Büyük yatırımımız var, Ege yeni kalemiz

Tam 15 yıldır İstanbul eğlence yaşamının nabzını tuttu...

Haberin Devamı

Türkiye’nin en ünlü gece kulüplerinin sahibi... Şimdi ise Metro Turizm Ege Bölge Başkanı. Nida
Büyükbayraktar, ilk kez eğlence yaşamı ve kara yolu ulaşımı ile ilgili konuştu;

Uzun yıllar İstanbul’da in mekanların sahibiydi... Canlı müzik yapan ve Türkiye’nin en iyi kulüpleri, Arena, Angle, Çilveli Meyhane, Keops ve Votka bunlar arasındaydı... 15 sene İstanbul eğlence yaşamının nabzını tuttu... Serdar Ortaç’tan, Kenan Doğulu’ya, Nükhet Duru’dan, Muazzez Ersoy ve İbrahim Tatlıses’e, Yıldız Tilbe’ye, Hülya Avşar’a, Ebru Gündeş ve Bülent Ersoy’a kadar, pek çok ünlü isim, gece kulübü olarak onun lokallerinde, ilk kez sahne aldı. Bu arada, içecek sektöründe, içki ve meyve suyu olarak, dünya markalarının Türkiye distribütörlüğünü yaptı. En ünlü gece kulübü ve beş yıldızlı otellere bunları dağıttı. Şimdi İzmir’e yerleşti. Metro Turizm’in Bölge Grup Başkanı. Nida Büyükbayraktar ve on yıldır birlikte olduğu manken, dizi oyuncusu Didem Taslan ile Sipari’de dostane bir sohbet yaptım. İzmir ile İstanbul eğlence yaşamından, kara yolu ulaşımcılığına, Metro Holding’in İzmir’le ilgili yeni projelerine kadar. Buyrun, okuyun...
Kalite düştü
? SD: Niye eğlence yaşamındaki krallığını bıraktın?
NB: Gece yaşamının yorucu olması ve eski eğlence hayatının, kültürünün bitmesi, gezen insanların ve paranın el değişmesi, yeni yüzlerin ortaya çıkışıyla da eğlencenin de yüzünün değişmesi, kalitenin de düşmesi beni soğuttu.
? SD: Peki ulaşım sektörü nereden çıktı?
NB: Metro Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk, çok yakın dostum. Ağabeyim sayılır. Metro Turizm’in Ege Bölgesi Başkanlığı’nı teklif edince, (hayır) diyemedim. 2010 yılında 15 milyon yolcu taşıyan, Türkiye’nin ulaşımcılığında en büyük firması Metro Turizm… Ege’de büyümesi için de ben enerjimi vereceğim. Ege’den hemen her yere, düzenli otobüs kaldırıyoruz. İzmir’den, Denizli, Marmaris ve Fethiye’ye seferlerimiz yoktu. Bunun tüm alt yapılarını yaptık. Bornova’da 11 bin metre bir garaj yaptık. Bu garaj ile birlikte İzmir yolcuları çok daha konforlu ağırlanacak. Bir bölümüne de outlet yapıyoruz. Dünya markalarını içeren. İzmir’e önemli yatırımlar yapacağız. Ege yeni kalemiz. Şu an Ege Bölgesi’nde 4 bin kişiye iş olanağı veriyoruz. Holding’in bünyesinde ise 20 bin kişi çalışıyor. 2011’de Ege için bu rakamı en az 5000-5500 kişiye çıkarmaya gayret edeceğiz...
? SD: Niye İzmir?
NB: Teklif edilen Ege Bölgesiydi. İzmir’i tercih etmemin bir nedeni de yeni otoyol projesi. Bu proje ile İzmir-İstanbul arasında, karayolu taşımacılığı hiç bir zaman bitmeyecek.
? SD: Biliyorsun uçağa binmeyeni neredeyse dövecekler. Çok büyük kampanyalar var. Sevgililer Günü’nde 1 Euro’ya kadar düştü biletler. Bu karayolu taşımacılığına darbe vurmuyor mu?
NB: Uçaklarla rekabet şansı tabii ki yok. Ama artık otobüsler de öyle konforlu oldu ki? Ayrıca uçak korkusu olanlar var. Uçağın gitmediği yerler var... Servis ağımızla, verdiğimiz hizmetle, Türkiye’nin her köşesine ulaşım sağlamakla, biz de bu yarışta var olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Tabii ki, senin dediğin gibi 50.00 TL ya da 1 Euro’ya karayolu ulaşımı yapmak zor. Ama yeni yapılacak otoyol projesi ile, İzmir-İstanbul arasındaki karayolu taşımacılığının, büyük ivme kazanacağına inanıyorum Bu süre 5 saate düşecek. Özellikle otobüs yolculuğunu sevenler için daha keyifli olacak. Ayrıca güzergah içinde yer alan Bursa ki, büyük metropol, Balıkesir, Manisa gibi şehirlerin olması ve buralardan da yolcu almamız, ileride de daha artacağından pek çok şirket için zarar en aza inecektir.
