Bir Kitap

Güncelleme Tarihi:

Bir Kitap
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2004 20:05

Ekvator Hikayeleri

Sıfır Enlemi

Kuzey Kutbu (90 derece enlem) ile Ekvator çizgisi (sıfır enlem) arasındaki bölge, tarihin en çok olaylarının olduğu yerdir. Hatta, tarih, bu ikisi arasında yer alan çok daha dar bir enlemde gerçekleşir, veya dünyanın egemenleri bu aralıktan yeryüzüne bakar ve değerlendirirler.

Dünyanın keşif tarihi çok ilginç servenlere tanıklık eder. Hele kutupların keşif öykülerini çoğumuz heyecanla okumuştur. Dünyanın bu iki damı her zaman büyük ilgi çekerken, Ekvator hikayeleri, daha bölük pörçük hayatımıza girer.

Bu arada bizler için Ekvator deninc e belki hemen akla öncelikle Afrika gelebilir. Ama unutmayalım ki, Ekvator bütün dünyayı göbeğinden çevreler...

Güneş hep tepede

Ekvator’un önemli bir özelliği,

üzerinden geçen hayali sıfır enleminin, bütün diğer enlemlere kıyasla daha uzun olmasıdır. Burası

yeryüzünün en hızlı hareket eden yeridir aynı zamanda.

Sadece bu kadar değil, yeryüzünde en çok güneş alan yeridir.

Bu nedenle Ekvaton güneşi hep tam tepededir.

Bunların yanısıra, Ekvatorun denizleri ve rüzgarları da ilginçtir. Güney Ekvatoral akıntı ile Ekvatoral karşı akıntı sınırdaştır. Ayrıca, Kuzeydoğu ve Güneydoğu Ticaret Rüzgarları arasındaki sınır da buradadır. Egemen rüzgarların hepsi Ekvator üzerinde bölünür.

Öfke Nöbeti

Daha bitmedi:

Coriolis etkisi nedeniyle Ekvator’un kuzeyinde sular, saat kadranı yönünde gırdap yaparak dibe inerken, Ekvator’un güneyinde ise saat kadranının tam tersi yönünde hareket ettikleri üzerinde tartışma vardır.

Ekvator denizcilik bakımından dünyanın ölüm kuşağıdır, yani hem Pasifik hem Atlas okyanuslarındaki durgun ve çok hafif ezen esrarlı rüzgarlar kuşağı olan doldrumlar buradadır! Bu sözcük ‘öfke nöbeti’ anlamını taşır. Bu rüzgarlar arasındaki ‘kimsenin olmadığı yerler’ eski denizciler için ölüm demekti!

Son bir özellik daha: Kuzey Güney akıntıları Ekvator hattı boyunca buluşur. El Nino, Ekvator rüzgarlarını da etkiler.

Bir noktayı daha anımsatalım: ‘Ekvator’un yukarı doğru kazandırdığı hız’ nedeniyle, Avrupa Uzay Ajansı tüm uydularını uzaya Fransız Guyanasından fırlatır. Burası da Ekvator kuşağıdır.

Tabi sadece bunlarla sınırlı değil Ekvator.. Elimizdeki kitabın önsözünde daha bir çok ilginç özelliğini okuyoruz Ekvator’un.

Şaşırtıcı öyküler

Baktığınızda Ekvator çok ilginç olayların merkezi durumundadır.

Ekvator hattı boyunca ‘kumda ve suda, dağların arasından, nehir ve göllerin üzerinden, bazı büyük kaşifler, hayalperestler, sanatçılar, tarih çılgınlar gelip geçtiler’.

Butün bunlar arkalarında şaşırtıcı, ilginç, kimi çok açık kimi karanlık tonlarca öykü bıraktı.

Ekvatorun dar şeridi içine sıkışıp kalmış olağanüstü öykülerdir bunlar!

Öykülerin bir kısmı mitolojik karakterdedir. Örneğin kuşlar, çocuklarını beslemek için filleri havalandırır!

Ancak öykülerin çoğu, Avruplı Keşifler Çağı’nı izleyen 400 yılın şan şeref, zenginlik arayışlarınınn ürünüdür.

Emin Paşa

Öykülerde Macellan’ın yolculuğundan tutun, Amazonlarda cbaımsız cumhuriyet kuran çılgınlara, gazetecilere, İngiliz asılzadelerine kadar onlarca kişi boy gösterir.

Hatta aralarında, Sudan’daki Mehdi taraftarlarıyla savaş sırasında Ekvatorya’da vali olan böcekbilimci Emin Paşa da yer alır.

Öykülerde, Livingstone kaybolur, Peru’da altın şehirler bulunur. Öyküler arasında, Avusturya- Macaristan aristokratı Çıplak Barones de vardır. Baronesin tek amacı, Ekvator’da serbest bir aşk ütopyası kurmaktır.

Kutsal Kitap öyküsü gibi

Bu kitabı kaçırmayın derken ‘Ekvatorya’nın Belálıları’ başlıklı öyküden bir pasajı sunuyoruz size:

‘Durmadan dolanan güzergah boyunca sonsuz bir sıra halinde yürüdüler. Heyetten otuz ya da kırk kadar adama hizmetleri karşılığında, şenlik giysisine dönüştürülmüş parlak kırmızı battaniyeler verilmişti. Stanley’in kendisi ise, kırmızı türban takmış kırmızı bir pantolan ve kırmızı bir gömlek giymiş genç bir adam tarafından çekilen yakışıklı bir eşeğe binmişti... Arkadan, başlarının üzerinde sandıklar, çadırlar ve başka nesneler taşıyan büyük kaşifin özel kuvvetleri geliyordu. Bu adamlar, topuklarına kadar inen kırmızı battaniyeler sarılmışlardı.

‘Avrupalılardan Emin Paşa, Kaptan Casati, Jephson ve Bonny eşeğe binmişlerdi, yüremli cerrah doktor Parke tüm yol boyunca bir metre olsun herhangi bir hayvanın sırtına binmemişti. İki güçlü uşak Emin Paşa’nın küçük kızını tahteravan üzerinde taşıyorlardı...’

Çok ilginç öyküler arasında bir yolculuğa çıkacaksınız kitapla birlikte.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!