Baykal: Avrupa'yı lafla idare etmek mümkün değil

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Deniz Baykal, Gümrük Birliği Anlaşması sırasında dışişleri bakanıydı. Anlaşmanın gerçekleşmesi için Avrupa başkentlerinde yoğun bir kulis faaliyetine girmiş, özellikle Avrupa Parlamentosu'nun sosyalistlerini ikna etmede önemli bir rol oynamıştı.

Ama şimdi Baykal farklı düşünüyor.

Başbakan Mesut Yılmaz'ın ‘‘kulis’’ önerisine sıcak bakmıyor.

Baykal, ‘‘Olay sadece kulis meselesi değil’’ diyor.

O yüzden de Baykal, Yılmaz'ın Sosyalist Parti liderleriyle görüşmesi için kendisinden ricada bulunmasına rağmen kulis için yollara düşmekten yana görünmüyor.

‘‘Yıllardan beri tekrarladıklarımızı gidip yeniden dile getirmenin pek anlamı yok’’ diyor Baykal.

***

SON üç yıldır Avrupa'ya hep aynı şeyler söyleniyor:

Türkiye bölgede çok önemli bir ülkedir. Bizi Doğu ve Orta Avrupa ülkelerinin gerisinde tutmak gerçekçi değil.

60 milyonluk Türkiye pazarının da mı hiç önemi yok sizin için?

AB perspektifi olmazsa eğer Türkiye Doğu'ya hatta fundamentalizme kayabilir.

Kürt meselesi ile Kıbrıs ve Yunanistan konusunda garanti vermiyoruz ama insan haklarında ilerleme sağlamak arzumuz güçlüdür.

‘‘Artık sadece konuşarak, görüşerek sonuca varacak bir noktada değiliz’’ diyor Baykal ‘‘Gerçek sorunlar var ortada. Evet, yeni hükümete Avrupa geniş kredi açtı. Ama bunun içinin dolması lazım.’’

Ve ekliyor: ‘‘Aralık ayına kadar lafla idare etmek mümkün değil!’’

***

BAYKAL başkent başkent dolaşıp, üç yıl önce söylediklerini tekrarlamak istemiyor ama Sosyalist Partilerin liderlerine mektuplar göndererek genişleme sürecine Türkiye'nin de dahil edilmesi gerektiğini anlatacak.

Ayrıca önemli bir mektup hazırlıyor Baykal. Yunanistan Başbakanı ve PASOK lideri Simitis'e gönderilmek üzere.

İlk bakışta milli bir mesele karşısında Baykal'ın aldığı tavır, partizanlık gibi görünse de, Türkiye'de değişim isteyen güçlü dinamiklerin bulunduğu yolunda Avrupa'ya kuvvetli sinyaller yolluyor.

Avrupalıların yıllardan beri dinlediği lafların içini dolduracak irade olarak ortaya çıkıyor.

CHP liderine göre parti, Türkiye'nin siyasi dengeleri içinde demokratik cumhuriyetin savunma çizgisini taşıyabilecek tek alternatif güç olarak sivriliyor.

Baykal bu çizginin korunması için hükümete destek konusunda dikkatli bir mesafelilik içine giriyor.

CHP'nin muhalefet taktiği, ‘‘Hükümeti sabote etmeden, kesintiye uğratmadan sıkı markaj’’ olarak beliriyor.

Bu taktik ilk başarısını Meclis Başkanlığı seçimlerinde gösteriyor.

Hikmet Çetin, medyatik bir çıkış yapmıyor ama Meclis başkanlığına seçilmesiyle noktalanan süreç, CHP'nin siyasi liderliğinin sonuç alıcı taktiklere yönelebildiğini gösteriyor.

***

BAYKAL haklı. Aralık ayına kadar lafla idare etmek mümkün değil.

Haydi öyleyse diyorum. Çünkü ayağı yere basan cesur öneriler getirebilen bir CHP muhalefeti hem Türkiye'ye hareket geçirecek, hem de hükümetin Türkiye'yi Avrupa'ya taşımasına destek olacak.

Yazarın Tüm Yazıları