Bel ve sırt ağrıları

Bel ağrısı yaygın sağlık sorunlarından biri haline geldi.

Haberin Devamı

Bu ağrıların muhtelif nedenleri, farklı tipleri var. Boyun ve sırt bölgesine yerleşen ağrılara “servikal ağrı” adı veriliyor. Bunlar daha ziyade omurganın üst kısımlarındaki ve boyun bölgesindeki problemlerden kaynaklanıyor. Omurganın aşağı bölgelerinden kaynaklanan bel ağrıları ise “lomber ağrı” olarak tanımlanıyor. İster boyun ve sırt bölgesinde yerleşsin, ister bel bölgesinde, bel ağrıları özellikle birden bire ortaya çıktığında ya da uzun süreli hale geldiğinde işinizi aksatabiliyor, hayatın tadını, tuzunu kaçırıyor, yaşam kalitesini ciddi ölçülerde bozuyor.

SEBEPLERİ NELER

Bel ağrılarının pek çok şeyle ilişkisi var. Yaş ilerledikçe bu ağrılarla karşılaşma ihtimali artıyor. Bel ağrılarının en yoğun görüldüğü yaş grubu 20–40 yaş dilimi. Bu dönemde vücudun daha hareketli olması, bel kemiklerinin ve arasındaki disklerin yavaş yavaş yıpranmaya başlaması önemli bir faktör. Cinsiyetin de etkisi var. Erkekler bel ağrısı sorunuyla daha sık karşılaşıyorlar.

Bel ağrılarına yol açan bazı hastalıklar (örneğin Ankilozan Spandilit-Bambu hastalığı) erkeklerde daha sık görülürken, diğer bazılarına (örneğin osteoporoz-kemik yoğunluğu ve gücünün azalmasına) kadınlarda daha çok rastlanıyor. Yaptığınız işin ve beden yapınızın da önemi var. Bazı mesleklerde bel ağrısına yakalanma sıklığı daha yüksek. Masa başında oturanlar, bilgisayar kullananlar, iş yaparken ağır fiziksel çabalar göstermek zorunda kalanlar, ağır kaldıranlar, itme-çekme gibi kuvvetle başarılabilen hareketlerik sık yapmak zorunda olanlar, yük taşıyanlar, özellikle yük taşırken sırtını sık sık eğmek veya bükmek zorunda kalanlar, sırt ve bel ağrılarıyla daha sık karşılaşıyor.

KİLO VE STRESİN ÖNEMİ

Fazla kilolularda da bel ağrısı riski artıyor. Uzun boylular, oturma ve durma bozukluğu hatasını sık sık yapanlar, stres sorununu çözmekte zorlananlarda da bel ağrısına yakalanma ihtimali artıyor. Hamilelik döneminde de bel ağrılarıyla sık karşılaşılıyor.
Genetik faktörlerin bile rolü olabiliyor. Örneğin bazı ailelerde bel fıtığına daha sık rastlanıyor. Psikolojik olarak gergin olanlarda, depresyon, endişe, anksiyete gibi duygusal problemler yaşayanlarda ruhsal gerginlik bele de yansıyor, belde gerginlik ve ağrılar sıklaşıyor.
Ruhsal gerginliğin belden ziyade sırt ağrılarıyla beraber olduğu biliniyor. Bu tür sırt ağrılarında omuz, hatta kollara yayılan ağrılarla da sık karşılaşılıyor.

Bel ve sırt ağrısına yol açan problemler omurgayı oluşturan yapılardan veya omurga çevresindeki dokulardan da kaynaklanabiliyor. Omurga kemiklerinde meydana gelen sorunlar (kayma, kırılma, çökme, zedelenme), kemikler arasındaki disklerde meydana gelen problemler (fıtıklar), kemiklerin birbirine baktığı yüzeylerdeki faset eklemlerde oluşan zedelenmeler bel ağrısına yol açabiliyor. Kemiklere tutunan kasların, kiriş ve tendonların neden olduğu bel ağrıları da var. Bazen bunların birkaçı bir araya gelerek daha karmaşık tablolar oluşturabiliyor.

