Besin alerjilerine dikkat

Besin alerjilerine eskisinden daha sık rastlanıyor sanmayın!

Araştırmalar da, alerji uzmanları da besin alerjisi sorununun gereğinden fazla büyütüldüğü düşüncesinde. Özellikle süt alerjisi, peynir, pirinç, mayalı yiyecekler, glüten alerjisi gibi "sanal tanılar" ile birçok insanın gereksiz yere yanıltıldığı, korkutulduğu belirtiliyor. Bunun birçok nedeni var: Birincisi besin alerjisi teşhisinin çoğu kez doktorların değil, kişilerin kendilerinin koymaları.

Çoğu kişi besinlere karşı gelişen sıradan fiziksel reaksiyonları bile besin alerjisi olarak değerlendirip, doktora gitmeden teşhisi kendi kendine koyuyor! İkinci neden besin alerjisini belirlediğini ileri süren ama alerji uzmanları tarafından onaylanmayan, tamamen para kazanmaya odaklı yanıltıcı bazı "gıda intoleransı -gıdalara karşı duyarlılık-" testleri. Bu testleri alerji klinikleri ve uzmanları değil tamamlayıcı tıp merkezleri kullanıyor. Testler bilimsel olarak onaylanmış testler değil. Bu nedenle de "gıda toleransı bozukluğu"nu teşhis ettiği ileri sürülen bu "yanıltıcı testleri" üniversite hastanelerinde, eğitim kurumlarında veya gelişmiş özel laboratuarlarda yaptıramazsınız. Bu testler ile konulan gıda alerjisi tanılarının neredeyse tamamı yanlıştır.

ASTIM BİLE YAPABİLİR

Besin alerjilerinde alerji yapan unsur besinin içindeki proteinlerdir. Bazı kişiler hassas oldukları besinle karşılaştıklarında bağışıklık sistemlerinde bir dizi reaksiyon meydana gelir. Bu reaksiyonun amacı, vücudun "antikor" isimli maddeleri üreterek kendini korumasıdır. Bu antikorlar "histamin" ve benzeri kimyasalların salınmasına yol açar. Bu kimyasallar ise alerji belirtileri olarak bildiğiniz kaşıntı, ciltte kabarma, şişme, burun akıntısı, boğaz yanması ve kalp atışının hızlanması gibi belirtileri oluşturur.

Besin alerjisinin belirtileri bazen çok ağır olabilir. Astım ve benzeri solunum sıkıntıları, inatçı öksürük, solunum güçlüğü ve tekrarlayan aksırma nöbetleri ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda besin alerjisi, karında şiddetli gaz ve kramp, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve benzeri sindirim sistemi belirtilerine de yol açar. Cilt döküntüleri de sık görülen belirtilerdir.

Bir kez daha hatırlatalım: Besinlere karşı toleranssızlık sonucunda artrit, bağırsak mantarı, cinsel organda akıntılı mantar enfeksiyonu, idrar yolları ve kulak enfeksiyonları ya da bazı davranış sorunlarının oluşabileceğini bilimsel çalışmalar doğrulamamıştır. Yukarıdaki durumlara benzer sorunlarınız nedeniyle size besin allerjisi veya intoleransı testleri önerildiğinde bunları yaptırmadan önce bir alerji uzmanıyla görüşün. Yoksa hem paranızı hem de zamanınızı boşa harcarsınız.

Yüz felci nedir

Yüz felci ya da "bell paralizisi" dediğimiz tabloda yüzün bir yarısında kuvvet kaybı oluşmaktadır. Yüz sinirinin enflamasyonu ve şişmesi sonucu, sinirin işlevleri bozulmakta ve felç ortaya çıkmaktadır. Yüz sinirimiz sağ ve sol yanda olmak üzere iki tanedir ve yüzümüzün mimik kaslarının fonksiyonlarını, tad alma, göz açıp-kapama gibi işlevlerin düzgün şekilde yapılmasını sağlamaktadır.

