Bizi esas zehirleyen gözle görülmeyen toz parçacıkları!

Güncelleme Tarihi:

Bizi esas zehirleyen gözle görülmeyen toz parçacıkları
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 19, 2005 00:00

Biz bugüne kadar iri toz parçacıklarıyla uÄŸraşıp duruyor ve esas onların insanları zehirlediÄŸini sanıyorduk; evet ama daha inceleri de çok tehlikeli: Özellikle de 0,1 mikrometreden daha küçük olan parçacıkların en tehlikeli olduÄŸu ortaya çıktı.Havadaki ince toz parçacıkları, otomobillerdeki yanma süreciyle, endüstri tesislerinde, kaloriferlerde veya otomobil lastikleriyle oluÅŸur. Gözle göremediÄŸimiz bu ince toz, metal parçaçıkları, sülfatlar ve nitratlar içerir. Havada dolaÅŸan ve durmadan soluduÄŸumuz ince toz parçacıklarının çapı on mikrometredir. Yani saç teli çapının onda biri kadar. Bu nedenle de bunları görmemiz mümkün deÄŸil. Ancak görünmez mikro tanecikler akciÄŸerlerimize ulaÅŸarak solunum hastalıklarına, kalp/dolaşım bozuklukları ve akciÄŸer kanserine neden olabiliyorlar. Ä°ri toz tanecikleri havada kısa bir süre kalıcı olmalarına raÄŸmen ince toz tanecikleri atmosferde daha uzun süre kaldığı için çok daha uzun mesafelere yayılabiliyor. Partiküller, büyüklüklerine, üzerlerine yapışan maddelere göre saÄŸlığa farklı ölçülerde zarar verebiliyor. Daha önceleri iri toz parçacıkların organizmaya daha fazla zarar verdiÄŸi sanılıyordu. Oysa son yıllarda özellikle de 0,1 mikrometreden daha küçük olan parçacıkların en tehlikelisi olduÄŸu ortaya çıktı. Yeni standartÄ°ÅŸte bu nedenle Ocak 2005 tarihinden bu yana Avrupa’da bir metreküplük havadaki ince toz parçacıklarının oranı 50 mikrogramı aÅŸmaması gerekiyor. Avrupa BirliÄŸi tarafından kararlaÅŸtırılan bu deÄŸerin bir kentte yılda en fazla 35 gün aşılmasına izin verilmekte. Bu süreyi aÅŸan kentlere ceza yağıyor. Avrupa’daki büyük kentlerin birçoÄŸunda bu sınır çoktan aşıldı bile. Kentlerdeki ince toz taneciklerinden en baÅŸta egzoz filtresi bulunmayan dizel otomobiller sorumlu tutulmakta. Özellikle de kamyonlar hava kirliliÄŸinin artmasında önemli bir rol oynuyor. Havadaki toz parçacıkları Avrupa kentlerinde özel taşınabilir ölçüm istasyonlarıyla ölçülmekte. Ãœlkemizde bu tür ölçümlere pek fazla önem verilmemekte. Fakat özellikle de Ä°stanbul, Ankara ve Ä°zmir ve diÄŸer büyük kentlerdeki havanın örneÄŸin toz deÄŸeri sınırını aÅŸan Münih veya Frankfurt gibi kentlerden daha temiz olduÄŸunu sanmıyoruz. Aslında bu sorun birkaç on yıldan bu yana var. Fakat Avrupa BirliÄŸinin koyduÄŸu kurallar sonrasında konu önem kazandı. Duyarlı insan gruplarıUzmanlar ince toz taneciklerine karşı duyarlı olan grupları (çocuklar, yaÅŸlılar ve sigara içenler) uyararak, kirliliÄŸin kaynakları hakkında bilgiler veriyorlar. Kalorifer, otomobil lastiÄŸi, sigara dumanı ve özellikle de filtresiz dizel egzozu tehlikeli sayılmakta. Çöplerin yakılması, mangal, hatta ülkemizde son yıllarda pek moda olan havai fiÅŸekler bile havadaki ince toz parçacık oranını yükseltiyor. Hatta çevreye