Bitmeyen ödevler...

Bana kızabilirsiniz ya da aşırı bulabilirsiniz ama anne olduktan sonra çocuğunuzu duvara çarpmak isteyebileceğiniz anlar olur.

Tabii ki bu bir benzetme: Kimse normal olarak çocuğunu duvara çarpmaz. Ama inanın bazı zamanlarda içinizden bu veya buna benzer hisler geçebilir.

Bu tip bir duyguyu ilk defa hissettiğimde çok kötü olmuş ve kendimden utanmıştım. İyi bir anne olmadığımı ve asla olamayacağımı düşünmüştüm. Oysa ki hiç alakası yokmuş. Zamanla en sakin, sabırlı annelerin bile böyle anlar yaşadıklarını öğrendim.

Mesela iki yaş döneminde "anne oturma, anne kalkma, anne yürüme, anne yürü" krizleri sırasında içimden geçmişti... Ya da bütün programımı ayarlayıp kendim için özel bir şey planladığımda sadece şımarıklık yaparak "anneeeee gitmeee" diye timsah gözyaşlarıyla boynuma sarıldığı zaman.

Tamam, bu örnekler yüzü bulmaz ama biraz daha arttırılabilir.

Ve şimdi onu yine bir yerlere çarpmak istiyorum. Ama eline bile vuramıyorum, o başka.

Nedeni ne dersiniz? Tabii ki ev ödevleri.

"Ev ödevi yapmak için yaratılmadım!!!"

Doğru, kim ne için yaratıldı ki!!! Ödevlere alışmak çok zor. Bunun birçok sebebi de var. El yazısı çok zor ve bir süre sonra yoruluyor, elleri ağrıyor. Sıkılıyorlar. Bazen de becerememek morallerini bozuyor. Ve sanırım doğalarına da aykırı! Bugüne kadar böyle bir sistemle de karşılaşmadıkları için adapte olmaları belli bir süreyi gerektiriyor.

Kızların daha rahat olduklarını duyuyorum. Öğretmenler bu sıkıntının sadece birinci dönem süreceğini söylüyor.

HER HARFTEN SONRA MOLA!

Bir sayfalık ödev iki saat sürüyor: Bir satır en azından 20 dakika. Herhangi bir kesinti olmadan üç tane e harfi arka arkaya çizilmiyor. Araya mutlaka bir başka şey giriyor. Bir saat içinde hem karın hem de diş ağrıyor, hem baş dönüyor hem de bacağa kramp giriyor. Hem acıkılıyor hem de çok yendiği için mide bulanıyor...

Her satır sonrası "mola" istiyorlar. Tamam, ara vereceğiz, yüklenme yapmıyoruz ama her bir harften sonra da olmaz ki!

Bir de tek başına ödev yapmasını öğretmek var. O yüzden hesapta başında durmamak lazım. O yüzden ben kaçıyorum, o peşimden geliyor. Bu sefer oturuyorum biraz yanında, ödevi yapsın diye. Sonra "Ayy ocakta yemek vardı" gibi bahanelerle kaçıyorum yine yanından.

Ama bazen de yanında durmak gerekiyor. Yaptığı yuvarlakları görünce müdahale etmek durumunda kaldım, çünkü tamamen tersten takılıyor.

Her okulun ve öğretmenin ödev konusundaki önerileri ve tavırları farklı. O yüzden işinize karışmak istemem. Ama benim durumumda olan her anne, öğretmeni ile konuşsun ve yol gösterilmesini istesin bence.

Hadi kolay gelsin.

Küçük çocuk anneleri: Zamanınızın kıymetini bilin!!!

Hangi yaşa hangi masal uygun?

Masalların keyfini hepimiz biliyoruz. Keyfin yanı sıra, çocukların gelişimlerine ve edinecekleri alışkanlıklara yönelik önemli katkıları var. Örneğin, okumak. Peki, hangi yaşa hangi masal uygun? Masalların çocuğumuzun gelişimine katkıları neler? Masallar zararlı olabilir mi? Bu soruların ve daha pek çok sorunun yanıtını Parents dergisi yazarlarından Davranış Bilimleri Enstitüsü psikoloğu Filiz Kaya veriyor.

İLK AYLARBOL RESİMLİ

Uzmanlar, daha yaşamın ilk aylarından itibaren, bebeklere kitap ve masal okunmasının dil gelişimine olumlu katkıları olacağı konusunda birleşiyor. Bu dönemde masallar konusundaki seçiminiz aslında çok da önemli değil. En uygun kitaplar, büyük resimli ve her sayfada en fazla bir cümle olan basit hikaye ve masal kitapları. Çünkü bebeğiniz 6-7 aylık olduktan sonra, kitaplarda tek ilgi duyduğu bölüm, resimler olacak.

