Bayram yazım

Her bayram yaklaştığında, çocuklar adına sevinirim..

Evlerde bir telaş başlar, gizli gizli alış-verişler, paketler, kurdelalar, mutlu yüzler görürüm..

Bayramlarda benim can dostlarımız çocuklar gelen hediyelerle mutlu olurlar..

Oysa bize hiçbir zaman bayram hediyesi almadılar..

Bir defasında annem ‘‘Bekir, bu bayram bizim çocuklara hediye alalım..’’ demişti..

Babam ‘‘Ne alabiliriz’’ diye sordu..

Annem ‘‘Köpek ayakkabıları gördüm Tempo Dergisi'nde, fiyatları biraz pahalı ama onlardan alalım..’’ diye yanıt vermişti..

O zaman babamız durduğu yerde zıpladı:

‘‘İyi de bunların dörder ayağı var, dört kere dört eder onaltı, nasıl olacak, nasıl?...’’

*

Zaten sonra bize ayakkabı almadılar..

Yerine bayram günü bir yuvarlak madlen çikolata tanesini dörde bölüp verdiler..

Rok'un ağzı büyük olduğu için ne yediğini hiçbir zaman anlayamamıştı, arada bir ‘‘Bir şey yedik, o neydi?..’’ diye bana soruyordu..

Ben ona kısaca cevap veriyordum:

‘‘Müthiş...’’

*

Yine bir bayram..

Biz artık üç kişi kaldık..

Rok yok..

Ayakkabı-mayakkabı istemiyoruz..

Sizler çocukları sevindirin.. Onlar mutlu olsunlar.. Onlar bizim dostlarımız..

Sizler bizleri çok sevmediniz..

Ama çocuklar..

Onlar yarın büyüdüklerinde... Vali, kaymakam, belediye başkanı, veteriner, politikacı olduklarında.... Bu büyük dünyada bize küçük bir yer ayıracaklardır..

Bu bayram çocuklar sevinsin..

Dostlarımız onlar..

Tüm çocukların bayramı kutlu olsun..

Kutlu olsun..


SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA


Veteriner Hekim Talat GÜLBAY


Onunla tatile mi gidiyorsunuz?


Evcil hayvanınızın herhangi bir sorun yaşamadan seyahat etmesini istiyorsanız, sağlık kontrolünü yaptırmalı ve yolculuk yapmasını engelleyecek bir sorunu olmadığından emin olmalısınız. Kuduz aşısı başta olmak üzere, diğer bulaşıcı hastalıklara karşı aşılı olduğunu gösteren sağlık sertifikasını kontrol etmeli ve eksik aşılarını tamamlamalısınız. Evcil hayvanınızın boynunda kuduz aşısının yapıldığını ve ikamet ettiğiniz belediyeye kayıtlı olduğunu gösteren madalyonun yanı sıra, kaybolması durumunda bulanların size ulaşmalarını sağlayacak bilgileri (ev adresiniz, cep telefonunuz, tatilde konaklayacağınız yer, taşıt plaka numaranız...) içeren bir kolyeyi de tasmasına takmayı unutmamalısınız.


Yola çıkmadan birkaç gün önce banyo, traş, tarama ve tırnak kesimi gibi bakımlarını yaptırmanız hem hayvanınızın yolculuk sırasında daha rahat etmesini sağlar. Hem de sizinle birlikte seyahat eden ve konaklayan insanların rahatsız olmasını önler. Yolculuk ve tatil boyunca kullanacağınız mama, mama kapları, taşıma kabini, sevdiği oyuncakları yanınıza almayı unutmayın.

ARABA İLE YOLCULUK

Eğer evcil hayvanınız daha önce araba ile seyahat etmediyse, onu önce arabaya ardından da kısa şehir içi yolculuklarla seyahate alıştırmalısınız. Yolculuk arkadaşınız kediyse, bir taşıma çantası içinde yolculuk ettirmenizde fayda var. Böylece onun kendini güvende hissetmesini, ayağınızın altına ve özellikle pedalların bulunduğu yere girerek sürüş emniyetinizi bozmasını engellemiş olursunuz.

