GeriSeyahat Bono’ya var da bize yok mu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Bono’ya var da bize yok mu

Bono’ya var da bize yok mu

Ayşe Arman’ın röportajı Boğaziçi Köprüsü’nü İrlandalı rock grubu U2’ya açtı. Grup, Devlet Bakanları Egemen Bağış ve Hayati Yazıcı ile Bağış’ın eşi Beyhan Bağış refakatinde Avrupa’dan Asya’ya yürüyerek geçti. Peki köprüde kıtalararası yürüyüş yapmak için illa devlet erkanının harekete geçmesi ve dünyaca ünlü bir rock star mı olmamız gerek? Cevap ne yazık ki evet ama teknik olarak imkansız değil

Türkiye’yi mecazi olarak değil, kelimenin tam anlamıyla Avrupa’dan Asya’ya bağlayan Boğaziçi Köprüsü 6 Eylül’de tarihi bir güne sahne oldu. Yolun bir şeridi kapatıldı ve köprü, özel misafirlerinin kullanımı için açıldı. İrlandalı rock grubu U2, Devlet Bakanları eşliğinde, köprüde yürüme hayalini gerçekleştirdi. Normal vatandaşlar için bu deneyim şu anki koşullarda mümkün değil. Ancak kimi değişiklikler yapılırsa hayal de sayılmaz...

Yasağın nedeni, 1973’te açılan Boğaziçi Köprüsü’nün 1978’den beri Karayolları’nın 1593 numaralı Erişme Kontrollü Karayolu Kanunu’na tabi olması. Köprü şu anda Karayolları’na bağlı bir otoyol olarak görünüyor. Dolayısıyla da otoyol kuralları geçerli; yola belirli yer ve şartlar dışında yaya, hayvan ve motorsuz araçlar (örneğin bisikletler) giremiyor. Araçların asgari hız sınırı tıpkı şehirlerarası yollar gibi saatte 40 kilometre. Polislerin bile belli noktalarda durması gerekiyor. Ancak köprünün bu kanun kapsamında olması, değiştirilemez değil. Tıpkı üç yıl önce, E5 karayolu üstündeki Topkapı ve Fenerbahçe yolunun belediye kontrolüne girerek otoyol statüsünden çıkması gibi...

Bu aşamadan sonra köprünün yayalara da açık olabilmesi için yetkililerin sıkı güvenlik tedbirleri alması gerekiyor. Sağlıklı geçişler için araç sürücülerinin, yayaların varlığından dikkatlerinin dağılmaması, yayalar içinse can ve mal kayıplarını engelleyecek önlemlere ihtiyaç var. Boğaziçi Köprüsü otoyol statüsünden çıkıp, güvenlik önlemleri alınsa Avrupa’dan Asya’ya yürümek için ille de U2 üyesi olmak gerekmeyecek.

DÜNYADAN ÖRNEKLER

Dünyada araç, yaya ve hatta trenlerin birlikte geçtiği çok sayıda büyük köprü var. En meşhuru San Francisco’daki Golden Gate Köprüsü. Yaklaşık iki buçuk kilometre uzunluğundaki köprü, Golden Gate Körfezi’nin iki yakasını birleştiriyor. Taşıt trafiği için altı şeridi var. Dünyada en fazla intihar yaşanan köprü olmasına rağmen, 1937’den beri yayalara açık. New York’ta Manhattan Adası’nı Brooklyn’e bağlayan Brooklyn ve Manhattan köprüleri de; hem motorlu taşıtları hem de yayaları karşıya geçiriyor. 1883’te açılan Brooklyn Köprüsü, manzarasıyla çok sayıda filme de konu oluyor.

CEYLAN PİRİNÇÇİOĞLU (TURİZMCİ)
Turizmde çok ses getirir

Muazzam manzaralı Boğaziçi Köprüsü’nden yaya geçişini engellemek; hem Türk halkını hem de yabancı turistleri bundan mahrum bırakmak büyük bir eksiklik. Güvenlik önlemleri alındıktan sonra kesinlikle yayalara açılmalı ve İstanbul’un turistik etkinlikleri arasına katılmalı. İki Boğaz köprüsünün de açılış organizasyonunu yapmış bir firmanın yöneticisiyim, önceki yıllarda pek çok etkinlik yaptık ve hepsi çok ses getirdi. Esprili bir ‘Avrupa’dan Asya’ya geçiş diploması’ hazırlayarak dünyaca ünlü iş adamlarına verdik. Duvarlarında bu diplomaların olması önemli bir tanıtım aracı. Boğaziçi Köprüsü’nün yaya geçişine, hatta bazı etkinliklere açılmasının turizme katkısı olur. Boğaziçi Köprüsü’nü bir an önce canlı bir yaşam alanı haline getirmeliyiz.

BEKİR TASALI (PSİKİYATRİ UZMANI)
İntihar girişimlerinde patlama olur


Boğaziçi Köprüsü’nün açılması, gerçekten intiharı düşünen insan sayısını artırmaz. Bu insanlar ne şekilde olursa olsun hayatlarına son vermek istedikleri için, köprünün yayalara açılması onları etkilemez. Ancak, asıl amacı intihar etmek değil, dikkat çekmek olan ikinci bir tip daha var. Bunlar genellikle gösteriş yapmak için intihara kalkışır. Boğaziçi Köprüsü konumu itibariyle dikkat çeken bir yer olduğu için girişimlerin çoğu bu tipte. Zaten genelde ölümle sonuçlanmaz, polise teslim olurlar. Köprü yayalara açılırsa bu gösterişçilerde patlama olur. Potansiyeli olan kendini köprüye atar. Bu nedenle kapalı kalmasında fayda var.

