Biz düş bahçesindeyiz, Sezen gerçek bahçesinde

Geçenlerde yazdım ya, bana gelen albümleri nasıl ayırdığımı; ilgimi çekmeyenler açılmadan kütüphaneye, kalanlar arabaya...

Haberin Devamı

Arabada dinleyip beğendiklerim de i-pod’a ve eve...
I-pod’a ve eve gidenler bendeki sınavı geçmiş demektir.
Sanatçı dostlarım albüm gönderirken takılıyor şimdi; “Kütüphanede kalmaz di mi” ya da bir not düşüyorlar üzerine; “Umarım i-pod’una giren albümlerden olur” diye...
Kusura bakmayın dostlarım, kusura bakmayın bu ara hiçbir albüm i-pod’uma giremez...
Ben bir 29 şarkı buldum, onları yükledim peşpeşe, bu aralar yürüyorum düş bahçelerinde...
Bizi buralarda düş bahçelerinde yürütüyor ama Sezen’in kendisi İzmir’de gerçek bahçelerde...
Kendisine de söyledim bunu...
“Nasıl güzel bir bilsen” diye başladı anlatmaya...
İki-üç yıldır bitirmeye çalıştığı İzmir’deki yazlığına taşındı, telefonda kıskandırıyor beni.
Ben “Albüm çok güzel olmuş” diyorum, o “Etraf nasıl rengarenk” diyor...
“Ne güzel okumuşsun Lal’i, Sorma’yı” diyorum, oralı değil kaptırmış kendini manzaraya.
“Lale Devri’ni iyi ki almışsın albüme” diyorum, annesi-babası da yanında onların maceralarını anlatıyor.
Sesi bir iyi geliyor, bir keyifli Sezen sormayın...
Sezen böyledir işte kendi müziğini konuşmayı sevmez, “40 yıldır bu kadını dinliyorum” diyerek kendi şarkılarını dinlemeyi de...
Yine öyle oldu, yazlığını, cinnet geçiren toplumu, komik hikayelerini, siyaseti konuştuk da bir tek albümünü konuşamadık.
Madem ona söyleyemedim burada size söyleyeyim...
En iyi Sezen albümlerinden biri olmuş bu.
Yıllarca başkalarını zirveye taşıyan unutulmaz Sezen şarkılarını bu kez Sezen Aksu kendisi söylüyor.
İki CD’de tam 29 şarkı, yanında bir de bonus DVD’si var.
Birinci CD’de peşpeşe beş şarkı Pardon, Lal, Sorma, Lale Devri...
İkinci CD’de Gidemem, Büklüm Büklüm, Gelsin Hayat Bildiği Gibi, Söz Bitti...
İyi ki söylemiş dediğimiz Kurşuni Renkler tabii...
Kendince söylediği, istediği şarkıları seçtiği ve keyifle söylediği o kadar belli ki... O yüzden dedim ya i-pod’umda başka albüme yer yok şu sıralar diye, bana değil Sezen’e kızın...

Haberin Devamı

Yanında çalışanın çocuğu öldü, Mustafa Sandal Kuran okumaya başladı

Bundan beş yıl önce birileri söylese inanmakta güçlük çekerdik ama Mustafa Sandal çok iyi bir aile babası oldu...
Emina’yla evlilik öncesi ilişkisinden daha iyi giden güzel bir evliliği var...
Elbette bir de Yaman var.
Şu sıralar yeni albümünü bitiren Mustafa Sandal her baba gibi oğluna tapıyor, Yaman’la yatıp Yaman’la kalkıyor.
Sandal ailesini derinden sarsan bir gelişme oldu kısa bir süre önce.
Mustafa Sandal’ın yanında çalışanlardan biri oğlunu kaybetti, hem de çok talihsiz bir şekilde...
4 yaşındaki çocuk bahçede ağaçtan kiraz yerken, iki kiraz çekirdeği boğazına kaçıyor.
Aile durumu fark ettiğinde çocuğun gözlerinin sabitleştiği ve nefes alamaz şekilde yerde yattığı söyleniyor.
Baba apar topar çocuğu hastaneye yetiştiriyor, ne yazık ki çok geç...
Boğazına kaçan kiraz çekirdeği 4 yaşındaki yavrucağın hayatına mal oluyor... Mustafa Sandal ve Emina bu ölüm haberini duyduğunda uzun süre kendine gelemiyor.
Olayı hiç olmamış gibi kabul edip, kendi çalışanının yanına bile gitmemeyi istiyor.
Ancak sonra hemen ailenin yanına koşup, yardım için her şeyi yapıyor...
4 yaşındaki bir çocuk için cenazeler, mezarlıklar, taziyeler.
Olayın etkisinden uzun süre kurtulamıyor Mustafa Sandal ve Emina...
Önümüzdeki ay bir yaşına basacak Yaman’ın üzerine daha bir titriyorlar.
Bir de birlikte Kuran okumaya başlıyorlar.
Boşnak bir Müslüman olan Emina, daha önceden de arada Kuran okurmuş, bu kez ölen çocuğun ardından Mustafa’yı da yanına alarak Kuran okumaya başlamış.
Emina ve Mustafa şu sıralar kaybettikleri çocuğun ardından düzenli olarak Kuran okuyup Yaman’ı koruması için Allah’a dua ediyorlarmış.

Bir tanıdık katil

Haberin Devamı

Hiç tanıdığınız, çevrenizden biri katil oldu mu?
Geçen haftaya kadar benim de yoktu ama artık var. Hem de korkunç cinayet işlemiş bir tanıdık.
34 yaşındaki Can aslında benim değil bizim biraderin, Cem’in arkadaşıydı...
Yıllardır görmüyordum ama gençlik döneminden Cem’in yanından tanıyorum. Cem aradı; “Can’ı hatırladın mı? ızmir’de annesini öldürmüş” dedi... şaşırdım kaldım, detayları duyunca dehşete düştüm;
“Annesinin başını taşla ezmiş, sonra da evi yakmış”...
“Yuhh” diyebildim.
Çocukken de psikolojik sorunları varmış, sonraki yıllarda şizofren olduğunu bilmiyordum.
Bir canlıyı incitmeyi bile düşünmeyenler için böyle bir olayın korkunçluğunu anlatmaya gerek yok. Her gün üçüncü sayfada gördüğümüz cinayet haberlerinden birinin tanıdık birine ait olması daha da ürkütüyor insanı. ınsanların gözünü kırpmadan cinayet işlediği bu ülkede, sonunda hepimizin tanıdığı bir katil olacak.

Yazarın Tüm Yazıları