Bir kez olsun bir sokak köpeğinin gözlerinin içine bakın...

Bizim evde ‘‘Çıtır'ın cinsi’’ üzerine tahminler bitmek-tükenmek bilmiyor.

Babam onun ‘‘Kurt ile Kangal arası bir cins’’ olduğunu uzun uzun anlatıyor.

‘‘Arası’’ nasıl oluyor bilmiyorum.

Ama Çıtır onun terliğini kaçırıp bahçeye gömdüğünde, tek terlikle dolaşırken kızıyor, bu sefer ‘‘tilki ile çakal arası’’ olduğunu söylüyor.

Herkesin cinsi belli bizim evde:

Gorbi hadi diyelim ki Seter-Meter...

Ben elbette safkan Teriyer'im...

Eve misafir geldiğinde bu sefer annem bize sokaktan gelen Çıtır'ın ne olduğunu anlatmaya başlıyor:

‘‘Babası safkan Kangalmış, annesi safkan Alman Kurdu... Ya da tersinedir... Bakın yürüyüşü aslan gibi, kedi çevikliği var...’’

Aslan gibi kedi?..

*

Benim tek bildiğim yatılı talim-terbiyeye gittiğinden beri Çıtır'ın şımardığı.

Gece lambaları yakıyor.

O sabah kalktığımızda bütün lambalar yanıktı. Bizimkiler ‘‘kapatmayı unutmuşsun’’ diyerek birbirlerini suçladılar.

İkinci gün yine...

Meğer Çıtır karanlıkta oturmaktan sıkılınca kalkıp düğmeleri burnuyla açıyormuş.

Son günlerde herkes otururken, onun uykusu gelince, bu sefer ışıkları kapatmaya da başladı.

Babam ‘‘Tehlikeli iş’’ diyerek düğmelerin üzerini kapatacak şekilde birer tatlı tabağı bantlıyor.

Kapı çalınınca koşup misafirlere kapıyı açması da ‘‘çok tehlikeli’’ bulundu.

Çünkü Çıtır kapıyı kim gelirse açıyor, aşağı kaçıyor.

Ve babam dış kapının kolu dönmesin diye ona da bir sandalye bağladı.

*

Bunlar neyse de...

Sabahları Çıtır kızın midesi ağrıyor olmalı, bahçeden çim koparıp yemeye başladı. Doktorumuz Oğuz Abi ‘‘Famodin verin’’ dedi. Birkaç akşam hapını verdiler, şimdi kendisi kalkıp hapını kendisi alıyor.

Babam bunu da ‘‘tehlikeli’’ gördü.

İlaç dolabının kapağını açmasın diye kulbuna annemin tartı aletini astı.

Eğer misafirlerimiz habersiz gelirlerse, girişte sallanan sandalyeye, dolaba bağlı tartı aletine ve duyarlara bantlanmış tatlı tabaklarına, bir de dönüp hüzünle bizimkilere bakıyorlar.

İşte o zaman da babam başlıyor:

‘‘Cinsi belli değil, Kangal-Kurt-Tilki ile Çakalın karışımı ama içinde biraz da çilingirlik ile elektrik tesisatçılığı var gibi...’’

*

Ben ise sokak köpeklerinin çok akıllı olduklarını anladım.

Evet, Çıtır evimizin en akıllısı.

Evimize sokaktan gelen, cinsi bir şeylerin ‘‘arası’’ olan bu kız çok akıllı.

Sokakta bir köpek görürseniz, bir kez olsun onun gözlerinin içine bakmanızı isterim.

Bir kez olsun...


Levent Bey Adapazarı'ndaki bu çiftliği sokak köpekleri için kurdu


Adapazarı'nın Doğançay Köyü'nde sokak köpekleri ve sahiplerinin terk ettiği köpekler, krallar ve kraliçeler gibi yaşıyor. Depremzede Bianca, kör Daisy, Çapkın ve arkadaşları, modern kulübelerde kalıyor, bakıcıları tarafından el üstünde tutuluyorlar. Bu büyülü atmosferin mimarı asıl mesleği uzun yol gemi kaptanlığı olan Akson. İstanbul'da baktığı sokak köpekleri bahçeye sığmamaya başlayınca, Doğançay'daki evini çiftliğe çeviren Akson, 100'e yakın köpeğin babası...

Levent Akson'un Adapazarı'nın Doğançay Köyü'ndeki çiftliğine girdiğiniz anda hepsi birbirinden sevimli köpekler tarafından karşılanıyorsunuz. Çiftlikte 100'e yakın köpek yaşıyor. Sokak köpeklerinin yanı sıra Terrier, Golden Retriever, Chow-Chow, Saint Bernard, Kangal cinsi köpekler de var burada.

