Beren Saat ve gözyaşı

Merakla beklenen Türk filmleri zincirinin ilk halkası “Benim Dünyam” yarın vizyona giriyor.

Haberin Devamı

Uğur Yücel’in Hint yapımı “Black” adlı filmden uyarlayarak yönettiği, Beren Saat, Ayça Bingöl ve Uğur Yücel’in oynadığı filmi basın gösteriminde izledim.
Gişe başarısını etkileyecek ilk kriter “ağlatıyor mu?”nun cevabı kocaman bir “evet”...
Bir ikinci etken “Beren Saat’in oyunculuğu” derseniz onun cevabı da kocaman bir alkış...
Kör, sağır ve dilsiz kızına desteğini ve sevgisini bir an olsun esirgemeyen anne rolündeki Ayça Bingöl’ün ve Beren Saat’in çocukluğunu canlandıran Melis Mutluç’un oyunculuklarını da es geçmemek lazım.
Uğur Yücel deli dolu, tutkulu öğretmen ve de böyle bir uyarlamanın altından kalkan yönetmen olarak başarılı.
İyi oyunculuklar, Beren Saat’in yapımı yükselten varlığı ve gözyaşı faktörü bu filmi gişede milyonlara götürebilir.

Haberin Devamı

Engellilere engel olan film!

İmkansız diye bir şey olmadığının altını çizen “Benim Dünyam”, işitme ve görme engelli bir kızın zorluklarla mücadelesi ve başarı hikayesi üzerine kurulu.
Film bu haliyle tüm engelliler için umut kaynağı oluşturuyor.
Peki işitme, görme engelliler “Benim Dünyam”ı izleyebilecek mi?
Ne yazık ki hayır.
Böyle bir filme altyazı, işaret dili ve sesli betimleme olan seansların konulmaması büyük bir eksik.
Mert Fırat’ın işitme engelli bir genci canlandırdığı “Başka Dilde Aşk”, vizyona altyazılı olarak girerek hem amacına hizmet etmiş hem de takdir toplamıştı.
Engellilerin mutlaka izlemesi gerektiğini düşündüğüm “Benim Dünyam” için aynı incelik neden düşünülmedi acaba?
Yapımcı firma TMC bu eksiği bir an önce gidermeli.

Kesik baş gönderenlere

Kurban Bayramı haftasında “kesim sırasında hayvanlara eziyet edilmesin” merkezli yazımın içindeki kurban kesim zamanı ile ilgili yanlış bir cümlem sosyal medyada infial yarattı.
Bunun üzerine, yüzlerce kişi, kesik hayvan başı fotoğrafı yollamak suretiyle bana bir anlamda işkence etti. İnanı kendimi o günlerde çok kötü hissettim.
Kurban kesim zamanına sabah ezanı dememle dalga geçenleri bir şekilde kaldırabiliyordum da, gönderilen kanlı, bıçaklı hayvan fotoğraflarına dayanmam gerçekten zor oldu.
Ben uzun zamandır böyle acımasız saldırı görmemiştim.
Önce bana saldıranları bloklayayım dedim, sonra onu da bıraktım.
İnsan böyle durumlarda daha da içine kapanıyor, kendini nasıl ifade edeceğini, nasıl savunacağını da bilemiyor.
İşte o anda bir duayenin, bir ustanın dostane yazısı çok iyi geldi.
Durumumu en doğru şekilde anlatıp, köşesinden bana destek veren sevgili Hıncal Uluç’a teşekkür ediyor, sarılıyor, öpüyor ve sizleri onun yazısından bir bölümle baş başa bırakıyorum:
“Ömür Gedik her Kurban Bayramı’nda görülen ve insan olan herkesin içini sızlatan korkunç manzaralardan söz etmiş... Ederken de ‘Sabah namazından sonra’ yerine ‘Sabah ezanından sonra’ demiş...
Kıyamet bundan kopuyor... Kimse Ömür’ün bir dini inancı yerine getirmek, bir ibadet gerçekleştirmekle, aynı Tanrı’nın yarattığı bir başka canlıyı, işkence içinde can çekiştirerek öldürmek arasındaki farkı anlatan eleştirisine bakmıyor bile.
Bayramda binlerce insan kurban keserken yaralandı, hayvanların neler çektiğini varın anlayın.
Ömür’e, ‘Sabah namazı, sabah ezanı’ dersi verenler, lütfen kutsal kitabımızı ve peygamberimiz hazretlerinin, hayvanlara eziyeti yasaklayan ve eziyet etmeden kurban etmeyi emreden hadislerini hatırlayın.”

Yazarın Tüm Yazıları