Ben bir tıp talebesiyim benim de ablam olur musun

Merhaba Güzin Abla, bir gün sana yazacağım aklıma bile gelmezdi. Tabii başıma bunların gelebileceğini de hiç düşünmemiştim.

Ben Erzurum’da tıp fakültesinde okuyorum. Kimseye güvenemeyen, pek fazla arkadaşı olmayan, kırılgan, duygusal bir insanım. 2’nci sınıfta iken 5’te okuyan biriyle tanıştım.

Onu bana yakıştırmıyorlardı, ama ben onun mert ve dürüst olduğuna inandım. Beni koruyabileceğini, asla yalnız bırakmayacağını düşündüm.

Onu çok sevdim. Onun için uyudum, onun için uyandım. "Seni seviyorum" demesi benim için yeterliydi. Birlikte hayallerimiz vardı, ama bana hiç güvenmedi. Benden hep kuşku duydu; bunun nedeni ilk ilişkiye girdiğimizde benden kan gelmemiş olmasıydı. Buna ben de şaşırdım, ama bana hiçbir konuda destek olmadığı gibi bu konuda da kuşkuyla yaklaştı.

Çok büyük kavgalarımız oluyordu. O yıl sınıfta kaldım, o ise gittikçe benden soğudu. Benimle yalnızca sevişmek için görüşüyordu. Bir yandan da hayatımı hep kısıtlıyordu.

O olmadan dışarı çıkamıyordum. O ise bu arada başka kızlarla geziyormuş. Üstelik benden önceki dört yıllık ilişkisini de meğer devam ettiriyormuş.

11 ay sürdü ilişkimiz; şimdi o eski kız arkadaşıyla beraber. Bense, bana yapılanları kabullenemiyorum. Kimseye derdimi anlatamıyorum, ailemin yüzüne bakamıyorum. Psikolojim bozuldu, yarınımdan korkuyorum. Artık yaşamak istemiyorum. Lütfen benim de ablam olur musun?

RUMUZ: ERZURUM’DAN A.


Doğrusu ya, bir tıp talebesinin bekaret meselesini bu kadar kafasına takmasını, hem senin, hem de erkek arkadaşının bekaret zarının çeşitliliğiyle ilgili bilgisi olmayıp, bunu bir güvensizlik konusu haline getirmiş olmanızı şaşkınlıkla karşıladım. Sizler bile bu konuda bu kadar yanlış düşünürseniz artık, sıradan gençler ne yapsın?

Sevgili kızım, okuduğunuz kitaplarda hiç mi bu konuyla ilgili bilgi yok? Kan gelmedi diye, hemen bir genç kızdan kuşkulanmak mı gerekiyor? Siz de mi bekaret zarının esnek, derinde ya da geniş açıklığı olan türlerinden habersizsiniz?

Bence bu genç adam zaten iyi niyetli değilmiş. Bunlar tamamen bahane... O zaten eski sevgiliye dönmek için fırsat arıyormuş. Seninle de bir süre için bir tür deneme yapmış olabilir. Ailenin yüzüne bakamaman için bir neden yok, herkes hata yapabilir. Ona güvenmiş, sevgisine inanmışsın.

Ama bence asıl üzülmen gereken şey, tıp fakültesine kadar gelebilmiş bir genç kızın, böyle olmayacak bir ilişki için sınıfta kalması, derslerini ihmal etmesi... Çünkü sen sıradan biri değilsin.

Hayatını insanlığa adayacak, insan yaşamı için mücadele verecek özel birisin.

Ve bu yolun henüz başındayken pes edersen, gerçekten yazık edersin; hem kendine, hem de sana güvenen ailene... Madem ablan olmamı istiyorsun, ben senden başarılar bekliyorum.

Kazanova kompleksi mi bu benimki?

Hep "bir gün köşenize ne yazsam" diye düşünüyordum, demek bu zamana denk geldi. Benim eskiden kızlar konusunda kendime güvenim yoktu. Zaman değişti, şartlar değişti, ben de değiştim, geliştim. Şimdi de ben kızlara güvenemiyorum!

İnanın bana pek çok ilişkim oldu; Türk ve yabancı kızlar... Birçoklarının kalbini kırdım, üzdüm, yaraladım. Bazılarının bunu hak etmediğini düşündüğüm halde engel olmadım kendime. Hep kendime şunu sordum; acaba bu bir intikam mı, zamanında reddedilmişliğimin sonucu mu ya da bir aşağılık kompleksi mi?

Bazen gerçekten kendimi Kazanova gibi hissediyorum ve öyle davranıyorum. Ne bileyim; bu ruhumu tatmin etmek gibi bir şey... Şimdi hayatımda birisi var; yabancı bir kız... Evliliği telaffuz ediyorum ama ruhum birisine bağlanmaktan kaçıyor. Ya evlenince mutsuz olursam, özgürlüğüm elimden giderse korkusuyla yaşıyorum. Yaşım 29; üniversite mezunuyum. Nereye kadar bu kaygıyla yaşarım, bilmiyorum...

RUMUZ: DERTLİ


Kazanova’nın, aslında herkesin düşündüğünün aksine, kendine güveni olmayan, tatminsiz, mutsuz ve kadından kadına dolanıp dururken bu aşağılık duygusunu yeneceğini sanan bir erkek olduğu söylenir. Onun kadın merakı, gerçek anlamda mutlu olamamasının, kendini güçsüz hissetmesinin bir sonucuymuş...

Seninki ise bir dönem kızlar tarafından reddedilmenin getirdiği bir sorun olsa gerek. Şimdi hem kızlara güvenemiyorsun, hem de kendine güven duymuyorsun. Bu nedenle bir evliliği yürütebileceğini düşünmüyorsun.

O halde acele etme. Kızlar gibi yaşım geldi de geçiyor diye düşünecek halin yok. Üstelik artık kızlar bile böyle düşünmekten çoktan vazgeçtiler. Bugün önemli olan evlenmek değil, o evliliği doğru dürüst yürütebilmek... O halde kendini hazır hissetmeden evlenme.

Zaten benim sana bir şey söylememe gerek yok. Seni evliliğe yönlendirecek kişi karşına çıktığında, bunu hemen anlayacaksın.

Batsın artık bu töreler

Abla, inan sana yazan bu kız sanki beni anlatıyor. Ben ona hemen aşık olmuştum. Hem güzel hem de çok iyi bir yüreğe sahip. Birbirimizi sevdik, saydık, değer verdik. Ben kendimi onda buldum, onu hálá seviyorum. Sana bunları yazarken kendimi öyle kötü hissediyorum ki... Onu unutamıyorum. Bende üç fotoğrafı var; bakıp duruyorum.

Batsın artık bu töreler! Bu töreler ne çok can yakıyor... Ona baskı yaptılar, kendi isteğiyle benden ayrılmadı. Onun için şiirler yazdım. 6-7 ay geçti, hálá atamıyorum içimden. Onu düşünmek bana zevk veriyor. Ona kızmış değilim. Çünkü bu ayrılıkta onun hiç suçu yok. Ablacığım, bu yazdıklarım için bağışla; o mektubu görünce, ondan geldiğini düşündüm ve sana yazmak istedim.

RUMUZ: RODİ


Her ne kadar tam olarak hangi mektuptan söz ettiğini hatırlayamadımsa da, bana ulaşan birçok mektupta töreler nedeniyle ayrı düşen sevgililere o kadar sık rastlıyorum ki, ben de senin "batsın bu töreler" temennine katılıyorum. Ama bir farkla; ben bu çağdışı törelerin ancak siz gençlerin karşı çıkmasıyla yok edilebileceğine yürekten inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları