Bürokraside milyarder emeklilik tezgáhı var

Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonu'dna önde gelen KİT'lerden birinin başındaki bürokrat faaliyetlerini anlatıyor, bilançosunu savunuyor.

Aradan bir Komisyon üyesi bürokrata şaka yollu takılıyor:

- Farkında mısınız, siz neredeyse 10 kişinin hakkını yemişsiniz...

Bürokrat önce atılan lafı algılayamıyor, Komisyon üyesine dönüp, ne demek istediğini anlamaya çalışıyor. Bunun üzerine Komisyon üyesi ne demek istediğini biraz daha açık sözlerle ifade ediyor:

- Siz epey uzun süredir görevinizdesiniz. Oysa bu süre içerisinde rahatlıkla 5-10 değerli bürokrat arkadaşımız da bu makama gelip, emeklilik yaşamının daha rahat geçmesini garantileyebilirdi.

Bu diyalog kafama takıldı. KİT'lerden birinde genel müdür, genel müdür yardımcısı gibi koltuklardan emekli olmak ne gibi avantajlar sağlıyor?

Bu soruma önce KİT Komisyonu'nda atılan lafa muhatap olan bürokratın yakın çalışma arkadaşlarından birinden yanıt geldi:

- KİT'lerden birinin genel müdürüyken emekli olmak, ortalama 1 milyar liralık emekli maaşını garantilemek anlamına geliyor.

MAKAM VARİSE DE KALIYOR

Aldığım bu yanıtla yetinmedim. Sadece çıplak maaşlarının Emekli Sandığı kurallarına göre bağlanan bölümünün her makam için 1 milyar lirayı bulması ya da aşması nasıl mümkün olabilir?

Bu soruma da eski bir bürokrattan yanıt buldum:

- Makam tazminatlarıyla ilgili kararname bir süre önce değişti. Görev sürerken maaşlara eklenen makam tazminatı, emeklilik halinde de sürüyor.

Ne demek, yani bir genel müdür emekliliğinden sonra da genel müdürmüş gibi makam tazminatı mı alıyor?

Bürokrat dostum yanıtını daha da netleştirdi:

- Elbette... Genel müdürsen, makam taznimatın emekli maaşınla birlikte ona göre sürüyor. Genel müdür yardımcısıysan yine öyle... Aynı durum bürokrasideki birçok makam için geçerli. Ayrıca, diyelim ki bir genel müdür gerekli süreyi dolduramadan başka bir göreve atandı. Daha sonra denk bir göreve geldiği zaman, o da makam tazminatı için yeterli oluyor. Ayrıca, makamlardan hangisinin tazminatı daha yüksekse, ona göre seçim yapma şansı da bulunuyor. Ayrıca ölüm halinde makam tazminatı varislere de kalıyor.

İ
Kİ YIL YETİYOR

Geçen hafta Sümer Holding'te kısa sürede 24 genel müdür ve yardımcısı atandığı gündeme geldi. Sadece bir fabrikaya atanan genel müdürlerin görevde kalış süreleri şöyleydi:

Y.S. (7 ay 11 gün), Y.K. (1 ay 19 gün), Ş.A. (7 ay 19 gün), İ.K. (2 ay 10 gün), N.S. (4 ay 5 gün), H.Y. (1 ay 8 gün), F.T. (1 yıl 8 ay).

Bu kadar kısa sürelerde o koltuklarda kalmak ne işe yarıyor dersiniz?

Onu da ilgili kararnameden aktaralım:

‘‘Makam tazminatı öngörülen görevlerde en az iki yıl çalışmış olmak yeterlidir. Fiilen bu makamlarda görevli iken emekliye ayrılmak koşul değildir.’’

Kısa süreli atamalarda, atanan kişilerin makam tazminatı için gereken 2 yılı tamamalaması gözönünde tutuluyor. Böylece kumpası kuran ‘‘milyarder emekliliğin’’ tadını çıkarıyor.

Bakalım devlet küçülürken daha kaç ‘‘milyarder emeklimiz’’ olacak.

Damadı bakan oldu koltuk elinden gitti

ULAŞTIRMA
Bakanı Oktay Vural'ın görevden aldığı bürokratlar arasında PTT Genel Müdürü Dursun Dağaşan da var. Radikal'de yer alan bir habere göre, bunda PTT'nin Enis Öksüz'e otomobil tahsis etmesi rol oynadı.

Yine de bu görevden alma, Dursun Dağaşan'ı tanıyanları şaşırttı. Dursun Bey, Oktay Vural'a ‘‘damadım’’ dermiş. Dursun Bey, bu kopyayı Enis Öksüz'ün istifasından sonra Ulaştırma Bakanlığı'na ismi geçenler konusundaki bir yorumu sırasında vermiş.

Dağaşan'a, ‘‘Sayın Genel Müdür, Ulaştırma Bakanlığı için kimin şansı van?’’ diye sormuşlar. Yanıtı şöyle olmuş:

‘‘Tunca Toskay, Ahmet Kenan Tanrıkulu veya Oktay Vural olabilir. Bunlar arasında benim gönlüm Oktay Vural'dan yana. Çünkü o benim damadım.’’

Dağaşan
, sonra sözünü şöyle tamamlamış:

‘‘Oktay Bey'in eşi benim öğrencimdi. Tanışıp, aralarında evlilik kararı aldıktan sonra, eşinin ailesinden önce Oktay Bey gelip kızı benden istedi. Dolayısıyla benim manevi damadım sayılır.’’

Belki de dengeler değişti, Dursun Bey manevi damattan umduğunu bulamadı.
Yazarın Tüm Yazıları