AHMET ÜMİT (YAZAR)
Manzaraya karşı roman yazarım

Önlem alındıktan sonra kesinlikle açılmalı. İstanbul öyle bir yer ki; Yavuz Selim Camii’nin terasında başka, Eyüp sırtlarında başka, Çamlıca’da başka manzara var... Köprüdeyse bu manzaraların hepsini görmek mümkün. Çok şık ve olağanüstü bir manzarasını başka bir yerde göremezsiniz. Arabayla geçerken her zaman dikkatle aşağıya bakarım. Bu muhteşem görüntü sadece yurtdışından gelen değerli misafirlere değil, tüm İstanbullulara açılmalı. İmkan olsa ben de gider yürürüm. Bir romanımı o manzaraya bakarak yazmak isterim.

GÜNSELİ KATO (SANATÇI)
Mimarlar düşünmeliydi


Mimarlar ve şehir planlamacıları keşke köprü ilk yapılırken bu yönünü de dikkate alsalardı. Bağlantıları, mevsim şartlarını düşünselerdi, altyapıyı yayalara göre de yapsalardı... Yayalara açık olsa bile nereden gireceğiz köprüye? Ortaköy’den veya Beylerbeyi’nden asansörle giriş mi olacak? Açık olsaydı turizmciler için faydalı olabilirdi tabii. Umarız üçüncü köprüyü buna göre inşa ederler.

MUAMMER YANMAZ (FOTOĞRAFÇI)
Üçüncü köprüde olsun


Manzarası gerçekten muhteşem ancak güvenlik nedenleriyle olduğu gibi kalması taraftarıyım. Güvenlik her şeyden önemli. Hızla geçen arabalar, intiharlar... Köprünün şu anki hali her bakımdan tehlikeli. Bariyerleri bile manzarayı kapama pahasına yükseltmeliler. Ancak üçüncü köprü, yayalara açık olacak şekilde tasarlanabilir. Büyük metropollerde en güzel manzaranın görüleceği turistik kulelerin tepeleri güvenlik nedeniyle kapalıdır. Bu durum Boğaziçi Köprüsü için de geçerli ne yazık ki.

BEYHAN MURPHY (DANS KOREOGRAFI)
Keşke tarihi değeri olsa


Boğaziçi Köprüsü mimari olarak kültürel ve sosyal bir değer taşıması düşünülerek yapılsaydı, belki yayalar için de uygun olabilirdi. Londra Köprüsü ya da San Francisco’daki Golden Gate köprüsü gibi tarihi değer taşıyan bir mimarisi olsaydı keşke... Şu anda sadece arabaların geçişi için bir araç. Daha fazlası değil. Bu
/images/100/0x0/55ea9aa4f018fbb8f88ad3af
nedenle çok da özel değil.

360 DERECE SAHNE FİKİRİNİ ÇATAL BIÇAKLA TASARLADILAR

U2’nun İstanbul konserinde, grubun performansı kadar sahnenin kendisi de çok konuşuldu. Willie Williams’ın 360º Turnesi için özel olarak tasarladığı bu sahnenin geçmişi yıllar öncesine dayanıyor. Grup 1984’ten beri kapalı mekanlarda daire şeklinde bir sahnede çıkıyor. Böylece sahne her yerden görünüyor. U2 stadyum konserlerinde de bu sistemi kullanmaya karar verince Williams ile kafa kafaya verdiler. Bu fikir 2006’da Vertigo Turnesi sırasındaki yemekte, çatal bıçaklarla yapılan bir modelle son halini aldı ve hayata geçirildi.

SÖKÜLMESİ BİLE İKİ GÜN

* İnşaatta yarısı Live Nation, yarısı Türk ekibi olmak üzere toplam 600 kişi çalıştı.
* Sahnenin iskeletinin kurulması dört gün sürdü. Ekran, sahne ve prodüksiyon malzemelerinin kurulması da 12 saati buldu.
* Sahneyi sökmek altı saat sürdü. Hiç kurulmamış gibi kaldırılması içinse iki gün gerekti.
* İskeleti oluşturan çelik yapı, 27.5 metre uzunluğunda. Merkez sütunlar eklendiğindeyse bu yükseklik 46 metreye ulaşıyor. Bu çelik yapı, aslında Formula 1 yarışları için geliştirilen bir kumaşla kaplı. Günışığında yeşil, karanlıktaysa üzerine aksettirilen renkleri yansıtıyor.
* Tasarım 180 ton taşıyabiliyor.
* Silindirik ekran 54 ton ağırlığında. Kapalıyken 3 bin 994 metre kare, açılıncaysa 13 bin metreye kadar genişliyor.
* Ekranlar 1 milyon parçadan oluşuyor. Bu parçaların 500 bini piksel, 320 bini hızlandırıcı, 30 bini kablo, 150 bini de makineli parça.
* Ekranın konserde dikey parçalara ayrılmasına imkan sağlayansa pantograf sisteme monte edilmiş çoklu parçalar.

False