1-2 YAŞBASİT HİKAYELER

Bebeğiniz bir yaşına yaklaşırken, sadece resimlerle ilgilenmekten vazgeçecek ve söylediklerinize de kulak vermeye başlayacak. Anlamasını kolaylaştırmak için, karmaşık olmayan basit hikayeleri, bebeğinizle birlikte tekrarlayarak okumanız, dil ve zeka gelişimi açısından son derece yararlı. Bu yaşlarda, ona kitap okurken dilediğiniz kadar doğaçlama yapabilirsiniz. Resimlerdeki küçük ayrıntıların tamamı hizmetinizde; bebeğinize yeni kelimeler öğretebilmeniz için karşınızda duruyorlar. Animasyonlu kitaplar ve müzikli masal kitapları son derece ilgi çekici. Bu yaş dönemlerindeki bebekler, ritimlerden de çok hoşlanırlar. Bu yüzden hikayeleri ritimli okuyabilir, cümle içindeki kelimeleri vurgulayabilirsiniz: "Tak tak diye kapıya vurmuş. Tak tak!". Uyuyan Güzel, Pamuk Prenses gibi masallardaki kurgu henüz anlayamayacağı düzeyde olduğu için, 1-2 yaşlarındaki bebeklerin klasik masalları takip etmeleri zor. Seçiminizi, en basit ve kısa hikayelerden yana kullanın.

2-5 YAŞKURGULU HİKAYELER

İki yaşından itibaren, çocukların sözel dil becerileri nesneleri tanımlayabilecek ve iletişim kurabilecek düzeye erişir. Bu becerilerini geliştirmenizi sağlayacak kitapları seçmeniz ve kitap okurken de, onu cesaretlendirecek, yeni kelimeler öğretecek şekilde oyunlar oynamanız çok önemli. Bu dönemde okuduğunuz masallar kelime hazinesini geliştirir ve kendi düşüncelerini ifade edebilme yollarını öğrenmesini sağlar. Söylenenlerin çoğunu zihninde canlandırmaya başlar, hikayelerdeki farklı kahramanları ayırt edebilir, resimlerdeki ve anlatılanlardaki farklılıkları anlayabilir. Çünkü artık ona okuduklarınız yoluyla içinde yaşadığı dünya ile ilgili bilgi edinme peşine düşmüştür. Artık daha uzun ve daha fazla karakterden oluşan hikaye ve masallara geçebilirsiniz. Bu yaş dönemi çocukların aynı zamanda kendilerini "dünyanın merkezi" olarak gördükleri yaşlar. Gelişen hayal güçleri, masallardan sonsuz keyif almalarına, hatta kendilerini o masal kahramanları gibi hissetmelerine ve oyunlarına da yansıyan geniş hayal güçlerini hemen her fırsatta kullanmalarına yol açar. Taklit edebileceği, arkadaşlarına anlatabileceği, hatta arkadaşları ile oynayabileceği hikayeler seçmeniz onun için çok faydalı. Bu yaşta ona bol bol sayı, alfabe, renkler, şekiller, hayvanlarla ilgili farklı konular içeren kitaplar okuyun. Ayrıca dinozorlar, bitkiler, suda yaşayan hayvanlar hatta evrenle ilgili kitaplar ile gerçek dünyayı keşfetmeye çalışan bu küçük beyne katkıda bulunabilirsiniz. Sevimli efsaneler, peri masalları ve farklı ülkelerin masalları ise başka dünyalara dalmalarına yardımcı olur.

5-8 YAŞKENDİ OKUSUN

Eski, bildik masallar artık canını sıkar. Yenilik ister. Bu yaş döneminde, özellikle de okumayı öğrenmeye başladıktan itibaren, bildikleri hikayelerden başlayarak kendi başına kitap okumaya teşvik edin. Bilmediği hikayeleri ise ona siz okumaya devam edin. Bu yaş döneminde okumaktan en çok keyif alacağı ve yaşına en uygun kitaplar şunlar: 4 Bilinen halk hikayeleri 4 Peri masalları 4 Kahramanlık ve macera öyküleri 4 Hayvanlarla ilgili masallar 4 Komik hikayeler, fıkralar.

KORKUSUNU MASALLA YENİN

Çocukların korkuları her yaşta farklıdır. Hemen her çocukta, belirli dönemlerde görülen, çevresel faktörlere de bağlı olan ve bir süre sonra geçen korkular söz konusu olur. Çocuğunuzun korkularını masallar yoluyla yenmesini sağlayabilirsiniz. İhtiyacı olan şey, gerçeğin ne olduğunu anlaması, güvende olduğunu hissetmesi ve yapabilecekleri konusunda bilgilenmesi. Bunun için en iyi yol, vaazlarla ve zorla ikna ile değil, masal kahramanları aracılığıyla anlatmak. Çocuğunuzun korkularını tanırsanız, masal kitabı seçimlerinizi de buna uygun olarak yapabilir, hatta yaratıcılığınızı kullanarak siz onun için masallar uydurabilir, yazabilirsiniz.

4 Yaş: Anne- babasından ayrılmak, karanlık, hayvanlar, gece duyabileceği sesler.

5 Yaş: "Kötü" insanlar, hayvanlar, karanlık, bedenine zarar gelmesi (kaza geçirmek vb.)

6 Yaş:
Doğaüstü yaratıklar (cinler, periler, hayaletler, cadılar vs.), bedenine zarar gelmesi, gök gürültüsü, şimşek, yalnız uyumak, evde yalnız kalmak, anne-babasından ayrı kalmak.

7-8 Yaş: Doğaüstü yaratıklar, karanlık, televizyonda gördükleri ürkütücü sahneler, yalnız kalmak, kaza geçirmek, kaçırılmak.
Yazarın Tüm Yazıları