Bir Gonzo nasıl gömülür

Ahmet Oktay’a 1987’de Behçet Necatigil Ödülü kazandıran şiir kitabının adı “Yol Üstünde Semender” idi.

İntihar temalı bir kitaptı; Beşir Fuad’ı merak etmeme ve tanımama yol açan kitaptır.
Alix Strauss’un “Death Becomes Them” adlı kitabını okurken sıklıkla “Yol Üstünde Semender”i hatırladım.

Alix Strauss bir lifestyle/trend yazarı.
New York Times, Marie Claire, Time ve Entertainment Weekly gibi medya organlarında adına rastlanabilir.
Alix Strauss Hanımefendi’nin takıntısı ise ölüm.
Daha önce “The Joy of Funerals” adlı, cenaze törenlerini ele alan bir kitap yazmıştı.
“Joy” (Sevinç, neşe, haz) ve “Funeral”(Cenaze töreni) kelimelerini bir kitabın adında bir araya getirmek bile kendi içinde bir başarı olmalı.
Kitabı okumadığım için, iyi veya kötü gibi bir değerlendirme yapamam.
Ancak Alix’in yeni kitabı “Death Becomes Them” daha cesur bir adım olmalı.
İntihar sevimsiz bir konu. Ve Alix, canına kıymış ünlüleri konu almış bu kez.
Kitabın tuhaf yanı, ele aldığı konunun karamsar havasıyla pek ilgisi olmaması.
Biçimsel bir tuhaflık.
Mavi, pembe, sarı gibi renkler kullanılmış kapak dizaynında.
Tabut şeklindeki kutucuklarda hayatına son vermiş isimler ve kutunun içinde de intihar yöntemini belirten bir çizim yer alıyor.
Gayet “pop” tarzdaki kapakta logolar ve isimler şöyle eşleştirilmiş:
Ernest Hemingway (tüfek), Ian Curtis (ip), Sylvia Plath (fırın), Kurt Cobain (tabanca), Virginia Woolf (su)...

Böyle “hassas” bir konuda kitap yazmak güç iş, bir de bu işi “Haydi arkadaşlar biraz da öğrenelim, eğlenelim...” tarzında yapmaya kalkışmış Alix Strauss.
İşin enteresan yanı “Ayıp be!” diyerek okumaya başladığım kitaptan son derece memnun kalmam.
Açıkçası fikri çok sevimli bulmamıştım. Tabu olarak gördüğümden filan değil; tamamen “Böyle sulu zırtlak ele alınacak mevzu mu yani?” dediğimden.
Ayrıca kitapta bahsi geçen intihar hikayelerinin çoğunu da biliyordum:
Artık yazamadığını düşünen, ihtiyar bir alkolik olma yolundaki Ernest Hemingway, pompalı tüfeği alır, dizlerinin üstüne çöker...

Ancak Alix Strauss, gazetecilik yaparak, bol ve bir kısmı yeni kaynağa ve bilgiye ulaşarak kitabı şakır şakır okunur hale getirmiş.
Kurt Cobain’in kendisini vurduğu silahın kasa fişi bile var kitapta, o kadar söyleyeyim. İntiharın karanlık dünyasından espri çıkartmayı başarmış Alix Abla; bu arada ölen kişiye saygıda kusur etmemeyi de becermiş, bravo...

Ahmet Oktay’ın “Yol Üstünde Semender”i güzel ve karanlık bir kitaptı.
Alix Strauss’un “Death Becomes Them”i ise güzel ve -tuhaf kaçıyor biliyorum ama- eğlenceli bir kitap. Size kitaptan bir bölüm aktarma şansım olsaydı, bu kesinlikle “Gonzoların piri” Hunter S. Thompson’ın cenaze töreni olurdu.
Hunter, 2005’te 67 yaşındayken “Hemingway-esk” bir şekilde hayatına noktayı koydu.
İntihar notu: “Futbol sezonu bitti...” diye başlıyordu ve “Rahat ol, acımayacak” diye bitiyordu.
Hunter, cenaze törenini 1977 yılında, Gonzo Tarihi’ni neredeyse birlikte yazdığı yakın dostu, meşhur çizer Ralph Steadman’la birlikte tasarlamıştı.
“Fear And Loathing”de müthiş bir Hunter portresi çizmiş olan bir başka yakın dost, Johnny Depp bütün masrafları üstlendi ve tören aynen düşlendiği gibi gerşekleşti:
Aile ve dostlardan kısa konuşmalar...
Eşi Anita, Coleridge’in Kubilay Han şiirini okudu. Johnny Depp ve Lyle Lovett filan “Spirit On The Sky”ı çalıp söyledi.
Tibet metinleri ve Japon davulları, şampanya ve istiridye...
İçine Hunter’ın külleri ve barut doldurulmuş 10 mermi, özel dizayn edilmiş (Hunter’ın Kasaba Şerifi seçiminde kullandığı meşhur logo şeklinde) topa yerleştirildi.
Anita tüm mermilere “Seni seviyorum” yazdı.
Top patladı, Hunter’ın külleri önce göğe yükseldi sonra kendisine veda eden sevdiklerinin üstüne yağdı. Bu sırada Hunter’ın isteği üzerine Bob Dylan’dan “Mr. Tambourine Man” çaldı.
(NOT: Hunter S. Thompson üzerine Alex Gibney’nin “Gonzo” adlı filmini tavsiye ederim. “Nereden bulurum?” sorusunun cevabı ise internet olacak sanırım...)

Yazarın Tüm Yazıları