Bizim öykümüz Brezilya dizilerine benziyor

Evlilik dışı bir sevdaymış onlarınki... Olmayacak bir ilişki... Kadının duygularını bilemesem de, belli ki o da mücadele veriyormuş...

Yazdıklarını okuyunca, her ne kadar evlilik dışı ilişkiye karşı olsam da, bu genç adama içim acıdı...
Vuslata ermeyen aşklar hep en büyük aşklardır, biliyorum, ama yine de yüreğindeki duyguları o kadar güzel anlatmış ki, bazen diyorum, insan ruh eşiyle biraz geç karşılaşıyor galiba...

Aşk yok olmaktır ve ben şimdi ölüm evresindeyim

Sayın Feyza Hanım, biraz önce sevdiğim kadına mesaj gönderdim. Ona ilişkimizin bittiğini yazdım. Çünkü olmayacak duaya amin diyordum. Ne kadar seversem seveyim, asla birlikte olamayacaktık. Ama yürek bunu kabul etmiyor...
Şu anda üç yollu bir kavşaktayım. Sağ tarafımda oğlum, sol tarafımda ölesiye sevdiğim kadın. Hangisini seçersem diğerini sonsuza kadar kaybedeceğim. Ancak üçüncü yol, her iki tarafı kaybetmem demek oluyor: Bu dünyadan çekip gitmek... Hem günah olduğundan hem de oğlum için yapamıyorum.
Ben başka birini sevdim. Hayatımda ilk kez bir kadın için ağladım. Hem de eşimin gözü önünde. Ve eşime “stresten” dedim. Başka ne diyebilirdim ki? Başka bir kadın için ağladığımı mı söylemeliydim?
Belki beni kınarsınız ama ben kalben ve fikren eşimi aldatmış olsam bile fiziken ona ihanet etmedim. Sevdiğimle hiçbir yerde baş başa oturmadık. Birlikte yemek yemedik, bir şeyler içmedik. Bu yüzden içim rahat.
Ona mesaj yazarken bile akan gözyaşlarıma engel olamadım. İnşallah oğlum ve sevdiğim için doğru yolu bulmuşumdur.

“Eşine sahip olamadın” dedi

Bizim öykümüz aynen Brezilya dizileri gibi... Eşim onu öğrendiğinde kıyamet koptu. İş yerine kadar gidip araştırdı. Ben de ortalık biraz durulsun, her şey rayına otursun diye uzun bir süre onunla görüşmedim. Sonunda mesaj attım.
Bana “Sevgimizi sen öldürdün. Ben huzurlu ve mutluyum. Eşine sahip olamadın. Sana eşin ve çocuğunla mutluluklar dilerim” diye cevap attı.
Evet, eşimin öğrenmesi benim hatamdı. Ama onu durduramazdım. Siz eşinizin bir başkasını sevdiğini öğrenseniz, susar mıydınız? Ve sonuçta eşim, oğlumuz için beni bir seferliğine affetti.
Ama ben onun sesini duymak, nasıl olduğunu öğrenmek için mazeretler bulmaya başladım. Arayıp hâl, hatır soruyordum.
Bu arada babam akciğer kanserine yakalandı. Onun tedavisiyle uğraşıyorum. Sevdiğimden ayrı olmanın verdiği acının yanına bu da tuz biber oldu.
Babamın hastalığını sevdiğim kadın da öğrendi. Ben gece gündüz hastanede kalırken, ondan bir telefon bekledim. Ama benimki sadece kuru bir hayal oldu. Aramayacağını söylemişti zaten, dediğini yaptı. İnsan yine de bir umut, bekliyor...
İşte o dönemde eski bir dost ya da bir insan olarak bile gözünde değerim olmadığını anladım. Bana her zaman onun için çok değerli olduğumu söylüyordu. Ama değilmişim. İnanılmaz derecede kırgın ve üzgünüm. Ondan özür dilemesini de beklemiyorum. Çünkü artık anlamı yok.

Unutmaya çalışmak daha çok acıtıyor

“Beni sevme, beni unut. Bir ömür boyu mutluluklar dilerim.” Bunu söylemek kolay. Sorun gerçekleştirmekte. Evet, onu sevmek bana inanılmaz acı veriyor. Ama onu unutmaya çalışmak, hem de aldığım her nefeste, kanımın her hücresinde onu yaşarken unutmaya çalışmak, daha çok acıtıyor.
Benim mutluluğum son nefesimi verdiğimde olacak. Son nefesimde, sevdamı da yanımda götüreceğim.
Önceden “Aşk nedir?” diye sorardım. Cevabı geç de olsa buldum. Aşk, savaşmaktır. Sevdiğin ve sevdan için...
Aşk, ayrılıktır... Aşk, hasrettir... Aşk, acı çekmektir... Aşk, umuttur... Aşk, fedakarlıktır... Ve aşk, ölümdür. Fiziken olmasa bile ruhen ve psikolojik olarak yok olmaktır.
Ve ben şimdi ölüm evresindeyim. Artık yüce Allah’a ona kavuşmak için dua etmiyorum...
“Eğer kalbiniz ve beyniniz arasında kalırsanız, bırakın zaman hakeminiz olsun.” Ben şimdi bu sözü uygulayacağım. Bundan sonra onunla görüşmeyeceğim.
Size yazdıklarımı ona da göndereceğim. Bunun son mesaj olduğunu bilmesi gerek. Kesinlikle beni aramasını sormasını istemiyorum. Çünkü çok kırgınım...
Rumuz: S.R.S
Yazarın Tüm Yazıları