duyarlı olarak bilinen otomobil katalizörlerindeki metal parçacıkları bile artık tehlikeli gruba girdi. Avrupalılar arasında öksürük, bronÅŸit ve hızlı soluk alışveriÅŸi gibi rahatsızlıklarda artış gözlemlenmekte. Yoksa bunların görünmez ölümün yeni semptomları mı? Mikrop büyüklüğündeki zaman makineleri akciÄŸer keseciklerimizde yuvalandılar mı? diye soruyor Spiegel dergisi (14/2005). Çernobil felaketi, ozon deliÄŸi, deli dana ve kuÅŸ gribi vb tehlikelerle baÅŸa çıkmayı öğrenen insan, soluduÄŸu havadaki görünmez tehlikeyi nasıl atlatacak? 310 bin kiÅŸi ölüyorHer ne kadar ince toz taneciklerine baÄŸlı kirliliÄŸinin kaç kiÅŸiyi etkilediÄŸi tam olarak bilinmese de tehlikenin gerçek olması tartışmanın ne kadar önemli olduÄŸunu göstermekte. Avrupa BirliÄŸi tarafından geçtiÄŸimiz Åžubat ayında açıklanan bir araÅŸtırmaya göre ince toz tanecikleri yüzünden Avrupa’da yılda 310.000 kiÅŸi yaÅŸamanı yitirmekte. Alman Çevre ve SaÄŸlık AraÅŸtırma Merkezi’nden (GSF), Jürgen Heyder, limit deÄŸerler, ölçüm yöntemleri ve mücadele biçimleri tozun kütlesine göre ayarlanırken, saÄŸlık üzerindeki etkisinin doÄŸru dürüst araÅŸtırılmadığından yakınmakta. Partiküllerin ağırlığı, partiküllerin tehlikesi hakkında neredeyse hiçbir ÅŸey açıklamamakta. İçerikleri ve biçimleri, taneciklerin kimyası ve fiziÄŸi daha önemli. Mavi: Ãœst solunum yolları ve soluk borusunda daha çok iri toz parçacıkları asılı kalır ve bunlar genelde öksürükle dışarı atılır. YeÅŸil: Büyük bronÅŸ dallarına daha toz parçacığı ulaşır. Burada da iri toz taneciklerinin sayısı daha fazladır. Kırmızı: Ä°nce dallarda ve akciÄŸer keselerinde en fazla partikül birikir üstelik en ince toz partikülleri daha fazladır. Partiküller akciÄŸerdeki hava keseciklerinden dokuya hatta kana bile karışabilirler. ÖrneÄŸin büyüklüğü ve ÅŸekli gibi. Ayrıntılı bir biçimde inceleyenler soluduÄŸumuz havanın farklı partiküller içerdiÄŸini görebilirler. Ä°nce toz tanecikleri fiziksel olarak üç gruba ayrılmakta: 10-2,5 mikrometre büyüklüğündeki iri tanecikler, 2,5 mikrometreden küçük olan hafif tanecikler ve 0,1 mikrometre büyüklüğündeki ince toz tanecikleri. Tanecikler, kürecik, kıvrık kurtçuk veya yassı minik plaka biçimindedir. Ne kadar küçük o derece tehlikeliKimyasal olarak zararsız çöl tozu veya deniz tuzu damlacıkları, tarım endüstrisinden açığa çıkan amonyak veya endüstriden yayılan kükürt ve azot oksit gibi yakıcı parçacıklar, polen, spor, virüs, bakteri hatta zehirli ağır metaller, kanserojen kimyasallar veya dizel kurumu içeriyorlar. Bundan on yıl kadar öncesine kadar bir partikül içindeki zehirleyici etkinin boyutunun büyümesiyle artacağına inanılıyordu. Fakat son yıllarda bu kanının hatalı olduÄŸu anlaşıldı. Son araÅŸtırmalara göre toz parçacıkları ne kadar küçükse insan için o denli tehlikeli diyor Heyder. Ä°ÅŸte ölçümlerde yapılan hata burada ortaya çıkıyor. Çünkü ağır olanlar ince toz tanecikleri deÄŸil iri tanecikler. Toz tanecikleriyle ilgili tartışmaların saçmalığı basit bir