Gazinolar bitti
? SD: Eğlence yaşamında kraldın. Özellikle gece kulübü ve canlı müzikte. Bir çok isim ‘eller havaya’ konseptini sende başlattı. Ve seninle birlikte de pek çok rakip yerler vardı, canlı müzik yapan. Şimdi ise yok oldular. Niye?
NB: Sahne maliyetleri çok yükseldi. Sanatçılar astronomik ücretler almaya başladı. Eski müşteri kalmadı. Eskiden her masada şişe viski, votka vardı. Herkes bir birine hava olsun diye şampanya patlatırdı. Sahnedeki sanatçının neredeyse ücretine yakın, şampanya açtırıp, hesap ödeyenler vardı. Kaliteli mekan kalmadı. Eğlence hayatı biraz da ucuz maliyetli, arabesk sanatçılarının eline düştü. Ya da tavernacılara kaldı. A Klas mekanlar yok. Konser sanatçılığına döndü iş. Ekonomi de iyi değil. O hesapları ödeyen müşteri de yok. Sen de biliyorsun. Bizim mekanlara geldiğin an hemen herkes tanıdıktı. Masana şişe şişe şampanya ve viski gelirdi. Ekonomi de müşteri de kan kaybetti. Gazinolar da bu yüzden bitti. 70’li, 80’li hatta 90’lı senelerde bile Bebek Park, Aşiyan, Çakıl, Caddebostan Maksim, Büyük Maksim, Grand Yazıcı, Pembe Köşk gibi büyük gazinolar vardı. Ayrıca Boğaz’da, Tarabya da ve Sahil’de de irili ufaklı yine canlı müzik ve taverna yapan yerler vardı.
? SD: Peki, bu eğlence ne oldu?
NB: Aslında kumarhanelerin de kapanması bu eğlenceyi etkiledi. Günümüzde Kıbrıs’a kaydı. Kumar turizmi nedeniyle artık sahnenin starları, dev isimleri buradaki casinolarda sahne almaya başladı.
? SD: Pek çok ünlü isme sen şöhret kapılarını da açtın... Pek çok isim de gazino dışında, gece kulübü olarak ilk kez sende sahne aldı? Kimdi bu isimler?
NB:Kenan Doğulu, Yıldız Tilbe, Ege, Yaşar, Burak Kut. Keops’da Nilüfer, Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses, Aşkın Nur Yengi, Serdar Ortaç, Mehmet Ali Erbil, Hande Yener, Cenk Eren, Nükhet Duru, Muazzez Ersoy, Ebru Gündeş, Bülent Ersoy…
İzmir’de eğlence sönük
? SD: Bunların pek çoğu kaprislidir. Çalışmak zordur. İçlerinde seni üzen, bıktıran kim ya da kimler oldu?
NB: Büyük isimlerle çalışmanın tabii sıkıntıları olmadı değil. Özellikle ilan ve kulis konusunda bazı şımarıklıkları olanlar var. Ama beni gerçekten bezdiren isimler, Muazzez Ersoy, Serdar Ortaç, Nükhet Duru’dur. Çok enteresan sıfır kapris biri İbrahim Tatlıses’dir. Adama boşuna ‘İmparator’ dememişler. İstediği rakı, biraz da çerezdir. Onu bile yemez. Yanında gelenler içindir. Müşteriyi de mutlu eder ve her isteği de okur, geri çevirmez. Hande Yener de çok mütevazidir.
? SD: Peki İzmir ile İstanbul eğlence yaşamını karşılaştırsan... İşte bu sorum üzerine o ana kadar bizi dinleyen sevgili Didem Taslan, “Bir deve, yani İstanbul, İzmir ise bu devenin kulağındaki tüy” dedi... Söz Didem’e gelmişken. Büyük bir dizi projesiyle yeniden ekranlara dönüyor. ‘Kurtlar Vadisi’nden sonra yine çok etkili bir rolle. Hayranlarına duyrulur. Neyse söz tekrar Nida’da…
NB: İzmir’deki eğlence hayatı tamamen balık restoranları ve iyi restoranlar üzerine kurulmuş. Öyle kaliteli canlı müzik yapan, ya da büyük starların çıkacağı bir yer yok. Bir elin beş parmağını geçmez belki de... İzmir’deki A sınıfının da gece kulübü işlettiğim dönemlerde biliyorum. Bir İstanbul tutkusu var. Eğlenmeğe İstanbul’a geliyorlar. Hatta, orada daha da fazla para harcıyorlar. Bir de balık restoranları tamam da bir Çin, Japon, Arap, Meksika, İtalyan ya da bir Fransız restoranı da yok, İstanbul’daki gibi... Yani sönük.

 

Yazarın Tüm Yazıları