Bütün güzellikler onun olsun

Dertlerimi zincir yaptım, birbirine ekliyorum, geleceksin diye bir gün, seni hâlâ bekliyorum.

Haberin Devamı

Aşk acısını, severken ayrı kalmanın insana yaşattıklarını, arabeske kaçmadan ama damardan anlatan bir başka şarkı daha yoktur herhalde.
Her dinleyişim, özellikle de “meğer ne çok severmişim, ayrılınca anladım” cümlesi göz pınarlarıma dolan yaşlarla süslenir.
Acıtan ama güzel bir şarkıdır.
Ve dünyanın en saf, temiz ve iyi niyetli ayrılık şarkılarından biri.. Güle Güle Sana...
Gidenin ardından “güle güle sana, seni Tanrım korusun, bütün güzel şeyler, hepsi senin olsun” demesi, dedirtmesi ne kadar da özeldir, güzeldir.
Bu şarkıları bize armağan eden Selçuk Ural’ın 45. Sanat Yılı adına düzenlenen gecenin sunucusu bendim.
Böyle bir geceyi sunmanın, onunla birlikte sahneye çıkmanın beni ne kadar mutlu ettiğini, nasıl gururlandırdığını tahmin edersiniz.
Önce DJ Hakan Eren’in performansı vardı.
Sonrasında sahneye Behzat Gerçeker ve ENBE Orkestrası, Mustafa Ceceli, Selçuk Ural, Ferhat Göçer ve Sezen Aksu çıktı.
Selçuk Ural’ın 45. yıl kutlamasının geliri 11 yıl önce Turkcell ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı tarafından başlatılan ve imkanı olmayan kız çocuklarının eğitimine harcanan Kardelen projesine gitti.
Gecenin sonunda albüm ve konser dizisiyle Kardelen projesine en fazla desteği veren Sezen Aksu, tüm sanatçılarla birlikte sözleri ve bestesi kendisine ait olan “Kardelen”i söyledi.
“Kardelenler karın altından çıktı, meyve bile vermeye başladılar, bu gece iki Kardelen kızımız keman ve saksafon çalarak bu konsere eşlik ediyorlar” dediğimde Sezen Aksu’nun gözleri doldu.
Selçuk Ural da 45. sanat yılını böyle özel ve anlamlı bir geceyle kutlamış olmanın huzur, gurur ve mutluluğunu yaşıyordu.
Ayrılığı bile “güle güle sana, seni Tanrım korusun, bütün güzel şeyler, hepsi senin olsun” diyen güzel sözlerle anlatan özel bir sanatçıya yakışır bir geceydi.
45. sanat yılında bütün güzellikler Selçuk Ural’ın olsun...

Haberin Devamı

Karpuz peynir ve korku filmi

Yaz aylarında bir karpuz peynir bir de korku filmleri iyi gidiyor. Tatil moduna girilip, geç kalkıldığından geceler daha uzun yaşanır, filmlerin etkisi daha fazla hissedilir ondandır belki.
Geçen hafta vizyona giren İspanyol korku filmi “Julia’nın Gözleri” gecelerinizi zorlaştıracak filmlerden.
Film, intihar eden ikiziyle ilgili sırları çözmeye çalışan Julia’nın başından geçenler üzerine kurulu.
Olayın gizemi yavaş yavaş çözülürken, gözümüzün önünde gerçekleşen kedi fare oyunu da giderek daha ilginç bir hal alıyor.
Julia’nın artan göz bozukluğunun desteklediği gerilim de tırmanıyor.
Kör olmak, görememek, olan biteni fark edememek korkuları besleyen unsurlar.
“Julia’nın Gözleri” bunları sonuna kadar ve etkili bir şekilde kullanarak gerginlik yaratan ve korkutmayı başaran bir film.
İlk yarısında merak ettirirken, ikinci yarısında ise aksiyon ve kovalamacayla farklı bir tarafa yelken açıyor.
Korku filmlerinin türlü numaralarını (tuhaf sesler, yanıp sönen ışıklar, karanlık, kesik telefon hatları gibi) doğru yerlerde kullanarak gerilimi anlık korku ve kalp çarpıntılarına döndürmeyi de başarıyor.
Yine de biraz daha kısa olsa daha iyi olurmuş demeliyim.

Haberin Devamı

Radyocular dünyasından

Bildiğiniz gibi, “Hop Dedik Orda Kal” adlı mini albümle, bilmediğim, farklı bir dünyadan içeriye kafamı uzattım.
Ve bu dünyanın kral ve kraliçeleriyle tanıştım.
Arabada, evde, işte seslerini duyduğumuz ama kim olduklarını bilemediğimiz, çok fazla göz önünde olmasalar da sesleriyle, fikirleriyle hem müzik dünyasına hem de hayatlarımıza yön verenlerle, albümlerin, şarkıların tanınmasının arkasındaki gizli ama büyük kahramanlarla... Radyocularla.
Zaman zaman, yerim olduğunca onları size tanıtmaya çalışacağım.
Karmatürk’ten Elife ve Radyo D’den Sarışeker Sema ile başlayalım.
Her gün 14.00’den itibaren Karmatürk’te olan Elife, dünyalar güzeli bir kız, canlı, dost, neşeli, kıpır kıpır.
Radyosu, sadece davet ettiği değil, geçerken uğradık diyen müzisyenlerle de dolup taşıyor.
Radyo D’de hafta içi her gün öğleden sonraları Sarı Şeker Sema ile buluşuyoruz.
Radyo D’nin de Canlı Dostlarımız programını da sunan Sarı Şeker Sema başarılı bir programcı ama her şeyin ötesinde sıkı bir hayvansever. Veteriner Ayhan Yılmaz ile yaptıkları Canlı Dostlarımız adlı programını kaçırmıyorum. Ve onları bu özel program için çok seviyorum.
Radyo yayınımız haftaya Alem Fm’den Bonbon Funda ve Show Radyo’dan Hakan Demir’le devam edecek.

Yazarın Tüm Yazıları