Biz seni çok sevdik be Şebnem!

Belki insanın her anısını kafasında bu kadar berrak saklaması, sanki dünmüş gibi aklında tekrar yaşayabilmesi mümkün değil ama bir kişi, bir albüm ve bir dönem var ki 90 yaşında da eminim, aynı netlikte gözümün önünde canlanacak.

Haberin Devamı

Sene 95. Senin Habitus, Lise 1’de... Sınıfımızda, anahtarının sınıf başkanına zimmetli olduğu bir TV ve müzik seti dolabı vardı. Boş derslerde ve öğlen tatillerinde anahtarı aşırır, sınıftaki müzik setini açar, kasetimizi takar, neşemizi bulurduk.

Tabii herkesin dinlemek istediği müzik başka. O yüzden “müzik sırası” var. Okuldaki oğlanlar rock ve metal dinliyor. Kızlarda durum ayrı. Birkaç “sivri” istisnamız dışında “romantizm konusunda çok fazla bir fikri olmamasına rağmen gıy gıy müziklerle tatlı hayallere dalan genç kız” havalarındayız, Metallica olsun, efendim Manowar olsun, o “alanlar” sınıfımızın erkeklerine ait ve bu müzikler bize fena halde “gürültü” hissi vermekte.

Ben de o seneler müzik konusunda Fazıl Say’ımsı bir hezeyan içindeyim. En yakın arkadaşım Berrak büyük Tarkan’cı ama benim onun saçını başını yolasım geliyor. “Türkçe pop muuuu, peeeeh, tak bir Elton John kaseti de neşemizi bulalım Berrak” diyor, bir tek Mavi Sakal’ın “İki Yol”una geçit veriyorum. O da rock’luğundan değil elbette, gayet senfonik olmasından ve “slow” damarıma dokunmasından...

Bir gün Berrak, elinde bir kasetle geliyor, Tam “haaah, yine Tarkan dinletecek kaaaaç” hisleriyle dolarken “Kızıııım! Bir kaset çıkmış, öleceksin” diyor... Dudaklarımı büze büze takıyorum kaseti müzik setine... Bilmiyorum ki az sonra dinleyeceğim şarkıların hissettirdikleri, hayatımın en berrak anlarından biri olarak kafama kazınacak...

Müzik başlıyor... Diğer kızlarla birlikte gözlerimiz yuvalarından fırlıyor... “Bu ne kızımm? Vay bee” sözleri havada uçuşuyor... Dünya tarihinde bir grup insanın aynı anda tüylerinin diken diken olması diye bir durum varsa, evet, biz onu yaşıyoruz. Bildiğiniz, deliriyoruz. Galiba o albümle birlikte ilk defa bizim oğlanların
“sularına” giriyoruz...Hangi “kaset” o biliyor musunuz? ?ebnem Ferah’ın “Kadın”ı...

O günü takip eden bir sene boyunca albümün içindeki her sözü, her notayı ezberliyoruz.

Şu kadarını söyleyeyim, kendi adımı unuturum ama o albümün bir saniyesini bile unutmam. Abartıyorsam taş olayım, bugüne kadar, bir albümün tamamından bu kadar büyük zevk almadım...

Geçen hafta Fanta Müzik Festivali’nin Antalya ayağında, ?ebnem’imiz ilk albümünden bahsederken “Şimdi çoook eskilere gideceğiz, ilk tanıştığımız zamanlara” deyince, “İlk albümü Kadın’dan bahsettiğini anlayamadım önce. Volvox’u anlatacak” diye düşündüm... Hayır efendim, yanlış. Meğer bu sözleriyle Yağmurlar’ı söylemeye hazırlanıyormuş... Düşünsenize, ilk albümünün üzerinden tam 15 yıl geçmiş... Tam 15 yıl!

Şarkı başladığında, hani Türk filmlerinin klişesi “bir gecede saç beyazlama” meselesi vardır ya, işte onun tam tersini yaşadım sevgili Şeboist Habitus okuru. Yemin ediyorum bir anda ergenliğe ışınlandım. Üzerimde, eteği kıvırmaktan yamulmuş yemyeşil bir lise forması belirdi. Milliyet yazarı Tolga Akyıldız şahidimdir. O şarkıları sanki ilk dinlediğim gün dündü. Hâlâ üzerinden 15 yıl geçtiğini kabul etmiyorum. Etmeyeceğim arkadaş!

* * *

Haberin Devamı

Hayatımda bozduğum ilk kasetti herhalde “Kadın”... Cazır cuzur olsa da hâlâ saklarım... Şu anda piyasada bu albümü bulmak neredeyse imkansız. Şanslıysanız, ikinci el albüme internet alışveriş sitelerinden veya sahaflarda ulaşmanız mümkün.

Diyorum ki, bu albüm tekrar çıksa. Özel koleksiyon edisyonu gibi bir şey mesela... Büyük olay olmaz mı?

Bugün Kuruçeşme Arena, 30 Haziran’dan beri tam 16 şehre uğrayan Fanta Gençlik Festivali’nin son durağı. Sırasıyla TNK, Ceza ve Şebnem Ferah sahnede olacak.

Bu arada, TNK’yi henüz keşfetme-diyseniz biraz erken gidin, saat 19.00’da konser alanında esas duruşa geçin. Ceza’ya kulak kesilin, ardından da kraliçemiz Şebnem’i bekleyin...

* * *

Haberin Devamı

Aaaah, ah! Biz seni çok sevdik be Şebnem!

Yazarın Tüm Yazıları