Benim ülkem!

SEVGİLİ okuyucularım, bugün size kısa kısa ‘benim ülkem’ notları ileteceğim. Çoğunu siz de izlediniz ama bakınız Türkiye’de neler oluyor:Devletin Anadolu Ajansı cuma günü geçtiği bir haberde Trabzonspor’un Kıbrıs Rum Kesimi’nde yapacağı maçla ilgili bilgi veriyor. Kimlerin oraya nasıl gideceğini vurgularken gazetecilerden ‘Türkiyeli gazeteciler’ diye söz ediyor. Dikkatinizi çekerim, Türk değil, ‘Türkiyeli gazeteciler.’ Ülkemizde birileri Türklük kavramını unutturmak, Türkiyelilik kavramını gündeme getirmek isterken, devletin ajansı bu oyuna nasıl alet oluyor? ***Öteki illeri bilmiyorum. Ankara’da polis kulübelerinde görev yapan polislere, haftalardan beri eziyet çektiriliyor. Yeni atamalar bekleniyormuş. Polis memuru açığı ciddi boyutta. Bu çocuklar normalde 12 saat görev yapar, 24 saat dinlenir. Şimdi aralıksız 12 saat nöbet tutuyorlar, 12 saat dinleniyorlar. Bazı günler nöbet saatleri geceli gündüzlü 19 saate çıkıyor... Çünkü her noktada eskiden 3 polis vardı, şimdi sayı 2’ye indi. Nöbetten çıkan polis, evine yaklaşık 2 saatte gidiyor. Ertesi gün nöbet yerine evinden gelmesi de yaklaşık bu kadar. Bu çocuklar ne zaman uyuyacak? Bunlardan verim alınır mı? Küçücük bir kulübede bunca saat yazın güneşin altında, kışın soğukta oturuyorlar. Varsayalım elinizde kadro olmadığı için bu düzene mecbur kaldınız, o takdirde bunlara bir miktar fazla çalışma ücreti ödenmez mi? Anayasa uyarınca angarya yasaktır da, ses çıkaramayan polisler için değildir! Niçin?.. Çünkü bütçede para yok!***Sağlık Bakanı, Antalya’da bir hastane inşaatını geziyor. Bir demirci ustası kendisine sitemde bulunuyor: ‘Hükümet beklediğimiz gibi çıkmadı. Hepimiz zor durumdayız.’ Bakan Bey bozuluyor. Hemen ardından iktidara yalakalığın ne boyutlara ulaştığını gösteren bir olay yaşanıyor. İnşaatı yapan şirket, demirci ustasının görevine derhal son veriyor. ***AKP milletvekilleri! Düğüne gitmişler. Ellerinde tabancalar. Şakır şakır havaya ateş açıyorlar. Şarjörler birbiri ardından boşalıyor. Hem de kameraların önünde! Korkunç bir olay. Ama onlar milletin vekili! Haklarında soruşturma yapılamaz, dava açılamaz!.. Çünkü onların dokunulmazlığı var! Onlar her istediğini yapar! Bir başka AKP milletvekili, PKK tarafından kaçırılan askerimiz için arabuluculuk yapmaya soyundu. Gidip PKK ile görüşecekmiş! Biz bu filmi yıllar önce de yaşamıştık. PKK’nın eline düşen bir askerimizi kurtarmak için yine bazı iktidar milletvekilleri ile İnsan Hakları Derneği yöneticileri Kuzey Irak’a geçmiş, oralardaki mağaralarda Abdullah Öcalan posterleri altında sırıtarak poz vermişlerdi. Bu iğrençlik yeniden mi yaşanacak? AKP milletvekili, bir heyetle birlikte PKK’nın ayağına mı gidecek? Onların istediği zaten bu değil mi? Bu nasıl iştir yarabbim!***Sevgili okuyucularım, inanın ki neyi, hangi konuyu yazacağımı şaşırıyorum. Güneydoğu’daki güvenlik görevlileri ‘bütçede para yok’ bahanesiyle asfalt yapılmayan toprak yolları gündeme getirmiş, ben de yazmıştım. Mayınlar -belli olacağı için- asfalta değil, askeri araçların sürekli kullandığı toprak yollara konuluyor. Ana baba kuzularının elleri ayakları kopuyor, ya da şehit oluyorlar. O yollara asfalt yapmayan Türkiye’nin Moğolistan’da gıcır gıcır asfalt yol yapmak için parası var! Bunları yazıyoruz, hiç kimseden ve hiçbir makamdan tık gelmiyor.***Dün gazeteye bir CD getirdiler, arkadaşlarla izledik. İzlemez olaydık, içimiz kalktı. 1990’lı yıllarda PKK, Hakkári kırsalında bir karakolumuzu basıyor. Baskın gece başlıyor, öğlene kadar sürüyor. PKK, baskını filme alıyor. Karakol bir süre sonra resmen patlıyor. Alevler ve duman gökyüzüne yayılıyor. Eşkıyanın telsiz konuşmaları aynen duyuluyor. Havada bir helikopter uçuyor ama anlaşılan çaresiz. CD’yi getirenlerin yalancısıyım, aynen şöyle dediler: ‘Çatışmalar saatlerce sürdü. Karakoldaki bir bölük askerimize yardım gelmedi; çünkü yollar topraktı ve PKK tüm yollara mayın döşemişti. O gün 40’tan fazla askerimiz şehit düştü.’ ‘Bütçede para yok!’ Bu yaşananları ve acı gerçekleri Moğol devleti bilse bizim hükümete herhalde çağrıda bulunur, ‘bizi boşverin, siz kendi askerinizin canını korumak için bize harcadığınız o parayla kendi yollarınızı yaptırın’ derdi.Bunları yazarken ben utanıyorum. Utanması gereken sorumlular acaba ne yapıyor?
Yazarın Tüm Yazıları