Hastalığa genellikle viral enfeksiyonlar neden olmaktadır. Yüz felci yavaşça ilerleyen bir tablo şeklinde gelişir. Yüzün bir yarısında uyuşukluk, kulak çevresinde ağrı, tad duyusunda bozulma ile başlayıp, genellikle 48 saat içinde belirginleşmektedir. Tablo yerleştiğinde hasta yüzün bir yarısında gözünü açıp kapamada, dişlerini gösterme ya da ıslık çalma fonksiyonlarında zorluk çekmeye başlar. Bir yanda ağız köşesinin düşük olduğu, felçli tarafta gözün tam olarak kapatılamadığı gözlenir.

Yüz felci tanısı doktorunuz tarafından muayene ile konur. Teşhis aşamasında yapılan muayenenizde yüz siniri felci dışında bulgular saptanmamalıdır. Hastalığın erken döneminde kortizon içeren ilaçlar önerilmektedir. Unutulmaması gereken nokta ise; eğer felç nedeniyle gözünüzü kapatamıyorsanız, mutlaka tozlardan ve dış etkenlerden gözünüzü korumanız gerekliliğidir. Bunu gözlük, göz bandajı gibi araçlarla yapabilirsiniz. Açık kalan gözün kurumaması için de önlem alınması gerektiği hatırda tutulmalıdır.

Hastaların çoğunda şikayetler ikinci haftadan itibaren düzelmeye başlamakta ve bu düzelme altı aya kadar sürebilmektedir. Ancak, nadiren de olsa felce ait bulguların tamamen düzelmeyebileceği unutulmamalıdır.

Prof. Dr. Ayşe ALTINTAŞ

Tanıtıcı künye şart

Özellikle süt, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri, buğday, baklagiller ve fıstık ezmesi ile besin alerjilerinin daha sık oluşabileceğini unutmayın. Böyle bir durumla karşılaştığınızda acil tıbbi yardım isteyin. Ayrıca böyle bir duruma karşı evinizde "alerji atağı tedavisinde kullanılan ilaçlar" bulundurmayı düşünün. Ağır alerjik reaksiyonlar gösterebilen aile bireyleriniz çevresindekileri bilgilendirecek tanıtıcı bir künye veya kolye takmayı düşünmenizde de yarar var.

Antidepresanlar kilo artışını kolaylaştırabiliyor

Klinik gözlemler antidepresan kullanan hastaların daha kolay kilo aldığını desteklemektedir. Bu ilaçları kullanmaya başladıktan sonra kilosunu yönetmekte zorlanan hastaların sayısı oldukça fazladır. Bununla birlikte antidepresanlarla kilo artışı arasındaki ilişki net değildir. Bazı antidepresanların daha az, diğerlerinin daha fazla kilo artışı yaptığını ileri sürenler var. Örneğin, eski nesil trisiklik antidepresanların, yeni nesil antidepresanlara kıyasla daha fazla kilo aldırdığı belirtiliyor. Yeni nesil antidepresanlar içinde kilo artışı ile ilişkili olduğu bilinenlerin başında ise paroksetin içeren ürünler geliyor.

Bununla birlikte bazı hastalarda depresyon nedeniyle ortaya çıkan yeme bozukluklarının antidepresan tedavi ile de düzelmesi mümkün. Bazı uzmanlar depresyon sırasında kaybedilen kiloların tedavi ile geri alındığını, suçun antidepresanlarda olmadığını ileri sürüyor. Eğer antidepresan kullandıktan sonra kilo almaya başladıysanız ilacınızı kesmeyin ama bu sorundan doktorunuzu haberdar edin. Doktorunuz gerekli gördüğü taktirde ya doz ayarlaması yapacak ya da ilacınızı değiştirecektir.


