Böyle nereye

Türk Hava Yolları'ndan her gün gönderilen yöneticilerin haberleri geliyor.

Kimi Halit Ürkmezgil gibi efsane olmuş Yer İşletme Başkanı, kimi Nurçin Özsoy gibi eğitimin temel taşı.

Yönetim şirketi gençleştirmeyi hedeflerken tecrübelilerin tümünü yollayarak çaylaklarla mayın tarlasına giriyor. Gidenlerin arasına yetişmiş gençler de katılıyor. Bir iddiaya göre önümüzdeki günlerde 33 Dış Satış Müdürü, yine dış ülkelerde çalışan 115 personel de emekli edilecek ya da yollanacak. Bu yollamalar, toplam 600'e kadar ulaşacak. Pilotlardan, purser'lara, satış servislerinden tekniğe kadar geniş bir yelpaze içinde gerçekleşecek.

Eğer Türk Hava Yolları denildiği gibi özelleştirme için hazırlanıyorsa, çok büyük bir insan gücü şirketin varlığından uçuruluyor. Yok sadece yönetimin istediği insanlara yer açmak için bu yapıyorsa THY'nin geleceği için endişeler alarma dönecektir.

FAZLA PERSONEL

Türk Hava Yolları bugün 65 uçaklık bir filoya sahiptir. Dünyada bu sayıda uçak işleten şirketlere bakıldığında THY'deki personel sayısında fazla bir şişme olmadığı görülebilir. Bu işi 10 bin yerine 3 bin personelle yapmanıza imkan yoktur. Dışarıdan hizmet alarak yürütebileceğiniz işler olduğu gibi olmayanlar da çoktur. Şirketin güvenliği, hizmet anlayışına bazı zorunluluklar da getirmektedir. Teknik yapınızı bir başkasına emanet etmek, ya da rezervasyon sisteminizi dışarıdan bir firmaya kiraya vermek öyle kolay değildir . Eğer uzun yıllar ayakta durulmak isteniyorsa bazı ipuçlarının her zaman şirketin elinde olması gerekiyor.

İşin bir başka yüzü de, yanlışlar zincirleme yapılsa da THY en az bir yıl var olan hızı ile yoluna devam eder. Kasasındaki 190 milyon dolar ile ayakta durur. Ama dünyada havayolu yolculuğunda ciddi düşüşler yaşanırken THY'nin geleceğini düşünmeden hareket etmek yanlış olur. Maceracı anlayışlarla, uçakların bir bölümünü, astarı yüzünden pahalı maliyetlerle kargoya çevirme hevesleri ve 500 milyon dolar kár hedeflenmesi komiktir.

İŞARET YOK

Keşke olsa. 500 değil, 1 milyar dolar gibi kárlar hedeflense. Ama böyle kárlar için ihtiyaçlara göre filo değişiklikleri, özel satış sistemleri, sürekli doluluğu yakalayabilecek anlayışlar vizyona getirilmesi gerekir. Bu vizyonun işaretleri henüz gelmiş değil. Geleceğine ait bir işaret bekliyoruz. Bu işaret inandırıcı olursa o zaman istediğiniz kadar uçağı kargoya çevirin, Boeing'den ya da Airbus'dan özel yetkilerle imalat izinleri alın. Dünyaya kafa tutan işler yapın.

Alkışlamak için biz çoktan hazırız.

Yine de şunu unutmamak gerekiyor.

THY uçan bir şirkettir.

Ama şartlar ne olursa olsun yöneticilerin ayaklarının yere basması gerekir.


CNT DÜNYAYA KAFA TUTUYOR


Avrupa, Amerika veya Uzakdoğu'da, yabancı bir havayolunun kabininde her an bir Türk şirketinin imalatı çatal-bıçak, yemek tepsisi, battaniye veya bir başka ürünle karşılaşabilirsiniz. ‘Kabin içi servis ekipmanı’ olarak adlandırılan bu pazara dört yıl önce giren İstanbul merkezli CNT şirketi, büyük havayollarından aldığı siparişlerle dünya devlerine kafa tutuyor.

İstanbul Yeni Bosna merkezli şirket, plastik-metal çatal, bıçak, tuzluk biberlik setleri, tabak, tepsi, servis çekmecesi, battaniye, yastık, koltuk başlığı, sıcak/soğuk havlu ve aerosol gibi yalnızca uçak kabinlerinde kullanılan özel malzemeler imal ediyor. Büyük şirketlerin hakim olduğu bu pazara adeta tırnaklarıyla kazıyarak giren ve ciddi sayıda sipariş alan CNT'nin ortakları Cengiz Katoğlu ve Nami Işıldar, teknik ve bilgi açısından yapamayacakları hiçbir ürün bulunmadığını, amaçlarının bir Türk şirketinin bu pazarda var olup, liderliğe oynayabileceğini göstermek olduğunu söylüyor.

