürültü olması sonucunu doğuracaktı.

Rana beyzbol sopasına da karşı.

Boğsan daha iyi olur diye söylenip duruyor.

Neymiş efendim, kan sıçrayacakmış da duvarlar batacakmış.

Eee, ne yapayım yani bu böyle keyifli bir olay değil sonuçta.

Nasıl yaparsan yap mutlaka bir yan etkisi olacak.

Hem sonra duvarı da kaçınılmaz biçimde tek başıma ben temizleyeceğime göre ona ne yani, niye karışıyor anlamıyorum.

***

Tam bu yazıyı yazarken Silvester yanıma geldi.

Bacağıma sürtünüyor ve beni ne kadar sevdiğini anlatmak için mırıldanıyor.

Kafasını okşadım, aman Tanrım o ne yumuşacık kafa öyle.

Beyzbol sopası da fazla gelecek galiba.

Neyse artık işi fazla teorik tartışmayla uzatmaya da gerek yok.

BYE BYE SİLVESTERIM, senin sonun böyle olmamalıydı.













Yazarın Tüm Yazıları