Bihlun Hanımın otopark sorusunun yanıtı bizden...

CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaygil’in İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait otoparkların nasıl işletildiği ile sormuştu...

Haberin Devamı

Ümraniye’deki Kulvar Gazetesi’nin sahibi Haşim Karakaş "Bakanın yanıt verip vermeyeceğini bilmeden önce ben size bildiklerimi okurlarınızla paylaşmak isterim" diyor.

İstanbul’un otopark işletmeciliğini Büyükşehir’in iştiraki olan ’imtiyazlı’ İSPARK AŞ yapıyor.

İSPARK, bunu özel bir şirketten ’hizmet alımı’ şeklinde yürütüyor. Yani, otoparklarda çalışan personelin tamamı AKP’li Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Ali Turan’ın ve kardeşlerine ait Cam-Pak adlı firmanın elemanları... Çalışanların yıl sonu sözleşmeleri feshedilir yeni yılda yenilenilir. ’Ucuz işgücü’nün tazminat hakkı yoktur. Hak aramaya kalkılırsa "Dışarda işe girmek için bekleyen binlerce insan var" uyarısıyla tehdit edilir; ’gariban’ insanlar hak aramaya kalkışırsa kovulur.

Sendika, taşoronlaştırılan kadrolar giremez; ancak ’iş kazası’na sorumluluktan kurtulmak için sigorta vardır bu işçilerin.

Özellikle AKP’li belediyeler ’hizmet alımı’ adı altında belediye hizmetlerini özel şirketler eliyle ’ucuz personel’ çalıştırırken, bir yandan da AKP’li kadrolara istihdam yaratmış olmaktadırlar. Bir yandan da taşaron firmalar ’beslenmiş’ olmaktadır.

Peki Ali Turan kimdir? RP kökenlidir. 3 Kasım 2002’de AKP’den Sivas milletvekili aday adayı olmuş; listeye giremeyince 28 Mart 2004’de AKP Sarıyer belediye meclis üyesi seçilmiştir. Son 22 temmuz seçimlerinde de Sivas 5. sıraya konulmuş; ancak seçilememiştir. Turan aynı zamanda MÜSİAD’ın kurucularındadır.

MİLYON YTL’LİK İHALELER

Cam-Pak
temizlik bilgi işlem, otomasyon, sağlık hizmetleri firmasıyla birçok belediyenin yemek ve temizlik işlerinden başka, Global şirketiyle de güvenlik hizmetlerinde ağırlık kazanmıştır. (Türkmen Yemekçilik, Öncü Güvenlik, Bekard Gıda ihalelelerde başarılı olamamışlardır.)

Bilindiği kadarıyla İDO’dan (5 milyon YTL) güvenlik; (4 milyon YTL) yemek hizmetleri başta olmak üzere Ümraniye Belediyesinin güvenlik; Maltepe Belediyesi’nin güvenlik ve yemek ile İSPARK’a verilen otoparkların işletilmesini üstlenmiştir. Otopark işletmeciliğini Cam-Pak’ın kaça aldığı bilinmiyor; aynı şekilde İSPARK harcamalarının nereye gittiği de...

İSPARK’ın Genel Müdürlüğünü ise 28 Mart 2004 seçimlerinde, şimdiki başkan Hasan Can’a karşı

Ümraniye belediye başkan aday adayı olan Kadir Gurbetçi yürütüyor. Gurbetçi, geçmişte FP Ümraniye İlçe Başkanlığı ve Ümraniyespor Kulübü Başkanlığını yapmıştır.

Hani, Belediye Meclis üyeleri, belediyelerle iş yapmayacaklarına dair etik sözlemesi imzalamışlardı. İçişleri Bakanı bu sorunun da yanıtını vermelidir.

İSKİ’yi kim dinler

İSKİ
’nin İçme Suyu Havzalarını Koruma ve Kontrol YönetmeliğiNnin 6/c maddesi şöyle: "İmar planları bu yönetmelik doğrultusunda hazırlanıncaya veya revize edilinceye kadar yapılaşmaya izin verilemez. Dolayısıyla idaremiz görüşüne uygun imar planları hazırlanıp yürürlüğe girmeden herhangi bir yapılaşmaya ve imar uygulamasına gidilmemesi gerekmektedir."

