Güncelleme Tarihi:
Berat ne demek, Berat Kandili anlamı nedir? soruları, bu mübarek geceyi dini vecibelerine uygun idrak edecek olan milyonlarca vatandaşın gündeminde yer alıyor. Kelime manası itibariyle kurtuluş, af ve arınma anlamlarına gelen 'Berat' Müslümanlara kulluk bilinci ve hesap verme şuuruyla; hata, suç ve yanlışlardan kaçınmayı, günahlardan arınmayı; affedilmenin yanında affedici olmayı da, bağışlanma isteğinin yanında bağışlayabilme şuurunu da kazandırır. İslam camiası tarafından ellerin semaya açılıp yüce Yaradan'dan afların dileneceği Berat Kandili'nde çeşitli ibadetler ihya edilecek. Peki, Berat Kandili'nde ne oldu, anlamı nedir? İşte, Berat Kandili önemi ile ilgili bilgiler.
Dini kaynaklara göre Berat kelimesi “berâe” veya “berâet” kelimesinin Türkçedeki karşılığıdır. Berî olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak, kişinin bir borç veya yükümlülükten kurtulması demektir.
Şaban ayının on beşinci gecesi olan bu gecede Müslümanların, Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yüklerinden kurtuluşa ermeleri umulduğu için Beraat gecesi veya daha kolay söyleniş biçimi ile Berat gecesi denilmiştir. Bildiği üzere mahkemede suçsuz bulunan kişiye de ‘berat etti’ denir.
Af, arınma, mağfiret ve kurtuluş vesilesi olan Berat gecesi hakkında Hz. Muhammed'in (s.a.s) şöyle buyurduğu ifade ediliyor: "Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah (C.C), bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim. Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim. Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim. Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim' buyurur." Hz. Muhammed bu hadisinde Berat Kandili'nde oruç tutulmasını buyuruyor.
Bu geceye mağfiret gecesi de denmiştir. Çünkü bu gecede pek çok kimseyi Cenab-ı Hakk’ın affedeceği Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. Peygamberimiz bu geceyi ibadetle geçirmiştir. Berat gecesine mahsus bir namaz ve ibadet yoktur. Bu gece, Kur’an okunarak, dua ve istiğfar yapılarak, kaza ve nafile namazı kılınarak ve yoksullara yardım edilerek ihya edilir.
Allah Rasûlü, üç aylardan Recep ve Şâban aylarına, bu ayların sonuncusu ve tüm senenin sultanı olan Ramazan’a hazırlayıcı olmaları bakımından değer vermiş ve bu aylarda bulunan birtakım geceleri ise özellikle ibadetle geçirmiştir. Bu gecelerden biri olan Şâban ayının on beşinci gecesiyle ilgili olarak Allah Rasûlü şöyle buyurmaktadır: “Allah Teâlâ, Şâban’ın on beşinci gecesi dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve Kelb kabilesine ait koyunların kıllarının sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.” Recep ayı, içinde Regâib ve Mi’rac gecelerini saklarken, Şâban ayı, Berât gecesi ile taçlanmaktadır. Böylesi zamanların değerini, Allah’ın insanlara olan bitip tükenmez rahmetine bağlamak en doğru yaklaşım olarak görünmektedir. Bu sebeple Allah Rasûlü’nün, “Allah’ım! Recep ve Şâban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.” diye dua etmesinin arkasında, inananları Kur’an ikliminin egemen olduğu Ramazan ayına hazırlama arzusu yatmaktadır da denilebilir.