Bel ağrılarının teşhisi de tedavisi de zor. Uzmanlar tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı şansının o kadar fazla olduğunu söylüyor. Bel ağrısıyla ilgilenen uzmanlık alanları fizik tedavi ve romatoloji ile ortopedi.
Sorunun çözümü için önce bu uzmanlardan biriyle görüşmekte fayda var. Eğer bel ve sırtınızda birkaç günden daha fazla devam eden bir ağrı söz konusu olursa geç kalmadan bu uzmanlardan birinden randevu isteyin.

DHEA nedir

Haberin Devamı

DHEA (dehidroepiandrosteron) insan vücudunda üretilen (endojen), böbrek üstü bezinden (sürrenal) salgılanan bir hormondur. Kadın ve erkek seks hormonlarının ana maddesidir. 30 yaşından itibaren DHEA düzeyinde azalma başlar. Tip II diyabetlilerde, ilerlemiş böbrek ve böbrek üstü bezi yetmezliği olanlarda, anoreksiya ve AIDS hastalarında, ayrıca insülin, kortizon ve danazol (yapay anrojen) gibi ilaçları kullananlarda DHEA düzeyleri düşük olabilir.

Üretmek mümkün mü?
Laboratuvar koşullarında, yabani yam özütünden DHEA elde edilebilir. Ancak bu madde, vücutta DHEA’ya dönüştürülemez. Bu nedenle yam özütü “doğal bir DHEA kaynağı” olarak kullanılmamalıdır. Öte yandan, yabani yam özütü, adet sancıları, romatizma, mide ağrıları ve safra taşına bağlı sancılarda kullanılmaktadır.

Haberin Devamı

Sıcak mı, soğuk mu faydalı

Bel, sırt ve boyun bölgesindeki ağrılarda bizde daha çok sıcak tatbiki tercih ediliyor ama soğuk kompreslerin de faydalı olabileceği belirtiliyor. Kuru veya ıslak sıcak kompreslerin kaslardaki katılık ve sertlik hissini azalttığı ve kas spazmlarını geçirdiği, en azından azalttığı düşünülüyor. Sıcağın ağrılı bölgede damarları genişleterek oksijenlenmeyi artırdığı, metabolizmayı hızlandırdığı biliniyor. Sıcak uygulamaları sıcak su konmuş torbalar ya da ısıtılmış havlularla yapılabildiği gibi, ıslak sıcak kompresler şeklinde de yapılabiliyor.
Mesela nemli bir havlu mikro dalga fırında 30 saniye kadar ısıtıldığında ya da yemek pişirmede kullanılan bir fırında 1–2 dakika tutulduğunda sıcak bir kompres gibi kullanılabiliyor. Sıcak duş ve banyo da faydalı olabiliyor. Burada önemli olan sıcak uygulamasını mümkün olduğu kadar ağrının ilk dönemlerinde başlatmak. Eğer ağrının nedeni bir travmaysa sıcak uygulamasını 2–3 gün ertelemek, erken dönemde özellikle (ilk 1-2 gün içinde) soğuk kompreslerin tercih etmek gerekiyor. Bu iki uygulamayı dönüşümlü olarak yapmak da mümkün. Eğer etkili bir yatak istirahatı, ağrı kesici ve kas gevşeticilerle birlikte uygulanırsa bu ev reçeteleri çok daha etkili hale geliyor.