Büyükşehir İmar Komisyonu, bu kurala karşı Maltepe ve Ümraniye Dudullu’da dereler rant amaçlı imar planlarına aykırı şekilde nasıl imar izni verilir? Bu kuraklıkta su havzalarına hiç saygı yok mu? İSKİ’nin görüş ve uyarıları hiç dikkate alınmaz mı? Gözler üstünüzde.

Miras bitti

DERWALL
ve Piontek’in mirasi bitti. Yıllarca bıkmadan utanmadan bu mirasi yiyenler Türk futbolunu bu hale getirenlerdir. Her sürekli evrensel başarının altında sistem ve bu sistemle bağlantılı çalışma vardır. Bu sistemler kurulur ve devam ettirilir. Eğer devam ettirecek birikimleriniz yoksa o zaman bitene kadar mirası yer ve bitirirsiniz. Durum ortada.

M.Salim OK- Mimar

Mesaj panosu

PARTİLEŞECEĞİ
bildirilen ’10 Aralık Hareketi’nin ’Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz? paneli Dedemen Oteli’nde bugün 14.00-17.00 arasında; Prof. Burhan Şenatalar (yönetici), Doç. Bertil Emrah Oder, Prof. Oktay Uygun, Doç. Kadriye Bakırcı, Prof. İbrahim Kabaoğlu...

DOĞUŞ Üniversitesi’nin Acıbadem’deki kampusunda bugün 13.00’de ’Türkiye Malezya Olur mu?" konferansında Ertuğrul Yalçınbayır, Enver Aysever konuşacak...

GÜNGÖR Özsoy’un ’Yeşilçam’da 50 Yıl’ isimli fotograf sergisi ArkeoPera Sanat Galerisinde (Galatasaray, Petek Han) (www.arkeopera.com)...

Samanlı Dağları’na ’taşocağı’ ihaneti

BU
yazı Yalova-Gemlik-Armutlu arasındaki Samanlı Dağları’nda (özellikle Güneyköy civarında) işletilmekte olan taş/mıcır ocaklarının yarattığı tehlikeler ve çevreye (özellikle ormanlara) verdiği zararları bildirmek için hazırlanmıştır.

Bu ocaklar uzun yıllardır değişik şekillerde işletilmektedir. Geçmişte Güneyköy’ünde Ocaklar diye bilinen mevkide faaliyet gösteren işletmeler, son yıllarda civara iyice yayılmış ve üretim kapasitelerini muazzam şekilde artmıştır. Bu değişiklikler sonucu olarak orman ve çevreye verdiği zararlar bariz bir şekilde görülmeye başlanmıştır. Bölgemizin akciğerleri ve su kaynakları görevini yapan bu muazzam ormanlar hızlı ve bir daha geri gelmeyecek şekilde yok edilmektedir.

Bir yandan bölgeyi turistik açıdan geliştirmeye yönelik çalışmalar (ve masraflar) yapılırken (mesela Yeşil-Mavi Yol projesi gibi) diğer taraftan bunun tam aksi etkileri olan uygulamalara izin verilmektedir.

Taşocağı işletmelerinin yöremize ve bu cennet gibi doğaya yapmakta olduğu zarar ve tehlikelerin en başlıcaları şöyle özetlenebilir:

DÖNÜŞÜ OLMAYAN KATLİAM

Ormanlara verilen büyük zararlar. Bölgede yaşayan köylüler birkaç ağaç kestiği için hapis yatıp maddi cezaya maruz kalırken taş çıkarmak için koca dağlar ağaçları ile birlikte yok edilmektedirler. Bu geri dönüşümü hemen hemen imkansız olan bir orman katliamıdır.

Ormanın içinde çalışan mıcır yapma ve taş çıkarma makineleri ve bu ürünleri taşıyan nakil araçlarının çıkardığı toz civardaki ağaçlara ve doğaya önemli ölçüde zarar vermektedir.

Köyün içinden geçen ağır tonajlı araçlar ciddi tehlikeler oluşturmaktadır ve büyük masraflarla yaptırılan yolları bozmaktadır. Çıkardığı toz, gürültü ve titreşim yol yakınındaki evlerde hayatı yaşanılmaz hale getirmektedir.

Ocaktaki kazı için kullanılan patlayıcılar civar köyleri sarsmakta, 17 Ağustos depreminden derin bir şekilde etkilenen ve birçok yakınını kaybeden çevre halkına bu talihsiz olayı hatırlatmaktadır.