hesapla ortaya çıkıyor aslında: 8 mikrometre çapındaki bir parçacık, 0,1 mikrometre çapında 512 milyon ince toz taneciÄŸinin ağırlığına eÅŸit olduÄŸundan aynı derecede tehlikelidir. Ama buna raÄŸmen bu yılın başında kararlaÅŸtırılan AB deÄŸerlerine göre havadaki ince toz parçacık limiti bilimsel olarak aşılmış bir kütle ölçütüne dayanmakta. Kirlisi kadar tehlikeliÖrneÄŸin ıslak sokak temizliÄŸi veya kurum katalizörleriyle havadaki iri tanecikler temizlendiÄŸinde AB limiti yerine getirilmiÅŸ olurdu. Ama bu doÄŸru deÄŸil. Çünkü AB tarafından temiz olarak kabul edilen hava en az kirlisi kadar tehlikeli. Heyder, bu yüzden ince toz taneciklerinin kimyasal ve biyolojik içerikleri dışında sayılarının ve yüzey boyutlarının da dikkate alınmasını öneriyor. Çünkü diyor uzman, ince toz taneciklerini olaÄŸanüstü tehlikeli hale getiren özellikle de yüzeyleridir. Bu açıklama kulaÄŸa bilimsel gelse de aslında arkasında çok eski bir bilgelik yatmakta. Bunun için beslenmeden bir örnek verebiliriz: Taneler ve çekirdekler saÄŸlıklı ve besleyicidir. Ama bunları çiÄŸnemeden yutanlar sindirmeden dışarı atarlar. Bu nedenle çiÄŸneme evrimde en büyük zaferi elde etmiÅŸtir. Besinlerin öğütülmesi onların yüzeylerini büyütür; sindirim sıvıları, enzimler ve bakteriler geniÅŸ alanda etkili olarak besin maddelerinin daha iyi deÄŸerlendirilmesini saÄŸlar. Toz patlamasıBuÄŸdayın öğütülmesi bu süreci biraz daha iyileÅŸtirir. Fakat havada asılı kalan un insanları hasta ediyor (fırın alerjisi) ve en ince haliyle patlayıcı maddeye dönüşmekte. Un tozu patlamaları yüzünden çok sayıda deÄŸirmen havaya uçmuÅŸtur. ÖrneÄŸin Almanya’da 1979 yılında Bremen’deki bir deÄŸirmende meydana gelen patlamada on dört kiÅŸi yaÅŸamını yitirirken yaklaşık olarak da 100 milyon Marklık maddi zarar meydana gelmiÅŸti. Peki besini ölümcül maddeye dönüştüren neydi? Elbette ki büyük yüzeyleri. Toz geniÅŸ yüzeyiyle havadaki oksijene yangını hızlandıran ve patlamaya kadar varabilen son derece büyük bir saldırı alanı sunmakta. En ince toz parçacıkları tüm yanıcı maddelerde toz patlamasına neden olabilirler. Mesela madenlerdeki kömür tozu sayısız maden işçisinin ölümüne neden olur hatta alüminyum tozu dahi patlayabilir. Parçacıkları 100 nanometreden (0,1 mikrometre) küçük olan ince toz dünyası inanılmaz sürprizlerle dolu. 1000 mühendis çalışıyorGeçtiÄŸimiz haftalarda Viyana’da düzenlenen motor sempozyumunda bu sürprizler görmezden gelindiyse de 1000 kadar mühendis bu problemlere çözüm bulmak için çalışıyor. Elektronik yedek parçalar daha güvenli olacak. Herkes emisyondan yakınırken DaimlerChrysler mühendisleri bu konuda rahat. Mühendisler Amerikan emisyon ölçütlerini yerine getirmek için dizel otomobilleri ayrıca üreyle çalıştırmak istiyorlar ve kalın parlak egzoz filtreli üzerinde çalışıyorlar. Bilim dünyasının önünde gerçekte yığınla iÅŸ var. En küçük parçacıkların nano dünyası büyük ölçüde anlaşılmadı henüz. Parçacıkların kimyası, fiziÄŸi ve nano tıp henüz yeni bilim