ÖZEL İMALAT

Kabinde gördüğünüz tüm bu malzemeler ilk bakışta size çok basit, imalatı kolay ürünler olarak gelebilir. Ancak bu malzemeler uçakta kullanıldığı için tasarım ve üretimleri çok özel süreçlerden geçmek zorunda. En önemli kural; kabinde kullanılacak her türlü ürünün yangına dayanıklı olması. Bu nedenle imal edilen malzemenin hemen alev almaması, yanarken zehirli gaz çıkartmaması ve damlama yapmaması gerekiyor. İkinci önemli konu ise dayanıklılık. Örneğin battaniyeler her kullanımdan sonra yapılan temizleme işlemine sonsuz kez dayanmak zorunda.

Bu kriterleri estetik, kullanışlılık, ucuzluk gibi diğer faktörlerle birleştirmeniz gerekiyor. İmal edilen her ürün, insan ve çevre sağlığının yanı sıra havacılık açısından uluslararası otoriteler tarafından zorlu testlerden geçiyor. Onaylanmamış bir ürün uçakta kullanılamıyor. İmalat ve sertifikasyondan sonra sıra satış ve pazarlamaya geliyor. Pek çok ürün sadece bir veya iki şirket tarafından üretiliyor. Bu şirketleri geçip büyük havayollarına mal satabilmek ise ayrı bir çaba istiyor.

İKİ ARKADAŞ

Cengiz Katoğlu ve Nami Işıldar'ın Pertevniyal'de Orta 2'nci sınıfta başlayan arkadaşlıkları ilerleyen yıllarda iş ortaklığına dönüştü. Katoğlu ve Işıldar, uzun yıllar plastik ve tekstil konusunda çalıştıktan sonra bu pazara Akkurt Havacılık'ın sahibi Ahmet Akkurt'un önerisi ile girdi. Akkurt Havacılık bu pazarın önemli şirketlerinden biri. Dünya devlerine kafa tutan Akkurt, 1986'dan bu yana küllük, su ısıtıcıları, ikram konteynerleri, gazete troleyleri gibi ağırlıklı metal aksamlı malzemeler imal ediyor.

CNT'nin ilk çalışmaları öncelikle kabinde kullanılan ıslak-kuru havlular, çatal-bıçak setleri, tepsiler ve plastik tabaklardı. Zorlu geçen sertifikasyon sürecinden sonra CNT'nin ilk müşterileri Pakistan PIA ve Air Malta Havayolları oldu. Bunu British Airways, Alitalia gibi dünya devleri izledi. Şirket ayrıca MNG gibi Türkiye'deki özel havayollarıyla da anlaştı.

Ancak, CNT en büyük atılımını THY'den aldığı siparişlerle gerçekleştirdi. Üç ay önce yapılan anlaşma ile THY'den yıllık 60 bin battaniye, 55 bin adet hava temizleyici aerosol ve 16 milyon adetlik koltuk başlığı ihalesi alındı. THY'nin portföye girmesiyle birlikte şubat ayında katıldıkları Almanya'daki Kabin Ekipmanları Fuarı'nda CNT'ye sipariş yağdı. Lufthansa, Air France, Amerikan Continental Havayolları gibi devler CNT'ye kendileri gelerek ön siparişleri verdiler. Bunlar arasında Continental'in 4 milyon 800 bin adetlik tuzluk/biberlik siparişi üç yıl boyunca sadece CNT tarafından üretilecek. Ayrıca CNT, Amerika'daki tüm havayollarına kabin malzemeleri satan Aerochange şirketi ile de anlaşma imzaladı. CNT'nin önündeki hedef şimdi Uzakdoğu ve Ortadoğu'daki havayolu şirketleri. Ancak, savaş ve SARS hastalığının yolcu talebini düşürmesi nedeniyle havayolları sipariş verirken temkinli davranıyor.

Nami Işıldar

Kemah'ta 1955'te doğan Nami Işıldar Pertevniyal Lisesi'ni bitirdi. Cengiz Kartoğlu ile arkadaşlıkları orta 2’nci sınıfta başladı. Ankara Gazi Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu olan Işıldar, 1977'den bu yana baba mesleği plastik üzerine çalışıyor. Uçak içi malzemelerin yanı sıra bahçe mobilyaları da imal ediyor.

Cengiz Katoğlu

1955 İstanbul doğumlu olan Cengiz Katoğlu, babasının uçaklara yakıt veren BP'de çalışması nedeniyle küçüklüğü uçaklar arasında geçti. Pertevniyal Lisesi'ni biteren Katoğlu, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun oldu. 1980'de tekstil üzerine çalışmaya başladı. Son dört yıldan bu yana tamamen havacılık sektörü için imalat yapıyor.