Rutin beslenmesini seyahat nedeniyle değiştirmeniz gerekmez. Ancak ana yemeğini gün sonunda ya da seyahat ettiğiniz yere ulaşınca da verebilirsiniz. Gerek yolculuk gerekse tatil esnasında evcil hayvanınızı kuru mamalarla beslemek, hem kolay hem sağlıklı olacaktır. Eğer beslenmesini konserve mamalarla yapıyorsanız araçta ve konakladığınız yerde buzdolabı yoksa, artan kısmın bekleyince bozulacağını göz önüne alıp atmalı ve tekrar yemek vermek gerektiğinde yeni kutu açmalısınız.

Seyahat esnasında plastik bir şişe suyu da onun için yanınızda bulundurmayı unutmayın. Seyahat esnasında acıkır veya su isterse bunları az miktarda vermelisiniz, iki saatte bir durup onun egzersiz yapmasına ve tuvalet ihtiyacını gidermesine olanak sağlayacak şekilde molalar planlamalısınız.

UÇAKLA YOLCULUK

Evcil hayvanların uçakla seyahat edebilmesi için 8 haftadan büyük olması gerekiyor. Uluslararası yolculuklarda aşılarını gösteren sağlık karnesinin yanı sıra bağlı bulunduğunuz belediyeden alacağınız resmi bir belge ve Tarım İl Müdürlüğü'nden alacağınız izin belgelerini de yanınızda bulundurmanız gerekiyor. Havayolu şirketi ile görüşüp özel kuralları da öğrenmelisiniz. Havaalanına erken gidip uçuş öncesi hayvanınıza yürüyüş egzersizi yaptırmanızda fayda var. Uçuş sırasında kullanacağınız taşıma kabinlerini havayolu şirketinden kiralayabilir ya da pet shop'lardan satın alabilirsiniz.

Uçak yolculuğundan önce evcil hayvanlara sakinleştirici ilaçlar verilmemeli. Uluslararası taşımacılık organizasyonları ve birçok evcil hayvan sağlığı kuruluşu uçakla yolculuk yapacak evcil hayvanlara sakinleştirmek amacıyla sedatif ya da trankilizan ilaçlar uygulanmasını sakıncalı buluyor. Bunun sebeplerinden biri sakinleştirici kullanılan hayvanların denge sistemlerini kontrol edemeyerek özellikle taşıma kabininin hareket etmesi durumunda yaralanmaları ve incinmeleri. Diğer bir neden ise ilaç verilen hayvanların yüksek irtifada solunum ve dolaşım sistemi problemleri yaşaması ihtimalinin çok yüksek olmasıdır. Bu durumdan en çok basık yüzlü hayvanlar etkileniyor.

Birçok hayvan sağlık sorunu yaşamadan uçuşu tamamlıyor, ancak havayolu yetkilileri uçuş sırasında meydana gelen ölümlerin çoğunun sedasyon altında sakinleştirilmiş havyanlarda ortaya çıktığını bildiriyorlar. Veteriner hekiminiz tarafından belirlenmiş zorunlu haller dışında uçuş yapacak evcil hayvanlarınıza sakinleştirici ilaç vermeyin.


Kediler sergide buluşuyor


Kediden başka hiçbir şey çizmek istemiyorum diyen Azerbaycanlı ressam Aydın Süleyman, grafik sanatçısı Genco Demirer'e de bu tutkusunu aşılamış. İki arkadaşın kedi resimlerinden oluşan sergisi 17 Şubat'ta Taksim Sanat Galerisi Büyük Salon'da açılıyor.


Kedileri çizmeye nasıl başladınız?