dalları. Heyder’e göre bilim, nano parçacıklarıyla kendini yepyeni bir araÅŸtırma alanında buldu. MeÅŸe veya gürgen aÄŸacının tozu insanlar üzerinde neden kanserojen etki yapıyor? Havadaki yüksek parçacık yoÄŸunluÄŸu niçin solunum yolları, kalp/dolaşım ve kanser gibi çok çeÅŸitli hastalıklara yol açmakta? Dizel egzozu gerçekten de her yıl on binlerce kiÅŸinin ölümüne mi neden oluyor, yoksa gaza baÄŸlı hava kirliliÄŸi gibi diÄŸer faktörler ince tozu daha tehlikeli hale mi getirmekte? AkciÄŸerlere günde 10 bin parçacıkEn sorunlu bölgemiz akciÄŸerler. Kesecikleriyle birlikte dev bir yüzeye sahipler çünkü. AkciÄŸerlerimizin sahip olduÄŸu 140 metrekarelik alan neredeyse bir tenis kortunun boyutuna eÅŸittir. Bu organımızla istemeyerek atmosferi filtre ediyor ve her gün ortalama olarak 10 milyar partikül depoluyoruz içinde. Bu birikim alanının zar inceliÄŸinde bir doku tabakasının hemen altında kanımız akıyor. Bu doku tabakasının kalınlığı sadece yarım mikrometredir (500 nanometre), sonuçta soluduÄŸumuz havadaki oksijenin kana kolayca ulaÅŸması gerekiyor. Anlaşıldığı üzere son derece ince parçacıklar da hızla bu dokuya çökerek kana karışıyorlar. Bu durum kan basıncını, kalp atışını ve kanın koyulaÅŸma sürecini deÄŸiÅŸtirebildiÄŸi gibi, genellikle trafik yüzünden meydana gelen yüksek toz yoÄŸunluÄŸuna baÄŸlı kalp enfarktüsü ve inmenin nedenini açıklayabilir. Son olarak partiküllerin doÄŸrudan doÄŸruya beyin üzerindeki etkisi tartışılmakta. Ä°nce toz parçacıklarının doÄŸrudan doÄŸruya koku siniri veya kan-beyin engelini aÅŸarak kafatasına ulaşıp ulaÅŸmadıkları bilinmiyor henüz. Avrupa için temiz havaHeyder’in AB limiti ve kütle ölçümüyle ilgili tezleri ilkede bilimsel olarak kanıtlanabilmekte. Amerikalılar uzun bir süredir iri toz tanecikleri dışında 2,5 mikrometreden daha küçük olanları da ölçüyor ve ince toz tanecikleri için de limitler koyuyorlar. Tabii bu arada Avrupa BirliÄŸi de sorunun ne olduÄŸunu kavradı ve CAFE (Clean Air for Europe/Avrupa İçin Temiz Hava) çalışma grubunu halihazırdaki limit deÄŸerleri kontrol etmesi için görevlendirdi. Bir CAFE raporunda şöyle deniyor örneÄŸin: 2,5 mikrometreden küçük parçacıkların saÄŸlık üzerinde en çok etkili olduklarını gösteren güçlü kanıtlar bulunmakta. Bu nedenle Amerika’da olduÄŸu gibi Avrupa’da da ince toz tanecikleri en önemli ölçüt olacak. Rapor öte yandan halihazırdaki ölçüm yöntemlerinin de tartışmalı olduÄŸunu vurgulamakta. ÇeÅŸitli tekniklerle birbirinden farklı sonuçlar elde edilmekte. Öyle ki sonuçlar arasındaki oynamalar %30-50 arasında deÄŸiÅŸmekte. Hatalı sonuçlar ayrıca nemin ve uçucu maddelerin ince tozun ağırlığı üzerinde etkili olmasına yol açmakta. Mesela sıcaklık hidrokarbür (benzin buharı) veya amonyum nitrat gibi uçucu maddelerin ölçülmesinde etkili oluyor.Toz ve yaÄŸmur iliÅŸkisiÄ°nce partiküller öte yandan yaÄŸmur damlalarının yoÄŸunlaÅŸmasından da sorumlu. Havadaki nem oranına göre toz parçacıkları daha ağır çekiyorlar. Ä°nce toz tıpkı ıslak bir