Baykal'dan 7. pakete ihtiyatlı destek

ALTINCI uyum paketine iki madde dışında tam destek veren CHP, ordunun konumunu yakından ilgilendiren düzenlemeler getirecek olması bakımından hassasiyet yaratan hazırlık aşamasındaki yedinci pakete nasıl yaklaşıyor?

CHP Lideri Deniz Baykal'ın sorularımıza verdiği yanıtlar, CHP'nin ilke olarak ihtiyatlı bir destek çizgisinde durduğunu gösteriyor.

Baykal, bu çizgiyi şöyle ifade ediyor:

‘‘Önce içeriğini görmemiz gerekiyor. Hükümet henüz ortaya bir şey koymadı. Onu bunu konuşturup kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Ben bu aşamada sadece ilkeden söz edebilirim. O da şudur: AB'ye girmemiz açısından gerekli, zorunlu olan ve Türkiye'de bir sıkıntıya yol açmayacak her türlü reformu prensip olarak destekleme kararındayız.’’

AB'Yİ KENDİ GÜNDEMİNİZ İÇİN KULLANMAYIN

Bu noktada Baykal'ın önemli bir endişesi var: AKP iktidarının içeride kendi siyasi kavgaları doğrultusunda yapmak istediği açılımları mevcut rüzgárdan yararlanarak ve ‘‘AB için gerekli’’ diyerek geçirmeye çalışması.

CHP lideri, ‘‘Bu noktada uyanık olacağız’’ diyor.

Baykal, AKP Genel Başkan Vekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Anayasa değişiklikleriyle ilgili sekizinci bir paketin hazırlanacağı yolundaki açıklamasının hükümetin bu saklı niyetini açığa vurduğu görüşünde.

Bu konuda şöyle konuşuyor Baykal:

‘‘Üyelik müzakerelerine başlamak için Türkiye'nin bir Anayasa değişikliği yapmasını gerektiren hiçbir yön yok. Görüştüğümüz AB temsilcilerinden tek kişi daha 'Hadi Anayasa'yı da değiştirin' demedi. Senin kafanda iç siyaset çerçevesinde önem verdiğin konular olabilir. O zaman onları getir, ayrıca konuşalım. Ama bunu AB diye getirmeyin bize.’’

ORDUYLA İLGİLİ ADIMLAR İÇİN ÖNCE KONSENSÜS

Baykal,
bu çekincelerine karşılık, savunma harcamalarının şeffaflaşması, MGK ile ilgili düzenlemeler gibi başlıklarda yine de esnek bir yaklaşım sergiliyor:

‘‘Bunların hepsi de olabilir. Hiçbirisine prensipte bir itirazımız yok. Burada ince nokta, gereken açılımları elbirliğiyle bütün bürokrasi, çeşitli kurumlar, siyaset, iktidar, muhalefet hep birlikte oluşturmaktır. Bunu iyi niyetle, bir siyasi polemik havasına sokmadan kotarmaya çalışmak lazım. Hükümet olaya böyle yaklaşırsa bu konu rahat kotarılabilir.’’

CHP lideri, bu noktada hükümeti meseleyi bir gerginlik konusu haline getirmemesi konusunda uyararak, şöyle konuşuyor:

‘‘Bu konuları iyi niyetle ortak bir anlayış oluşturarak mı götürecekler, yoksa bir kopma, kesilme ve gerginleşme konusu haline mi getirecekler? Olayın nasıl gelişeceği hükümetin buradaki tercihine bağlı.’’

ORDU-SİYASETÇİ İLİŞKİSİ DENGEYE OTURUYOR

Baykal,
ayrıca, makul bir şekilde hareket edildiği takdirde ordunun da yapıcı bir tutum izleyeceği inancında:

‘‘Silahlı Kuvvetler, Türkiye'de ülkenin modernleşmesi, çağdaşlaşması doğrultusunda atılacak olan adımları kesinlikle engellemez, buna anlayışla yaklaşır, katkı verir. Yeter ki, bunun gerçekten bu amaca yönelik ve gerekli bir ihtiyaçtan kaynaklandığını görsünler.’’

CHP lideri, bu çerçevede asker-siyasetçi ilişkisinin zaman içerisinde zaten yeni bir dengeye oturmakta olduğunu belirtiyor:

‘‘Bundan 30 yıl önceki tabloyla bugünkü tablo bir mi? Bundan 20 önceki tabloyla bugünkü tablo bir mi? Hiç AB olmasa bile, 10-20 yıl sonraki tabloyla bugünkü tablo bir olur mu? Yapılması gereken, bunu hızlandırmak, yönlendirmek, makul ölçüde ideal hedefe doğru çekmeye çalışmaktır.’’

AB, TÜRKİYE'Yİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMASIN

Baykal'
ın bir uyarısı da AB'ye:

‘‘AB tam üyeliğinin gerçekleşmesi, bu konularda adım atılmasının bir sonucu olmamalı. Tam tersine, bu konuların gelişmesinin AB ilişkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkacağının anlaşılması lazım. Yani 'siz bu meseleleri halledin AB'ye sizi öyle alalım' demek kadar yanlış bir şey yoktur.’’

CHP lideri ekliyor:

‘‘Portekiz AB'ye girdiği zaman, Portekiz ordusunun müdahale yetkisi vardı anayasada. Ve hiç mesele yapmadılar. Ama bugün ne oldu Portekiz? AB'nin bu konuları Türkiye'yi köşeye sıkıştırmanın, Türkiye içinde birtakım gerginlikler tırmandırmanın vesilesi haline getirmemesi gerekir.’’
Yazarın Tüm Yazıları