Dr. Evren ALTINEL

Yoğurt bağırsaklara iyi geliyor

Yoğurt, süte bazı bakteri türlerinin ilave edilmesiyle elde edilen çok değerli bir besindir. Güçlü bir kalsiyum, vitamin ve protein kaynağı olmasının ötesinde mükemmel bir bağırsak dostudur. Yoğurt üretiminde kullanılan bakteriler sütteki laktozu laktik aside dönüştürür. Yoğurda ekşimsi tadını ve özel kıvamını veren şey "laktik asit"tir. Yoğurt yapımında kullanılan bakteriler arasında bağırsağa dost, iç dengeyi iyileştiren, bağışıklığı güçlendirip bağırsağın yapısını destekleyen, iyi huylu bakteriler de bulunur. Özellikle bifido bakteri ve laktok basillerden zengin yoğurtların sağlık yararları fazladır.

Bu peribiyotik bakterilerin sinirsel kolit, mutsuz bağırsak hastalığı, hassas bağırsak sendromu gibi isimlerle tanınan bir soruna da iyi geldiği anlaşılıyor.

Karında şiddetli gaz ve şişkinlik atakları, kramplara bağlı ağrılar, ishal veya kabızlık gibi değişimlerle yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan bu hastalıklarda peribiyotiklerden zengin yoğurtlar, kabızlık, ishal, gaz, şişkinlik gibi sorunların azalmasını sağlıyor.

Peribiyotik bakteriler geleceğin doğal ilaçlarıdır. Bizim düşüncemiz bu bakterilerin sadece hassas bağırsak sendromunda değil daha pek çok sağlık sorununun çözümünde kullanılabileceğidir. Midede H. Pylori adlı bakterinin çoğalmasına engel olarak reflü probleminin kontrolünü kolaylaştırarak seyahat ishallerinin iyileşmesini hızlandırarak da faydalı olan bu bakterileri içeren besin desteklerini veya bu bakterilerle zenginleştirilmiş yiyecek ve içecekleri önümüzdeki dönemde çok sık konuşacağız. Bu alanın adı çoktan kondu bile: "Peribiyotik terapi"

BİR SORU/BİR CEVAP

Kalsiyum tabletleri mi, yiyecekler mi

Kemik yoğunluğu kaybını azaltmak için vücudunuza daha çok kalsiyum kazandırmak istiyorsanız kalsiyum destekleri yerine kalsiyumdan zengin süt, yoğurt, peynir ve yeşil yaprakları yiyecekleri tüketmeye gayret edin. Kalsiyum tabletleri kemik sağlığı için gerekli olan D vitamini, magnezyum ve fosfor gibi önemli diğer besin unsurlarını içermez. Besinlerle aldığınız kalsiyumun kemiklerinize ulaşma ihtimali daha yüksektir.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Diyet yaparken hiç şeker tüketmiyorum. Vücudumun şekere ihtiyacı yok mudur? Bir sağlık sorunum olur mu?

Şekeri meyveden alabilirsiniz

Şekerin diyet yaparken en çok karşılaşılan "diyet sabotajcısı" olabileceği genel bir yargıdır. Günlük alınan kalorinin çok önemli bir kısmı (yüzde 55-60’ı) karbonhidratlardan gelmektedir. Şekerin de içinde bulunduğu ekmek, meyve, patates, pilav, makarna gibi yiyecekler iyi birer karbonhidrat kaynağıdır. Sağlıklı bir beslenme planının içinde ekmek değişimlerinin kullanılması ve meyve porsiyonlarının kişiye uygun bir biçimde verilmesi şeker (bütün karbonhidratların vücutta kullanılan şekli glikoz) ihtiyacını karşılayacaktır. Karbonhidrattan gelen enerjinin vücutta verimli bir şekilde kullanımı posası yüksek halleri ile tüketilmesi ile sağlanır.