banyo kesesi gibi etkimekte. Sisli sahillerde nemli ve ağır, Akdeniz bölgesinin kavurucu iç kesimlerinde kuru ve hafif kalıyor. ÖrneÄŸin Ä°talya’daki Ispra araÅŸtırma merkezince yapılan ölçümler, ince toz filtrelerindeki ağırlıkların saÄŸanak yaÄŸmurda veya kuru havada çalıştırıldıklarına baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸtiÄŸini göstermiÅŸtir. Hangi ‘banyo kesesinin’ daha tehlikeli olduÄŸu sorusu AB normlarına göre ağır olanı olarak yanıtlanmakta. CAFE uzmanlarından olan meteorolog Stefan Jacobi, ince toz parçacığı tartışmasında yasaya uygun farklı yaklaşımların bulunduÄŸundan söz etmekte. Heyder gibi bilim adamları ölçüm tekniklerinin zayıf noktalarını ve hatalarını ortaya çıkarırken, epidemioloji uzmanları bir an önce toz parçacıklarının saÄŸlığa verdiÄŸi zararları saptamaya çalışıyorlar. Oto endüstrisiPolitikacıların ise önlem ölçütleri, meydana gelen zararlar ve güvensizlik için yasalar getirmeleri getiriyor. Ancak ince toz taneciklerinin baÅŸ sorumlu olduklarını gösteren belgeler, bir partikül politikası üretilecek kadar kanıtlanmadı. Otomobil endüstrisi ÅŸu sıralar AB ile gelecekteki egzoz yasası Euro V üzerinde tartışıyor. Partikül salınımı 2010 yılında araç başına kilometre başına miligram olarak hesaplanacak. EÄŸer bu limit deÄŸer çevrecilerin isteÄŸi doÄŸrultusuna kararlaÅŸtırılacak olursa sadece pahalı ve çok güçlü partikül filtreli sınıfı geçebilecek. Bu filtreler hem ağır hem de çok ince toz parçacıklarını filtre ediyorlar. Daha gevÅŸek bir yasa daha az etkili olan ve daha ucuz kurum katalizörlere (filtre yerine) de izin verebilir. Gerçi bu önlemler ağırlık ölçütlerine yanıt verebilirler ama yoÄŸun miktarda çok ince toz taneciklerini de çevreye yayabilirler deniyor die Zeit gazetesindeki (19/2005) yazıda. Çevre politikaları gerekliHalihazırdaki mücadele ince tozun tehlikesini hemen hemen hiç gidermemekte. GSF Epidemioloji Enstitüsü müdürü Erich Weichmann, toz tanecikleriyle mücadelede diÄŸer bir yetersizliÄŸe dikkat çekmekte. Sokaklar sık sık temizlendiÄŸinde daha çok iri toz tanecikleri azaltılmış oluyor. Bu durumda gerçi AB’nin limit deÄŸeri yakalanabiliyor ama saÄŸlık üzerindeki tehlike geçmiyor. DiÄŸer bir noktanın altını daha çizen Weichmann, şöyle diyor: Çok ince toz parçacıkları iri tanecikler üzerine yapışmaya eÄŸimliler bu nedenle iri taneciklerin azalmasını engelliyorlar. Bu fenomen en iyi temizlenmiÅŸ havada bile ince toz taneciklerinin neden çoÄŸalabileceÄŸini ve otomobil lastiÄŸindeki kurumun, dizel kurumu kadar etkili olmadığını açıklamakta. Otomobilin çalışması sırasında lastik iri sokak tozuyla yoÄŸun temas halindedir ve bu durumda kurum asılı kalır diye açıklıyor Weichmann. Nano dünyasının kendi özel kuralları var ve bunlar yönetim ve çevre politikacıları tarafından anlaşılmış deÄŸil henüz. Dolayısıyla da ince toz partikülleriyle ilgili mücadelenin kısa vadede baÅŸarılı olması pek mümkün görünmemekte.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!