Güncelleme Tarihi:
Ramazan ayı müslümanlar için en önemli bir ve beraberlik günlerinden birisidir. Oruç vazifesi bu ay içerisinde gerçekleştirilir. Tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar ibadetlerini yerine getirmek isteyenler kadar yeme,içme faaliyetlerine ara verdi. Akşam ezanının okunmasıyla birlikte oruçlar açılır. Ramazan sadece oruç tutulan bir ay değildir. Müslümanlar bu günlerde kalp kırmamaya, günah işlememeye ve diğer ibadetlerine odaklanır. Diyanet’in açıkladığı takvime göre Üç aylar 23 Ocak itibarıyla başladı. Regaip ve Miraç Kandilinin ardından Berat Kandili bugün (6 Mart) idrak edilecek. Peki Ramazan ne zaman başlıyor, kaç gün kaldı? İşte, Diyanet dini günler takvimi
Müslümanların oruç ibadetini yerine getireceği 11. ayın sultanı bu yıl 23 Mart Cuma günü başlayacak. İlk sahura 22 Mart Çarşamba gününü, 23 Mart Perşembe gününe bağlayan gece kalkılacak.
Ramazan ayı 20 Nisan Perşembe günü sona erecek. Hemen ardından üç günlük Ramazan Bayramı başlayacak.
Ramazan Bayramı Arefesi 20 Nisan Perşembe günü, Ramazan Bayramı 1. günü 21 Nisan Cuma, 2. günü 22 Nisan Cumartesi ve bayramın son günü 23 Nisan Pazar gününe denk gelmektedir.
23 Ocak PAZARTESİ: ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI
26 Ocak PERŞEMBE: REGAİB KANDİLİ
17 Şubat CUMA: MİRAC KANDİLİ
6 Mart PAZARTESİ: BERAT KANDİLİ
23 Mart PERŞEMBE: RAMAZAN BAŞLANGICI
17 Nisan PAZARTESİ: KADİR GECESİ
20 Nisan PERŞEMBE: AREFE
21 Nisan CUMA: RAMAZAN BAYRAMI (1.Gün)
22 Nisan CUMARTESİ: RAMAZAN BAYRAMI (2.Gün)
23 Nisan PAZAR: RAMAZAN BAYRAMI (3.Gün)
27 Haziran SALI: AREFE
28 Haziran ÇARŞAMBA: KURBAN BAYRAMI (1.Gün)
29 Haziran PERŞEMBE: KURBAN BAYRAMI (2.Gün)
30 Haziran CUMA: KURBAN BAYRAMI (3.Gün)
1 Temmuz CUMARTESİ: KURBAN BAYRAMI (4.Gün)
19 Temmuz ÇARŞAMBA: HİCRİ YILBAŞI
28 Temmuz CUMA: AŞURE GÜNÜ
26 Eylül SALI: MEVLİD KANDİLİ
Oruç dünyevi hazlardan uzak durmaktır. Hz. Peygamber’in hadislerinde kötülüklerden koruyan bir kalkan olarak nitelendirilen (Buhârî, Savm, 9) orucun Arapça karşılığı olan savm/sıyâm kelimesinin kökünde de “kendini tutma, geri durma” anlamı vardır.
Kişinin orucu bozan şeylere karşı kendini tutması anlamına gelen “imsak” yanında oruç kelimesi de hem maddi hem de manevi anlamda bir korunmayı, sakınmayı ve arınmayı ifade etmektedir.
Âdeta bir mektep vazifesi gören ve nefis terbiyesi için özel bir iklim oluşturan oruç sayesinde insan ruhen yücelir, yüksek ahlaki erdemlerle bezenir, yıllık bir muhasebeyle kendisine verilen ömrü nasıl geçirdiği hakkında dürüst bir değerlendirme yapma fırsatı bulur.
Bir yandan sahip olduğu nimetlerin büyüklüğünü daha iyi idrak ederken öte yandan mahrumiyet içinde olanların hâlini düşünüp onları anlama fırsatı bulur ve toplum içinde kendisine düşen görevlerin farkına varır.
Böylece bireysel gibi görünen bu ibadetin sosyal yönü ve etkileri doğal bir süreç içinde ve güçlü biçimde kendini gösterir (İbrahim Kafi Dönmez, DİA, “Oruç” md.).