Ben de ağlamak istiyorum Sayın Bakanım

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay Ankara Ulus’ta yeni açılan sanat merkezi Cer Modern’i düşündükçe sevinçten içimden ağlamak geliyor” dedi. Cer Modern’i gezdim, benim de içimden ağlamak geliyor!

Haberin Devamı

Yoğun duygular yaşıyor. Kah çok öfkeleniyor, kah içinden ağlamak geliyor.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay...
Hassas günler geçiriyor. Ankara Ulus’ta yeni açılan sanat merkezi Cer Modern onun his dünyasını Mozart’ın 25’inci senfonisindeki gibi bir ritmle sallıyor.
Cer Modern’in açılışına sırf Başbakan geliyor diye zorla getirildiğini açıklayan kimi Ankaralı sanatçılara “Nasıl insanlarsınız, siz sanatçı mısınız?” diye ateş püskürdü. Haklıydı.
Sonra “Ankara sığınak gibi sergi salonlarından kurtuldu. Cer Modern’i düşündükçe sevinçten içimden ağlamak geliyor” dedi. Haklıydı.
Cer Modern’i gezdim, gerçekten 11 bin 500 metrekarelik bir sergi salonu, güneş ışığından da yararlanan iyi düzenlenmiş bir ışıklandırma sistemi var. Bir kafesi ve hediyelik eşya dükkanı da mevcut.
Peki içinde çağdaş sanat namına ne var?
İşte bu noktada benim de içimden ağlamak geliyor Sayın Bakanım!
Çünkü böyle sağlam bir mekanın açılış sergisi Türkiye’de çağdaş sanat ortamının ne başlangıcıyla ne de bugünüyle ilgili bir şey söyleyemiyor.
Üstelik içinde yeni bir eser de yok. Serginin bir cümlesi de yok.
Konuşturacak, merak uyandıracak bomba bir parçası yok.

Haberin Devamı

KOLEKSİYONUN ZIMNİ KURALLARI

Küratörler Döne Otyam ve Deniz Artun Ankaralı genç koleksiyoner Ebru Özdemir’in koleksiyonundan bir seçki hazırlamışlar. Nedenini de serginin girişindeki duvara yazdıkları “Koleksiyonerler sanat dünyasının önemli aktörleridir. Bir koleksiyonu yapmanın sonsuz tane yolu vardır. Biz de bu sonsuz yoldan birini gösteriyoruz sizlere” mealindeki üç paragrafla açıklamaya çalışmışlar.
Elbette koleksiyonerler önemlidir ve sanat toplamanın kişiden kişiye değişen özellikleri olabilir.
Ama iyi bir koleksiyonla ilgili de uluslararası bir konsensus, zımni kurallar vardır. Lütfen yani!
Bakın Sayın Bakanım, size dünyanın en ünlü çağdaş sanat koleksiyonerlerinin birkaç sözünü aktarayım:
Francesca von Habsburg der ki; “İyi koleksiyon sanat ortamıyla ilgili yeni bir strateji, öncü bir bakış ortaya koyar.”
Guggenheim Müzesi, MOMA ve Tate Modern’in yönetim kurullarında yer almış Yunan koleksiyoner Dakis Joannou der ki; “Ben bir sanatçıyı derinlemesine tanımak isterim, onun bütün dönemlerini ortaya koyabiliyorsam koleksiyonumdan memnun kalırım.”
Barones Marion Lambert der ki; “İyi bir koleksiyonun bir anafikri, mevzusu, davası olmalıdır. Evlerini dekore etmek için ya da moda olduğu için sanat eseri satın alanları sevmem.”
Ebru Özdemir’in çağdaş sanatla büyük bir tutkuyla ilgilendiğini görebiliyorum, heyecanı ve iştahı var. Ve muhtemelen on yıllar sonra iyi de bir koleksiyonu olacak.
Ama bugün değil. Çünkü Cer Modern’deki seçkisini gezdiğimde bana hiçbir sanatçıyla ilgili derinlemesine bilgi veremedi, gelişim ve değişimlerini ortaya koyamadı. Bir şey anlatmadı. Küratörlerin sergiyi “yüz, ten, beden, göç” gibi manasız şekilde sınıflandırma çabası da buradan ileri geliyor zaten.
Keşke Ebru Hanım, kendisine böyle bir teklif geldiğinde “Henüz koleksiyonumu sergilemem için erken” deseymiş...
Velhasıl-ı kelam Sayın Bakanım, sizi bu hassas günlerinizde üzmek istemem ama benim biraz canım sıkkın.
Çünkü ortada iyi bir bina, iyi niyetli genç bir koleksiyoner, projeye kendini adamış bir Kültür Bakanı ve hevesli küratörler var.
Ama doyurucu ve anlamlı bir iş yok.
Keşke daha sağlam bir başlangıç yapılabilseydi.
O vakit ben de bir esrime yaşayabilirdim...

YAZAR TOTO

Haberin Devamı

Biliyorsunuz Başbakan sinemacılardan sonra şimdi de yazarlarla kahvaltı yapacak. Birkaç köşe yazarının da çağırılacağı söyleniyor ama ağırlık edebiyatçılarda olacak. Hal böyleyken edebiyat dünyası önümüzdeki 10-15 gün bu kahvaltıya “kim gidecek, kim sert şekilde “Benim işim olmaz” diyecek, kim ortadan kaybolma yöntemiyle iştirak etmeyecek”, bunu konuşacak. Ben de davet aldığını bildiğim isimleri gider-gitmez diye tasnif etmek, yazar totosu oynamak niyetindeyim. Kaçını tutturmuşum, sonra hesaplaşırız.
GİDER: Elif Şafak, İnci Aral, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Mario Levi, Etyen Mahçupyan, Ümit Meriç, Ayfer Tunç, Nazan Bekiroğlu,
GİTMEZ: Enis Batur, Ahmet Ümit, Ömer Laçiner, Selim İleri, Turgut Özakman, Soner Yalçın, Cevat Çapan, Metin Celal, Feridun Andaç

Yazarın Tüm Yazıları