Bekir Coşkun: 657 sayılı ıstırap...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Ne zaman işim devlet kapısına düşse, memurlar canımı sıktılar. Bir tek gün olsun devlet kapısından mutlu ayrılamadım.

Her çıkışımda, memurin muhakemat duamı okudum:

‘‘Tanrım, beni bir daha devlet kapısına düşürme...’’

Bütün devlet binaları büyüktür ve yüksektir. Ama bizler o binalara çıkarken ‘‘düşmüş’’ oluruz.

Bir kapana düşmek gibi...

Ya da karakola...

Eziyet çekmemek için vergilerimi yatırmadım.

Yenilenecek ruhsatlarım, verilecek káğıtlarım kalakaldı.

Devlet kapısına gitmemi gerektiren önemli káğıtların üzerine ‘‘Derhal takip edilecek işler’’ diye küçük küçük notlar düşüp, o notları çengelli iğne ile özenle evraka iliştirip, notların yanlarından oklar çıkartıp, ‘‘Dikkat!.. Unutulmayacak...’’ yazıp, sonra onları asla göremeyeceğim yerlere sakladım.

Yok eğer devlet kapısına gitmek zorunda kaldığımda; koridorların köşesine, sütunların arkasına sinip, tavşan pozisyonunda içerilere kuşku ile baktım.

Baktım; insanların canı nasıl yanıyor?..

Ve merdivenleri üçer üçer zıplayıp kaçtım.

657 sayılı kaçışlarım...

*

Ama ben kaç gündür bu köşede memurların aylıklarına yapılan zammın az olduğunu yazıyorum.

Onlar hak etseler de, etmeseler de...

Çünkü; memur ücretleri ekonomik, ya da sosyal bir olaydan çok, bir rejim sorunudur.

Akşamları taksi şoförlüğü yapan, ya da pazarlarda patates satan bir öğretmenden ‘‘aydınlık, sevgi dolu, barışçı kuşaklar’’ yetiştirmesini kimse bekleyemez.

Evinin yakıt parasını ödeyemeyen, aynı elbiseyi altı yıl giyen hákimle-savcıyla ‘‘hukuk devleti’’ olunmaz, olunamaz.

Ne aç hemşireden şefkat beklenir...

Ne de gecekonduda yaşayan polisten güvenlik...

*

Ama asıl; insanların canına okuyan memurlar, toplum ile devletin arasına soğukluk soktular.

Sonunda devlet kapısından umudunu kesen kitleler rejimden tiksinip, sistemden kaçıp, rejim düşmanlarına sığındılar.

Bu bölücüler, bu yıkıcılar neyin eseridir dersiniz?..

Yani siz şimdi; devleti işleten memuru yıkıp, ama devleti ayakta tutabilir misiniz?..

Nasıl?..



Yazarın Tüm Yazıları