-Aydın Süleyman: Kedileri çok seviyorum. Kediler bizden biri. Karakterleri yüzlerinden belli. İnsanlardan hiçbir farkları yok. Bahçede penceremin dibinde beslediğim kediler var. Onlardan vazgeçebileceğimi düşünmüyorum.

-Genco Demirer: Gülseren Kayalı atölyesinde çalıştığım yıllarda kedi resimleri çiziyordum. Kediler bana çok komik gelir. Bir duruşunu yakalamak bile zordur. Bakışları, arka ayakla çenesini kaşıyışı çok ilginçtir.

Kedileriniz benziyor mu?

-A.S:
Benim kedilerimin hepsinin karakteri var. Çapkın bir kedi var örneğin, piyano çalan. Mahsun bir palyaçoya arkadaşlık eden bir kedi var. Gurbetçi, ümitsiz bakışları olan bir kedi var. Resimlerimde insan yerine kedileri koyuyorum.

-G.D: Ben daha çok kedileri lekeyle nasıl verebilirim diye bakıyorum.

Kedileri gözlemleyerek mi çizdiniz resimlerinizi?

- A.S:
Çocukluğumdan beri kedileri çok sevdiğim için, gözlem yapmama pek de gerek kalmadı. Ben zaten hep kedi çizmeyi düşünüyorum. Resimlerimden birinde kedilerimden birini model olarak kullandım.

- G.D: Bu sergi için çalışmaya başladığımda aslında ne kadar çok kedi görmüş olduğumu, usumun kıyısında köşesinde kalmış birçok kedinin canlandığını fark ettim. Kediyle ilgili ne görsem beynime kazıyorum. Sokak kedilerini izliyorum.

Sergiye hazırlanmanız ne kadar sürdü?

-A.S: Yaklaşık 20 çalışmam var bu sergide. Hazırlanmam 1 sene sürdü. Sedef Yılmabaşar'ın sergisine gitmiştik. O bize ilham verdi bir anlamda.

-G.D: Benim hazırlanmam 2.5 ay sürdü. 10 eserim var sergide.

Kedileri çizmeye devam edecek misiniz?

-A.S:
Açıkçası ben kedilerden başka birşey düşünmüyorum. Kediler serisini devam ettirmeyi düşünüyoruz.

-G.D: Sadece kedileri çizeceğim diye birşey yok. Şu an için devam edecek gibi görünüyor. Aslında bizim isteğimiz, kedi resimleri çizenler olarak biraraya gelmek ve ortak bir sergi açmak.


PAKO’ya mektuplar


Savaş yerine barış içinde yaşasak olmaz mı?


Pakocuğum,

Ben sarman bir kedi kardeşinim. Benim Paşa isminde kangal kırma bir ağabeyim; kedi olarak da Pierre, Panter, Pötit, Pinokyo, Persil, Pia, Piman var. Aile büyükleri ise Mine annem ve Mete babam. Annemiz ve babamız bize yemek yetiştirmek için sürekli koştururlar. Babaannemiz Lamia Hanım'ı da unutmamak gerek. Paşa ağabeyim, ben ve kedi kardeşlerimle gayet güzel anlaşıyor. Bizler bir evde gayet güzel geçiniyoruz. Acaba insanlar niçin geçinemiyorlar? Televizyondaki haber spikeri ablalar savaş çıkacak diye sürekli yayın yapıyorlar. Bunları nereden mi biliyorum? Annem evden çıkarken televizyonu daima açık bırakır. Bizler haber programlarını, futbol ve basketbol maçlarını seyrederiz. NBA'yi bile takip ediyoruz. Kardeşlerimle ekrandaki topu kapmak için sürekli savaşıyoruz ama topu bir türlü ekrandan çıkaramıyoruz. O topu elimize geçirsek ne güzel olurdu. İnsanlar da silah yerine bizim gibi topun peşinde koşup, yorulsalar da savaş sözünü unutup barış içinde yaşasalar. Umarım kötü şeyler yaşanmaz. Sevgiler.
Yazarın Tüm Yazıları