Esasında uzun yol gemi kaptanı olan ama bir süredir gemicilikle uğraşan Levent Akson'un hayvan sevgisi çok eskilere dayanıyor. Hayatının her döneminde yaşamına ortak ettiği bir köpeği olmuş. İstanbul'da baktığı sokak hayvanları bahçeye sığmayınca Doğançay'daki çiftliğine taşımaya karar vermiş dostlarını. Dört sene önce çiftlikteki köpek sayısı 20'yken bugün 100'e ulaşmış.

Çiftlikteki her köpeğin ayrı bir hikayesi var. Adapazarı'ndaki depremde ailesini kaybeden Bianca, iki gözü de görmeyen Daisy, sahibinin artık bakmak istemediği Saint Bernard ve diğer köpekler, birlikte mutlu mesut yaşıyorlar.

Köpeklerin dört bakıcısı var. Bir de düzenli olarak onları ziyaret eden bir veterinerleri. Gün boyu istedikleri gibi dolaşıyorlar, İki bölmeli modern kulübelerin içindeki küçük oda, kışın köpekleri soğuktan koruyor. Yaz aylarında da kulübelerin tepesi açılıyor ve güneş ışığı mikropları temizliyor. Bugünlerde köpeklerin gölgeden faydalanabilmesi için ağaçlandırma çalışmaları yapılıyor. Levent Akson kendi deyimiyle; ‘‘İstanbul'da kazandıklarını çiftlik için harcıyor.’’

Levent Akson'un Doğançay'da ikinci bir evi daha var. Bu evde de konaklayan köpekler var ama evin asıl sahipleri kediler. Bu evdeki kedileri de sokakta bulmuş.

Boğaz Köprüsü'nde yola çıkmış bir kedi ya da köpeği arabasına yükleyen birisini görürseniz şaşırmayın, o Levent Bey'dir. Bu huyunu bilenler bakması için yürüyüş yaptığı yola yavru köpekleri bırakıyor sık sık. O da dayanamayıp evine getiriyor. ‘‘Bir noktada durmam gerek’’ diye düşünse de bunu yapmaya vicdanı pek elvermeyeceğe benziyor.


SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA


Veteriner Hekim Talat GÜLBAY


Kedilerde tüy dökülmesi


Benim iki tane kedim var. Üç-dört aydır inanılmaz derecede tüyleri dökülüyor. Tüylerinin dökülmesine engel olmak için ne yapabilirim?

Normalde tüm kedilerde yıpranmış ve ölü tüylerin belli düzeyde vücuttan atılması ve yerine yeni tüylerin çıkması fizyolojik ve sağlıklı bir durumdur. Kedi zayıf düştüğünde ya da strese girdiğinde bu ölü tüyleri hemen bir anda da dökebilir. Sağlıklı kedilerde tüylerin oluşumu, uzaması ve dökülmesi oldukça kompleks bir yapıda olmakla birlikte gün ışığı, çevre ısısı, kedinin ışıktan yararlanma süresi ve beslenme gibi faktörlerin etkisi altındadır. Bu koşulların kedinin ırkına, yaşına, fizyolojik durumuna ve kürk yapısına uygun hale getirilmesi, kürküne düzenli bakım yapılması (taranması, fırçalanması ve yıkanması) ve beslenmesindeki yetersizliklerin giderilmesi kedinizde başka bir sağlık sorunu yoksa tüy dökülmesini en aza indirmek için yeterli olacaktır. Ancak bunun dışındaki tüy dökülmeleri doğrudan tüy ve deri ile ilgili bir hastalık sonucu oluşabileceği gibi, diğer birçok hastalık durumunda da belirti olarak ortaya çıkabilen ciddi sağlık problemleridir. Bunların en önemlileri alerjiler, mantar enfeksiyonları, parazit enfeksiyonları, pyoderma gibi bakteri enfeksiyonları, metabolik bozukluklar ve hastalıklar, hormonal hastalıklar, ilaç ve enfeksiyon duyarlılıkları, kemoterapi, güneş alerjileri, gıda alerjileri, kontak dermatidler, hamilelik ve emzirme dönemindeki tüy dökülmeleri sayılabilir.

Düşlerimi gerçekleştiriyorum

Haftasonları Doğançay'da köpeklerim ve kedilerimle olmak için can atıyorum. Bir dernekte uyutulmak üzere olan bir köpeği aldım. Ölmesine kesin gözüyle bakılıyordu ama bir buçuk senedir gayet mutlu. Bir gün de bir yavru buldum, bahçeye getirdim, annesi dört yavrusunu daha alarak yanımıza geldi. Bu hayatı seviyorum.
Yazarın Tüm Yazıları