Bir hipoglisemi hikâyesi

Kızartmaların, imambayıldı ve tatlıların cirit attığı muhteşem bir akşam yemeğinden yeni kalktınız, afiyet olsun!
Oldukça ağırlaştığınız, nefes almakta bile zorlandığınız kesin! Kendinizi yemek masasının hemen yanındaki koltuğa atıp yemekte yudumladığınız şarabınız veya rakınıza devam de etmeye kararlısınız.
Televizyondaki diziye takılmak istiyorsunuz ama daha yarım saat geçmeden içiniz bayılmaya, horlamanız yandaki koltukta televizyonda konuşulanları anlamaya çalışan eşinizin canını sıkmaya başladı bile. Eşiniz , yorgundur rahatsız etmeyeyim diye sesini çıkarmasa da, yaklaşık bir saat sonra kan ter içinde uyandınız. Ağzınız kuruyor, canınız müthiş tatlı çekiyor. Gittikçe büyüyen göbeğinize bakıp biraz utanıyor, içinizden de, “Yine aynı yanlışı yapıyorum ama bugün de dayanamayacağım galiba” diye geçiriyorsunuz.
Birkaç saniye sonra mutfaktasınız, bir elinizi buzdolabının kapağında diğer elinizi önceden stokladığınız çikolatalı dondurma paketlerinde buluyorsunuz kendinizi.
Bu noktada kalsanız iyi. Bitmedi. Büyük bir ihtimalle yediğiniz büyük boy çikolatalı dondurma da sizi kesmeyecek. Yeni buzdolabı seferleri başlayacak, unlu-sütlü tatlı ne varsa yutacaksınız. Eğer tatlı bulamazsanız akşam yemeğinden kalan böreklere, dolmalara saldıracaksınız.
Eşinizin durumunuzdan endişelendiği, içinden fesuphanallah çekip, gidişatınızdan endişe ettiği de kesin. Ama siz elinizde bir kutu kolalı içecek oflaya puflaya yeniden televizyonun karşısına geçeceksiniz.

BU ADAM SİZ MİSİNİZ

Hikâyedeki konu sağlık bakımından oldukça önemli: Siz gittikçe genişleyen göbeği ve yukarıdakine benzer sık tekrarlayan ‘reaktif hipoglisemi’ atakları ve ciddi ‘insülin patlamaları’ yaşayan birisiniz. Maalesef sizi bugün de tatsız bir gece uykusu bekliyor.
Nedeni şu: Öncelikle midenize yatmadan önce tıka basa doldurduğunuz için sindirim sisteminiz sabaha kadar çalışmaya devam edecek, siz uyurken onlar feryat figan bir gayretle içlerine tıka basa doldurduğunuz yiyecekleri öğütmeye çalışacaklar. Bu ağır çalışmanın sonucunu siz ertesi sabaha yorgun ve bitkin uyanarak ödeyeceksiniz.
Kocaman göbeğiniz ve büyükçe gıdığınız gece uykunuzun kalitesini de darmadağın edecek, sizi uyku apnesi nöbetleriyle baş başa bırakacak. Uyku apnesi gece boyunca uykunuzun bölünmesi ve vücudunuzun bütün geceyi oksijen yoksunluğu içinde geçirmesi anlamına geliyor. Bu durumun sonucu da ertesi gün sürekli ağrıyan bir baş, ciddi bir dikkat dikkat kaybı, ilerleyici bir halsizlik ve yorgunluk...
Aynı gece birkaç kere terlemelerle uyanacağınızı hatta iç çamaşırlarınızı değiştirmek zorunda kalacağınızı da biliyorum. Dahası sık sık tuvalet ziyaretleri yapmak zorunluluğu nedeniyle tuvalete yakın bir odada uyumaya başlayacağınıza da bahse girerim.
Buzdolabı ziyaretleriniz büyük bir olasılıkla gece de devam edecek, gece boyunca da atıştırıp duracaksınız.

DAHA BİTMEDİ

Çok kötü iki ihtimal daha var ve onları da isterseniz ekleyivereyim: Eğer yukarıdaki tanım üç aşağı beş yukarı size uyuyorsa herhangi bir geceyi ‘safra kesesi koliği krizi’ veya ‘gut krizi’ ile geçirmeniz de ihtimal dahilinde.
Prensip olarak; üzerek, kızarak, korkutarak bilgilendirmeyi sevmem ama, dün sabah erken saatlerde beni arayan bir hastamın yaşadıklarının size örnek olmasını istedim, hepsi bu! Siz isterseniz o hastam gibi beni dinlemeyin (ya da dinlemiş gibi yapın) ve yukarıda yazdığım sorunları siz de aynı geceye sığdırmaya çalışın.

Safra kesesi krizi
BİR NOT

Safra kesesi taşı veya kasılma bozukluğu olanlarda sağ kaburga yayı altında başlayan çok şiddetli ağrılar ‘kolik veya kriz’ olarak tanımlanıyor. Bu ağrıların tipik özelliği ağır, bol yağlı, bol alkollü yemeklerden sonra ortaya çıkmaları sağ omuza kuşak tarzında bele ve kürek kemikleri arasına doğru yayılma göstermeleri. Ağrıların yavaş yavaş şiddetlenmesi ve çok ağır derecede rahatsızlıklara yol açtıktan sonra hafifleyip yeniden tekrarlaması tipik bir özellik. Ağrılara çoğu zaman gaz şişkinlik bulantı gibi ek işaretler de eşlik ediyor.

Gut krizi
AKLINIZDA OLSUN

Bu krizse fazla kilolu, göbekli, bel çevresi geniş, karaciğeri yağlı, gizli şekeri, açık ya da gizli tansiyonu ve kanda ürik asit adı verilen yıkım ürünü çok yüksek olanlarda görülen ve tipik olarak ayak başparmağı üst ve yan kısmında kızarıklık şişlik, dayanılması güç çok şiddetli ağrıyla karakterize olan bir (eklem iltihabı) artrit atağı.