Beyaz ekmek yerine esmer ekmek çeşitleri, kabuklu yenilebilen meyvelerin kabuğu ile birlikte tüketilmeleri alınan enerjinin gün boyu işinize yaramasını sağlayacaktır. Basit şeker olarak adlandırılan çay şekeri şekerin rafine edilmiş şekli olup günlük kalori alımına ek yapmasından başka bir fayda sağlamayacaktır. Diyet yaparken belki de faydalanılacak en son enerji kaynağıdır ve kan şekerinizde yapacağı dalgalanmalar ani açlıklarınızın nedeni olacaktır. Bizim tercihimiz basit şekerden gelecek enerjiyi taze meyveden 1 porsiyon daha fazla verebilmektir. Kan şekerinizde oluşabilecek ani düşmelerde (hipoglisemilerde) 1 çay bardağı kadar meyve suyu içerek uzun zaman beklemeden bir ana öğün yapın. Unutmayın! Kan şekerinizi yükseltmesi için basit karbonhidrat ağrılıklı yiyecek (kek, kurabiye, bisküvi, gofret, poğaça) tüketmek yanlış bir seçimdir.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Diyette ekmek grubundan sadece ekmek tüketmem mi gerekiyor. Ekmek yerine neler olabilir?

Ekmeğin yerini tutan besinler

Beslenme programında size göre hazırlanmış porsiyon miktarları yer alır. Önemli olan bu porsiyonu gün içinde yiyecek ve içeceklerle tamamlamaktır. Öğün saatleri, düzeni ve yiyecek seçimleriniz de çok önemli. Eğer şeker ile ilgili bir sorun yani hipoglisemi veya hiperglisemi sorununuz yoksa ekmek grubunda rahatlıkla değişiklik yapabilirsiniz. Eğer böyle bir probleminiz mevcut ise glisemik indeksi düşük olan değişimlerden yararlanmanız gerekiyor.



1 dilim (30 gr) ekmek yerine geçenler:

2 yemek kaşığı pirinç

3 yemek kaşığı bulgur*

2 yemek kaşığı makarna

3 yemek kaşığı kepekli makarna*

Çeyrek simit

2 adet pötibör bisküvi

4 adet diyet kepekli bisküviler*

1 orta boy patates (100g)

1 orta boy haşlanmış mısır

* Glisemik indeksi düşüktür.

Bu seçenekler artırılabilir. Yani siz artık diyetinizde makarna, börek, pilav yiyebilirsiniz. İyi bir beslenme eğitimi bu değişimlerden yararlanmanızı kolaylaştıracaktır.

gunes@yasasinhayat.org

GENÇ KAL GÜZEL OL

Cildinizin yeni ustası

Benfotiamin, B1 vitamini Tiamin’in özel bir formudur. Japonya’da alkol ve diyabete bağlı ağrılı sinir hastalıklarını tedavi etmek amacıyla geliştirilmiştir. Benfotiaminin kan şekeri oynamalarını ya da başka sebeplere bağlı cilt yangısal süreçlerini de azaltabileceğini düşünenler var. Uzmanlar, bu doğal maddenin ciltte iltihapsal süreçleri baskılayabildiğini gösterdiler. Bu yönüyle benfotiamin, alfa lipoik asit gibi çalışmaktadır. Herhangi bir yan etkisi olmayan bu doğal ürünü ağız yoluyla kullanmak tavsiye edilmektedir. Almanya’da üretilen ve "milgamma" ismiyle pazarlanan benfotiamin tabletlerinden yararlanmanız mümkündür.

Sıcak hava uykuyu bozar

Hava sıcaklıklarındaki artma sadece gündüz saatlerinde değil geceleri de yaşam kalitenizi düşürebilir. Aşırı sıcak, uyku bölünmelerine neden olabilir. Eğer sıcağa bağlı uyku sorunlarıyla daha az karşılaşmak istiyorsanız aşağıdaki önerilerden yararlanabilirsiniz:

Akşam yemeğini hafifletin.

Akşam saatlerinde alkol kullanmamaya çalışın.

Su içmeyi ve sulu şeyler yemeği unutmayın ama yatmadan iki saat önce sıvı alımını azaltın.

Odanızı havalandırmaya çalışın. Bunu mümkünse soğutma cihazları kullanmadan yapın.
Yazarın Tüm Yazıları