Bir ölüm ilanının uyandırdığı anılar: Dr. Asuman Bey

Bir Doktor Asuman Bey vardı. Kadıköy çocuklarının doktoruydu.

Kızım, Yonca’nın da doktoruydu o. Hani neredeyse torunumun bile doktoru olabilirdi. Zaten kuşaktan kuşağa baktığı çocuklar o kadar fazlaydı ki...

Uzunca bir süre Göztepe Hastanesi’nin Çocuk Hastalıkları Bölümü’nün şefi olarak görev yapmıştı. Altıyolda’ki küçük muayenehanesi minik bebeklerle dolup taşardı ayrıca.

Esmer, kara gözlü, cin gibi bakışlı, bir bakışıyla o çok sevdiği çocukların nesi olduğunu şıp diye anlayıveren, o eski tip doktorlardandı. Hani gözüyle, eliyle, kulağıyla bakıp da MR; tomografi; röntgen; tahlil istemeden hemen anında teşhis koyuveren, o benim ve annemin döneminin doktor amcalarındandı. Çocukların aileleriyle neredeyse akraba gibi yakınlık kuran, herkesi tereddütsüz tanıyan, yalnızca çocuğun değil, ailenin de sorunlarıyla ilgilenen, gözünden hiçbir şey kaçmayan bir insandı. Zaman zaman da paylardı bizleri... Yalan yanlış sorular sorduğumuzda... Çok da haklıydı tabii.

Yonca’yı görür görmez, hemen çenesinin altını, minik gıdığını parmaklarının arasına alıp, şöyle bir sıkardı. Yonca bu sevgi gösterisini anlardı.

İnanılmaz bir doktordu. Yonca neredeyse koskoca kız olmuştu ama ben hálá onu sevgili Asuman doktoruna götürüyordum. Bir gün bana "Ama artık o benden çıktı, bir dahiliyeciye göster. Ayıp oluyor" demişti. Ama ben yine de onu hemen hemen 15 yaşına kadar Dr. Asuman Bey’e götürdüm. Ona o kadar güvenirdim ki.

Yonca 4-5 aylıkken bir yaz ishaline yakalanmıştı. Verdiği tüm ilaçlar fayda etmedi. Sonunda bana telefonla bir mama tarifi verdi, hiç unutmam ve o tarifi zaman zaman torunuma da uygulamışızdır. "İki üç tane havucu soyup haşlayacaksın, ardından mikserden geçirip püre haline getireceksin. Azıcık kaynamış suyla karıştırıp, biberonla bebeğe yedireceksin. Bundan başka hiçbir şey yedirmeyeceksin, taa ki bebeğin kakası da havuç püresi şeklinde çıkıncaya kadar."

Bilirsiniz küçük bebeklerin yaşamını tehdit eden en büyük tehlike yaz ishalleridir. Yonca günlerdir perişan haldeydi. Ben de üzüntü ve şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemiyordum. Asuman Bey şaşkınlığımı anladı "Tamam tamam ben geliyorum" dedi. 5 dakika sonra bizdeydi.

"Mutfak nerede?" dedi. Mutfağa girdi. Havuçları soyup haşladı. Püre haline getirip; soğuttu ve Yoncaya kendi elleriyle içirdi. Bana da dönüp "İşte böyle yapacaksın" dedi. Ve gitti.

Ertesi sabah kızımın ishali durdu, biz havuç püresi yedirmeye devam ettik. Sonunda yalnız dışkısı değil, tüm vücudu havuç rengine döndü ve kurtuldu.

İşte Doçent. Dr. Asuman Eğribozlu böyle bir insandı. O hastası iyileşinceye kadar uyku uyumayan, hatta para bile almayan doktorlardandı.

Cuma günkü Hürriyet’te ölüm ilanı vardı. Bir an geçmişe döndüm, kızımın bebekliğine, benim gençlik yıllarıma. Yaşını hiçbir zaman bilememiştim. Saçları hep siyahtı ve çok az kır vardı. Esmer yüzünde hiç kırışığı yoktu. Hep genç gösterirdi. Bir yaz günü ona gittiğimizde "Ne kadar güzel yanmışsınız doktorcuğum" demiştim. "Kız, ben esmerim, unuttun mu?" diye güldürmüştü beni. İşte o da, ölümü bir türlü yakıştıramadığımız güzel insanlardan biriydi. Nurlar içinde yat, sevgili Asuman Bey. Hep anılarımızda yaşayacaksın.

Kocam beni kendisinden yaşlı bir kadınla aldatıyor

Merhaba abla, yıllardan beri köşenizde faydalı bilgiler verdiğinizi biliyorum. Gazetelerin içerisinde en çok okunan köşelerden birinin de sizin köşeniz olduğundan şüphem yok.

Ben 26 yaşındayım ve bir kız çocuk annesiyim. 6 senelik evliyim. Evliliğimin 5. senesinde eşim tarafından aldatıldım. Ona nedenini sorduğumda bana hakaret ediyor beni boşamakla tehdit ediyor. Bugün öğrendiğime göre İstanbul’da o kadınla birlikteymiş. Ben kız çocuğum var diye boşanmak istemiyorum, onu çok seviyorum, bana bu konuda yardım edebilir misin?

Eşim 30 beraber olduğu kadın ise 46 yaşında. Bana kadının parası için onunla birlikte olduğunu söylüyor. Ne yapmam lazım?

RUMUZ: ARZUM

Sevgili kızım, bırak ki bu adam seni aldatıyor. Aldattığı insanın yaşı başı ne olursa olsun, bu senin açından çok küçültücü bir durum. Üstelik sen sorduğunda sana hakaret ettiğini de söylüyorsun. Üstüne üstlük, "Kızım için ayrılmak istemiyorum" diyorsunÖ. Ardından da sanki düzeltmek ister gibi, onu çok sevdiğini söylüyorsun.

Güzel kızım, bu adam yalnızca seni aldattığı için değil bir de üstelik kadınla beraberliğini "parası için" diye mazur göstermeye çalıştığı için daha da aşağılık bir durumda, farkında değil. Sen de farkında değilsin, ne yazık ki... Çünkü hálá böyle bir adamı sevmekten söz edebiliyorsun. Senin için çok üzgünüm ama yapabileceğim bir şey yok.

Organ bağışı yapılsa Ege Mahir gibi bebeklerin hayatı kurtulurdu

"Ege Mahir bebek organ nakli bekliyor" yazısını, muhtemelen size gönderilen bir iletiyi, araştırmadan köşenize almışsınız. Maalesef Mahir bebek birkaç hafta önce aramızdan ayrıldı. Lütfen köşenizde bunu yayınlayın. Bu sayede belki organ nakliyle ilgili bir konuyu yeniden gündeme getirirsiniz.

Prof. Dr. Cem Güneşoğlu

Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği

Haklısınız, sevgili okurum, bana iletiyi gönderen kişiye güvenerek bu yazıyı yayınlamıştım. Tabii ki araştırmam gerekiyordu. Ancak bu olay bana organ nakli konusunda ne kadar duyarsız olduğumuzu bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Organ nakli bekleyen 9.5 aylık minik bebek Ege Mahir Yıldız yaşam mücadelesini kaybettiyse bu bir uyarı olmalı.

Baba Yıldız, "Türkiye’de 45 bin insan organ nakli bekliyor, en küçükleri Ege Mahir’di. 266 gün içinde dört kez uygun donör bulundu ama aileler kabul etmedi" demişti. Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, ise "Organlar bağışlansa Ege Mahir gibi organ bekleyen bebeklerin hayatı kurtulur" diye uyarıda bulunuyor.
Yazarın Tüm Yazıları