Beni çar yapın

Size iktisatçılarla ilgili bir sır vermek istiyorum. Bu çok gizli ve de kimsenin bilmediği sırrı, sadece siz sevgili okurlarımla paylaşacağım. Bu açıklamam, sonsuza dek gizli kalacaktır. İşte sır: Tüm iktisatçılarda, bir gün kendi ülkelerinin ‘‘iktisat çarı’’ olma hayali vardır.Özellikle, az gelişmiş ülkelerin ‘‘Jön Türk’’lerinde, az gelişmiş bir ülkenin pasaportunu taşımanın sıkıntısı arttıkça, çarlaşma depreşmeleri başlar. Çar demek, belli bir alanda sonsuz yetki sahibi olmak demektir. Bu bağlamda çarın, diktatörden farkı, ülkenin tamamında değil, sadece bir önemli ‘‘iş’’inin başarılmasında ‘‘tam yetkili’’ olmayı istemesidir.* * *Son zamanlarda Mahfi Eğilmez adını çok duyar olduk. Ben Mahfi Bey'le karşılaşmış değilim. Kendisini tanımam. Ancak onun hakkında basında bugüne kadar hep olumlu haber ve yorumlar çıktı. Demek ki, Mahfi Eğilmez çok esaslı bir kişi. Kendisi halen Hazine Müsteşarı. Anlaşılan bu pozisyonun yetki alanını, yapılması gereken işler bakımından, dar buluyor. Bu yüzden ‘‘Mali Sektör Yüksek Kurulu’’ kurulması ve Hazine Müsteşarı'nın bu kurulun başkanı olmasını önermiş. Yine okuduklarımıza göre, bu kurulun içinde Merkez Bankası Başkanı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı ve yanılmıyorsam Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanı da yer alacakmış. Kurulda, hiçbir bakan, yani siyasetçi yer almayacakmış. Böylece, ‘‘siyasetçinin’’, izlenmesi gerekli ‘‘iktisadi siyaseti’’ raydan çıkarmasına izin vermemek hedefleniyor herhalde.* * *27 Mayıs 1960 askeri darbesinden (o günlerdeki adı inkılap) sonra, devlette kökten değişiklikler yapılmak istenmişti. Hatta ortalıkta ikinci cumhuriyet lafları dolaşmıştı. Bu devrede ‘‘merkezi hükümet’’in reorganize edilmesi gündeme gelmişti. Bu iş MEHTAP adlı projeyle ele alınmıştı. O zaman işbaşında olanlara hâkim olan görüş, ülke yönetiminin siyasetçilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iş olduğu idi. Başta yeni anayasa olmak üzere, çıkartılacak yeni kanunlar ve devlette kurulacak yeni teşkilatlarla siyasiler, ülkenin ‘‘ciddi işlerine’’ olabildiği kadar karıştırılmayacaktı.* * *‘‘Mali Sektör Yüksek Kurulu’’nu önerisi, MEHTAP hatırlatılarak gündeme getirildi. Yani bürokratlar, işe siyasetçileri sokmadan, bu kurulla ülke ekonomisine yön verecekler. Umulan o ki; böylece, enflasyon önlenecek, döviz dengesi kurulacak, kalkınma hızlanacak, milli gelir dağılımı düzelecek ve istihdam artacaktır.Bu ‘‘Mali Sektör Yüksek Kurulu’’ düşüncesini pek tutmadığım herhalde anlaşıldı. Karşı oluşumun iki sebebi var. Birincisi, siyasilerin, iktisadi siyasetin dışında tutulması, ne mümkündür ne de doğru. İkincisi, serbest pazar ekonomisinde hiçbir kimse, ne bir bakan, ne de bir müsteşar ‘‘ekonomi çarı’’ olmamalıdır. Hazine Müsteşarı, Hazine Müsteşarı'dır; Merkez Bankası Başkanı, Merkez Bankası Başkanı'dır, nokta.Böyle bir kuru teşkili, sadece eşgüdüm amacına yönelikse, bütün dediklerimi geri alıyor ve başarılar diliyorum. Bu yazının son sözü, İngilizler'den mülhem.SON SÖZ: İpi, fazla uzun isteme; verirlerse boynuna dolaşır.
Yazarın Tüm Yazıları