Haberin Devamı

Kadınlar gebelikten neden korkarlar

Her kadının gebelik süreci ayrı olduğundan, bazılarının alışmakta güçlük çekecekleri rahatsızlıklar oluşabilir. Bunlar kilo alma, sabah bulantıları, mide sorunları ve yorgunluk gibi durumlar olabilir. Yeterli istirahat, doğru beslenme, egzersiz ve abartısız yaşam tarzlarıyla bu belirtilerle kolaylıkla baş edilebilir. Sağlık merkezlerinden veya doktorundan düzenli yardım alınarak sıkıntılar hafifletilebilir.
Gebelik sırasında bir kadının vücut imajı değişebilir. Akne, sivilce, yüzeysel damar genişlemeleri oluşabilir. Bazı kadınlar değişen hormonlardan ötürü daha hassas bir psikolojiye girebilir ve daha duyarlı olabilirler. Zaten stres altındaki yaşamlarında uykusuzluk da bazen işin tuzu-biberi olur. Hamile kadınlar yaşamlarındaki rollerinin değişeceğinden endişe duyarlar. Bir eş, bir anne, bazen aynı zamanda çalışan bir kadın olma, sorumluluk duygusu ve doğacak bebeğe bakamama endişesi gebeleri sıkıntıya sokabilir. Bütün bu durumlarda gebe kadının eşiyle, arkadaşlarıyla ve ailesiyle korku ve duygularını paylaşması büyük rahatlık sağlamaktadır.

Haberin Devamı

Akupunktur etkili mi

Bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak akupunkturun etkisinin abartıldığı bazı alanlarda hiç etkili olmadığı halde ticari olarak ön plana çıkarıldığı bazı sorunlar (örneğin şişmanlık tedavisinde yeri yoktur) olsa da, Asya’da yüzyıllardır uygulanan bu geleneksel yöntemin özellikle bel ve sırt ağrılarında faydalı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar akupunkturun beynin serotonin seviyesini kontrol eden kısmında etkili olduğunu belirtiyor.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sigara-kilo ikilemi

Sigarayı bıraktıktan sonra kilo almanın birçok nedeni olabilir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bıraktıktan sonra ortalama ağırlık artışının 5-10 kg kadar olduğu belirtilmektedir. Ancak uzun vadede sigaranın vücudunuzda bırakacağı hasarların tamirinin, aldığınız birkaç kilonun verdiği sıkıntının giderilmesinden daha zor olacağını unutmayın. Bu dönemde kilo alımının nedenlerinden biri de azalan nikotinin metabolizmanızda kısmen yapacağı yavaşlamalardır. Bunun yanı sıra koku ve tat duyuları da sigarayı bıraktıktan sonra değişmeye başlar, yiyecekler size daha lezzetli gelecektir. Buna bağlı olarak da iştahınız açılmaya başlayabilir. Sigarayı bırakıp kilo almamak da mümkün. Sağlıklı yaşamak adına yaptığınız bu köklü değişikliğin içerisine dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktiviteyi de ekleyebilirsiniz. Ve bu konuda uzman bir ekipten yardım almak size yardımcı olabilir. Bununla birlikte;
* Düzenli bir egzersiz alışkanlığı edinin.
* Sigaraya bağlı el ve dudak alışkanlığını yok etmek için atıştırmalık tüketiminizi arttırmayın.
* Bu hissi gidermek için glisemik indeksi düşük meyveler tercih edin.

Haberin Devamı

Sabahları başlayıp akşam biten diyetler

Diyetimi akşama kadar çok sıkı ve düzgün bir şekilde uyguluyorum. Ama akşam bozuluyor. Sürekli baştan başlamak zorunda kalıyorum.

Özellikle yoğun çalışanlardan sık duyduğumuz sıkıntılardan biri de budur. Psikolojik nedenler bunda ön planda da olabilir. “Yeteri kadar istiyor muyum?” diye kendinize sorun. Eğer yanıtınız “kesinlikle evet” ise akşama da yapmanız gerekenlerin dışına çıkmazsınız. Ama “zayıflama gerekiyor” diye uğraşıyorsanız bu “olmasa da olur” anlamına gelebiliyor. Akşama açlık hissediyorsanız bunun nedeni gün içinde almanız gereken öğünleri eksik bırakıyorsunuz demektir. Çözüm;
* Çalışıyorsanız, akşam eve gelmeden 2 saat önce mutlaka güzel bir ara öğün tüketin
* Akşam ailece çay ve atıştırma keyfi yapılıyorsa hep birlikte bir süre ara verin veya siz o saate yürüyüş yapmayı tercih edin.
* Kahvaltı ve öğle yemeğini zenginleştirin.

Yazarın Tüm Yazıları