Biraz sabır mı?
Güncelleme Tarihi:
Kısa süre önce Yılmaz Vural, bizden, biraz sabır göstermemizi istemişti. Oysa bu camianın, 15 yıla yakın sabır gösterdiğinin farkında bile değil! Hadi buna, bir kaç ay daha ekleyelim! Peki, sonuç ne olacak? Herşey düzelecek mi? Kendin de, yabancıların ligde veya kupada fırtına gibi eseceğine inanıyor musun? Yapma be Yılmaz Vural... Bu taraftarda yine iyi can varmış! Bırak taraftarların sabır göstermelerini, sabır taşı olsa çatlardı be; sevgili arkadaşım...
Haa, suç sadece sende mi? Elbette ki değil. Çünkü bu takıma yıllarca iyi bir transfer yapılamamış. Gele gele, bir Şota... Peki, Nemsadze ile Cemalauri'nin ne suçu vardı? İddia ediyorum, her ikisi de mevcud kadronun ilk 11'inde rahatlıkla oynarlardı.
Hazır yeri gelmişken, çok telefon ve mektup aldığımdan, şu Şota meselesine bir kez daha değinelim. Önce Şota'yı bu yönetim göndermedi. Kendisi Avrupa'da futbol oynamak istediğini söyledi. Şu kadarını belirteyim, şayet Şota kalsaydı. Trabzonspor'a 3 milyon mark'a patyalayacaktı. Oysa kendisi Ajax'tan 1 milyon mark aldı. Yani Avrupa'da oynayabilmek için, iki milyon markı tepti.
Şimdi yeniden başa dönelim...
Kim ne derse desin, Trabzonspor zor günler geçiriyor... Sakın bunu, Beşiktaş'a yenildikleri için söylediğimi sanmayınız. Çünkü ilk defa çektikleri baş ağrısı değil! 7'lik skorlar hala hafızalarda! Burada asıl mesele, bu gidişe nasıl dur demenin mümkün olabileceği. Kırmızı ve sarı kartlar ise, zaten olan kadro zaafını, iyice çıkmaza soktu. Yani Şekerspor maçı hiç de kolay geçeceğe benzemiyor.
Burada artık top sayın M.Ali Yılmaz'da. O cin gibi zekasını kullanıp bu soruna bir neşter vurmalıdır... Alt yapıdan A takımına neden oyuncu katılamadığının hesabını sormalıdır. Ya da, her ikisi bir beyin ile yönetilmeli, yetenekli oyunculara şans tanınmalıdır. Yabancılar hakkında da, artık bir karara varılmalıdır. Çünkü, Trabzonspor'un kadrosu giderek yaşlanıyor. Bu sorunlar giderilemezse, korkarım ki camia zor günler yaşayacaktır.
Zaten sayın M.Ali Yılmaz'da mesajını verdi... Şayet birileri dolarzede veya markzede olmak istemiyorsa, akıllarını başlarına alsınlar, o formanın şerefini korusunlar... Aksi takdirde mi; M.Ali Yılmaz'ı çok iyi tanıyan birilerine sorsunlar! Ama alacakları yanıttan, hiç de hoşnut olmayacaklarını da, bugünden bilsinler!