’YÜRÜYEN KÖŞK’

Ne tezattır ki, Ulu Atatürk’ün 1930 yılında bir çınar ağacının dalına zarar vermemek için raylar üzerinde metrelerce yürüttüğü ve bundan dolayı bugün adı ’Yürüyen Köşk’e çıkan bina gururla halka gösterilirken bu binadan 10-15 kilometre ötede kocaman ormanların yok edilmesine izin verilmektedir.

Küresel ısınmanın bir teori değil gerçek olduğu ortaya çıkmış ve su kaynaklarımızın hızlı bir şekilde azaldığı bariz bir şekilde gözlemlenirken, bölgemizin temiz hava ve su ihtiyacını sağlayan bu güzelim ormanların aleni bir şekilde katledilmesini görmek bölge halkını derin bir şekilde etkilemektedir.

Beklentimiz bu işletmelerin bir an önce kapatılması ve şu ana kadar doğaya verdikleri zararın telafisi için gerekli işlemlere başlanılması.

Hakim MENTEŞ- Güneyköy-YALOVA

Halk oylaması

"GELİN ortak aklı ve uzlaşmayı reddeden, toplum barışımızı dinamitleyen bu hukuk garabetine ortak olmayalım. Sandığa gitmeyerek veya hayır oyu kullanarak çağdaşlaşmanın, demokratikleşmenin, hukuka saygılı olmanın kapılarını açalım."

(CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, halkoylaması ile ilgili TV konuşmasından.)

Memur sırtından AKP adına yardım

"BURSA
İl Özel İdaresi Ekim 2007 ayında tüm personelden (700 kişi) erzak yardımı adı altında maaşlardan 10 YTL kesinti yaptı. Sorulduğunda fakir çocukların ailelerine yiyecek paketi hazırlamışlar. Ramazan ayında benim sırtımdan AKP adına yiyecek yardımı yapılıyor. İşte böyle yapıp oy kazanıyorlar. Memur zaten muhtaç durumda. Ayrıca yine İl Özel İdaresi personeline ramazanda yemek verdi; acaba parasını kim ödedi merak ediyorum? Devlet vermez, yönetim de veremez, acaba kim diye düşünüyorum. Bu bilgileri oğlum orada çalıştığı için verdi. AKP’nin hışmına uğramasın diye ismimin sizde saklı kalmasını rica ediyorum."

Antalya dünya şehri olamaz

ÜNİVERSİTE
öğrencisi kızım, arkadaşı ile birlikte Dilek Sabancı Spor Salonu’nda, Antalya Kepez ile Efes Pilsen basketbol maçını (13 Ekim) seyretmeye karar verirler. Kızımın cebinde sadece 10 YTL parası vardır. 3 YTL olan maç biletlerden iki tane alıp gişeye parasını uzatır. Para üstü olarak 4 YTL bozuk parayı geri verirler. Hemen salonun girişindeki güvenlik görevlisi herkesin özellikle cüzdanına bakarak bozuk paralara el koymaktadır. Kızımın da cüzdanında son parası olan 4 YTL’ye el koyar. Kızım içeri girdikten bir müddet sonra olanları kendine yediremez, parasına el koyan bayan görevliye "Ben susadım, içecek bir şeyler alacağım, son param olan el koyduğunuz paraları geri istiyorum" der. Güvenlik görevlisi bayan sadece 1 YTL uzatarak bununla su alabilirsin diyerek, kızıma sadece 1 YTL geri verir. Geri kalan 3 YTL’nin üzerine yatar. Bu yapılanlar bir tek benim kızıma değil, maça giren birçok gence yapılmıştır. Kızımın maç bittikten sonra eve dönüş otobüs parası yoktur. Antalya’ya aylardır yağmur yağmamaktadır. O gün sağanak yağış İstanbul’da trafiği altüst etmiştir. Kızım o gün yağışsız bir havada Antalya’da olduğuna şükrederek 5 kilometrelik yolu yürüyerek evimize döner.

Şimdi merak ettiğim şudur: Neden herkese potansiyel ’holigan’ olarak bakılmaktadır? Bu el konulan paralar bir yere teslim edilmekte midir? Teslim ediliyorsa ne amaçla kullanılmaktadır?

Antalya, dünya şehri olma iddiasındaymış ve Dünya Basketbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyormuş. Hadi canım sen de!

M. Ali KILINÇ-ANTALYA

Yazarın Tüm Yazıları