YENİ ÜRÜN AEROSOL


CNT'nin yeni ürünü kabinde kullanılan aerosoller. Bu sınıfta basınçlı metal kutular içinde air fresher yani hava temizleyiciler, dezenfektanlar ve böcek kovucular bulunuyor. Dünyada bu tür uçak aerosollerini üreten tek şirket bulunuyordu. Konuyla ilgili ön çalışmalarını tamamlayan CNT, aerosolleri Türkiye'de üretmeyi başardı. Ürünler Türkiye'de İTÜ ve yurtdışında uluslararası geçerliliği olan laboratuvarlarda test edilerek insan sağlığı, çevre ve havacılık açısından uyumu onaylandı.

Kabin havasını temizleyen air fresher, etkin dağılım için klima çıkışlarına sıkılıyor. Bakteri öldüren dezenfektan genel temizliğin yanı sıra koltuk veya döşemelere dökülen çay-kahve yemek gibi kirlerin çıkartılmasında da kullanılabiliyor. İngiltere, Avusturalya gibi bazı ülkeler uçaklar inerken kabinde ilaçlama yapılmasını istiyor.


GEÇ TUTUŞAN BATTANİYELER


Battaniyelerin ana maddesi elyaf. Japonya ve Çin'den ithal edilen elyaf Türkiye'de dokunuyor. Elyafın en büyük özelliği yanmaya dayanıklı olması. Örneğin sigaranın ateşi battaniyeye düştüğünde kumaş üzerinde sadece bir delik açılıyor. Alev almıyor, ateş hızla ilerlemiyor, damlama yapmıyor. Yapılan araştırmalar kabinde oluşan yangınlarda yolcuların önemli kısımının toksit gazlardan zehirlenerek hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle yanma sırasında battaniyenin toksit, yani zehirli gaz çıkartıp çıkartmadığı da kontrol ediliyor. Battaniyeler kabinde yangın çıktığında alevlerin hava ile temasını kesmekte de kullanılıyor.

Yolcu sağlığı açısından battaniyelerin 'nefes alma' özelliğine sahip olması gerekiyor. Yani dokuması seyrek yapılıyor. Battaniyelerin boyutları havayolunun isteğine göre ayarlanıyor. THY'de business class battaniyeleri 130x 200 ebadında. Ağırlığı, 850 gram. Ekonomi sınıfındakiler ise, 130x 180 santimetre boyutunda ve 525 gram ağırlığında. Yeni kullanılmaya başlanan 250 gram ağırlığındaki polar kumaşlı çocuk battaniyesinin boyutları ise 75x120 santimetre. THY dünyada çocuk battaniyesi kullanan ilk üç havayolundan bir tanesi.

Battaniyelerin ana malzemesi elyafın Türkiye'de üretilmesi amacıyla CNT çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'de her türlü altyapının olduğunu belirten şirket yetkilileri elyafın hem uçak, hem de tekstilin diğer kollarında ciddi bir kullanıma sahip olabileceği görüşünde.

CNT'nin bir diğer çalışması ise yüzde 100 modocrolic malzemeden gökkuşağı renklerinde battaniye imal etmek. Bu konuda tasarım ve geliştirme Alman Lufthansa Havayolları ile ortak gerçekleştiriliyor.


Uçakta cep telefonu yasağı bitecek


SITA şirketinin geliştirdiği özel bir sistem sayesinde iki yıl içinde kabinde cep telefonu kokpitteki avioniklere zarar vermeden kullanılabilecek. 'Göklerde sınırsız' olarak adlandırılan projede geliştirilen sistemler, 2005 sonrasında imal edilecek yolcu uçaklarının standartları arasına girecek.

Uçak yolcularının tercihleri konusunda 6 ülkeden 5 bin yolcu üzerinde araştırma yapan uzmanlar koltuklardaki sabit telefonların kullanım oranlarının çok düşük olduğunu, yolcuların bu telefonların yerine kendi cep telefonlarını kullanmak istediklerini ortaya koydu. Ayrıca cep telefonlarının uçuş aletlerine zarar vererek kazalara da yol açması imalatçıları yeni sistemler geliştirmeye yöneltti.

Yolcu uçaklarının uçtukları yüksek irtifalarda baz istasyonlarının sinyallerini almak çok güç olduğu için cep telefonları SITA tarafından uçağa yerleştirilen özel bir sistem ile uyduya yönlendirilecek. Böylece kabinde uydu üzerinden uçuşun her anında cep telefonu ile kesintisiz konuşmak mümkün olabilecek. Cep telefonu açıkken avionikler ve seyrüsefer sistemleri etkilenmeden çalışabilecek.

Havayolları ile görüşmelerini sürdüren SITA, 1992'den bu yana uçaklarda kullanılan telefonların uydu ile bağlantısını sağlıyor. SITA portföyünde 60 havayolu şirketi bulunuyor.
Yazarın Tüm Yazıları