Boğaz'daki kazalar nasıl önlenecek?

LAİLA'nın açıklarında meydana gelen deniz kazası önlenebilir miydi?

Soruyu geçen hafta Pire'deki Posidonia Fuarı'nda tanıştığım Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri Kaptan Cahit İstikbal'e yöneltiyorum. İstikbal ‘‘Kamboçya bandıralı gemi kılavuz almış olsaydı kaza riski azalırdı’’ diyor. Bilmem dikkatinizi çekti mi?

Gazeteler daha çok Laila üzerinde yoğunlaştılar.

Kamboçya bandıralı geminin kılavuz almadığı şöyle satır aralarında geçiştirildi. Peki ya küçük gezinti teknelerinin başıboşluğu? Hiçbir kurala uymadan yolcu alıp, dev tankerlerin önlerine çıkmaları?

Cahit İstikbal, Boğaz'da trafik ayırım şeritlerinin olduğunu, bunların harita üzerinde belirtildiğini ancak genellikle gezinti teknelerinin trafik kurallarına uymadıklarını söylüyor.

İstikbal'e göre, bu tür tekneler çoğunlukla telsizlerini kullanmadıkları gibi, çok fazla yolcu alıyorlar. Ancak en önemlisi, hem müzikleri, hem ışıkları gereğinden fazla. Deniz trafiğinin izlenmesi için karanlık şart. Aksi takdirde teknenin ışığı şehrin ışıklarıyla karışıyor. Nitekim, ‘‘Yeni Beşiktaş 2’’ gezinti teknesinin kaptanı Yılmaz Yıldız ne diyor? ‘‘Tankeri görmedim.’’

Gezinti teknelerin denetiminden İstanbul Liman Başkanlığı sorumlu.

DONANIM YOK

Telefonla görüştüğüm, Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Taner Çiftçi özellikle yaz aylarında Boğaz'da trafiğin çok arttığını, günde yaklaşık 2 bin ila 2.500 teknenin trafiğe çıktığını söylüyor.

Çiftçi ‘‘Liman içi her yerde kontrol ve direkt müdahale mümkün değil’’ diyor. ‘‘Gezinti tekneleri kalktığı yerden 50 metre öteye gidip demirleyebilir, yolcu alabilir. Gezinti tekneleri bisiklet kullanır gibi kullanılıyor?’’

Bir yanda kılavuz gemi alma zorunluluğu yok, diğer yanda gezinti tekneleri denetlenemiyor.

Peki çözüm ne? Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Taner Çiftçi, ‘‘Kontrol donanım meselesi. Yetki bizde ama imkanlarımız kısıtlı’’ diyor.

Çiftçi, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile ABD'deki ‘‘coast guard’’ (sahil güvenlik) gibi bir yapılanma içersine girilmesi gerektiğini çünkü askerin hem donanıma, hem de tecrübesi olduğu görüşünde.

Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın böyle bir yapılanmaya sıcak baktığını ancak bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı'nın karşı çıktığını öğreniyorum.

Yani, İstanbul Liman Başkanlığı yeterli donanımı sahip olmadığından küçük gezinti tekneleri ‘‘serseri mayınlar’’ gibi Boğaz'da dolaşmaya devam edecek. Kılavuz almak meselesine gelince.

Montreux Anlaşması'na göre gemilerin kılavuz alma zorunluluğu yok. Ancak Uluslararası Denizcilik Örgütü İMO'nun 1994 yılında aldığı bir karar var. Kararda, Türk Boğazları'ndan geçişte kılavuz gemi alınması ‘‘şiddetle’’ tavsiye ediliyor. Zaten Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Taner Çiftçi de kılavuz tavsiye ettiklerini söylüyor.

Boğazlardan günde 135 gemi transit geçiyor. İstikbal'in verdiği bilgiye göre, bunların sadece yüzde 40'ı kılavuz alıyor, yüzde 60'ı almıyor. Kılavuzluk ücreti 200 dolardan 5 bin dolara kadar değişiyor.

Bu arada İstikbal'in verdiği bir bilgi notunu aktarıyorum. Ne yazık ki, Laila açıklarındaki kaza nedeniyle gündeme gelen deniz güvenliği konusu bu cuma günü İstanbul Ticaret Odası'nda ele alınacak. İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü tarafından düzenlenen toplantının başlığı ‘‘Türk Boğazları'ndan Geçen Gemilerin Hak ve Yükümlülükleri.’’


Boeing, Çatalhöyük'ü dünyaya tanıtıyor


KONYA Ovası'ndaki Çatalhöyük tarihin en eski yerleşim merkezlerinden, Neolitik Çağ'ın en büyük şehirlerinden biri.

9 bin yıllık kalıntıları, esrarengiz duvar resimleri bir yana tarihin ilk metal işçiliği, büyük ölçekte ilk hayvancılık burada yapılmış.

Çatalhöyük, kadının önemli bir yerde olduğu son derece gelişmiş sosyal bir yapıya sahip aynı zamanda.

Ankara'nın 250 kilometre güneybatısındaki bu efsanevi yerleşim merkezini bugün bir grup gazeteciyle birlikte keşfetmeye gidiyoruz.

Boeing iş ortağı SunExpress'in Boeing 737-800 uçağıyla yapacağımız gezi Boeing tarafından düzenleniyor. Çünkü Boeing 5 yıldan beri Çatalhöyük kazılarının sponsorlarından.

Aynı zamanda İstanbul Müzik Festivali'nın sponsorlarından olan Boeing'in üst düzey yöneticileri her yıl festival nedeniyle geldikleri İstanbul'da bir basın toplantısı düzenlemeyi ádet haline getirmiş.

Toplantıda, Boeing'in yıllık performansı anlatılıyor.

Bu yıl basın toplantısının yeri Çatalhöyük olarak seçilmiş.

Amaç, dünya kamuoyunun dikkatini tarihin bu benzersiz 9 bin yıllık şehrine çekmek.

Boeing Ticari Uçaklar Uluslararası Satışlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Douglas Groseclose'dan ve Boeing Ticari Uçaklar Satış Direktörü Aldo Basile'den şirketin yıllık performansını dinleyeceğiz.

1993 yılından beri Çatalhöyük'te çalışmalarını sürdüren Kazı Başkanı Profesör İan Hodder ise bize bu şehrin hikayesini anlatacak.
Yazarın Tüm Yazıları