Bayramda İstanbul

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Yıllar sonra gelen bir karşılaşmaydı.Yan yana, iç içe, kucak kucağa yaşanmışlığa rağmen ansızın fark ediş.

Yeniden başbaşa kalma.

Ben ona hala tutkun, o bundan habersiz.

* * *

EL ayak çekildikten sonra, yorgun tepelerine sere serpe uzanmıştı.

Aç gözlü hırsların yağmasında hırçınlaşan yüzü solgun.

Ama o gün öylesine munis. Ve çekici.

Eskisi gibi.

* * *

HOYRAT kabalıklardan, tepinerek yaşamaktan, karşı koyma ve boyun eğişlerden bitap.

Kadir bilmezliğe teslim olmanın acısını çekiyordu.

Ama o gün çok sakindi.

Ve muhabbet dolu.

* * *

TERK etmeden terk edilmişliğin soğuk yalnızlığını paylaştırmıştı herkese;

Kaderini.

Caydırıcı uzaklıklarıyla ertelemelere, boşverlere zorlamıştı.

Kendi için yaşamaya, kendini yaşayamamaya;

Ailesiz, dostsuz, komşusuz.

* * *

KUCAKLARMIŞ gibi yaparken derinlere gizlediği ruhu, tüm zamanlarının renkleriyle yeniden ortaya çıkmıştı o gün.

Romen Diyojen ile gizlice buluşmak için Marmara'ya açılan Prenses Evdoksia'nın çektiği küreklerin suya değişi;

Mehtaplı gecelerde yalılardan yükselen fasıllar;

Camdan cama mahalle arası seslenişleri;

Çan sesleri, ezan sesleri, kendine ait olmuş ve olan tüm sesler;

Egzozlar, kornalar ve cep telefonlarının bayram yokluğunda ayrışıyordu.

* * *

KOLAYCIYDI, rahatlatıcı, teşvik edici.

O kendine döndü, ben kozamdan çıktım.

Ve eski zamanlarda olduğu gibi birlikte uçtuk akraba ziyaretlerinin unutulmuş sıcaklıklarına.

Likörlü, çikolatalı bayramlaşmalara; el öpme ve de (hay Allah) öptürmelere.

* * *

YARINI hiç düşünmeden yaşadık o gün, tadını unuttuğum aylak rastlantıların ayaküstü sohbetlerini.

Tutulmayacağı herkesçe malum ‘Seni mutlaka arayacağım’ vaatleriyle noktalandı konuşmalar.

Ayrılırken, yine de, herkes memnun.

* * *

TELAŞLI, sabırsız, sinirli homurtular arterlerine yönelene kadar bizbizeydik.

Ve ne kadar mutlu.

Yıllar sonra yeniden başbaşa kalmıştık;

O ölçülü kalabalıklar, şaşırtıcı tenhalıklarda.

İstanbul ve ben sere serpe.













Yazarın Tüm Yazıları