Başka yerde New York yok

Kısa kollu gömlek, astarsız ceket, keten pantolonlar gardıroba kaldırıldı. Daha üç hafta var yaza veda etmeye, eğer takvime inanırsanız. East Village’de sabah kahvaltısını haleli buharı üstüne çökmüş bir fincan kahveyle geçiştirirken çiseleyen yağmurda yürüyen insanlara bakıyorum. Kimi şemsiye altında, kimisi ince pardösülü, genç kızlar montlarının başlığını çekmiş saçları ıslanmasın diye. Yağmuru, sonbahar serinliğini umursayan yok. Garip şehir bu New York, yaşamı renkli ama hızına ayak uydurmak o denli güç.

Tatsız olayların yıldönümünü yaşıyor bir kez daha New York. ABD’nin gelmiş-geçmiş en büyük doğa afeti Katrina Tayfunu’nun üzerinden bir yıl geçmiş. 11 Eylül terör felaketinin beşinci yıldönümü de kapıda. Yazılı basın, TV programları hep bu iki konuyu işliyor günlerdir. Üstüne üstlük itfaiyecilerin hayatına mal olan yangınlar, bir başkomiserin kurşunlanması, devrilen otobüste ölen turistlerin haberleri gazeteleri polis bültenine dönüştürmüş.

*

Oysa New York’lular alışık olağan sayılmayan olaylar içinde yaşamaya. Hayat yerkürede hiçbir kentte görülmeyen canlılıkla devam ediyor. Sekiz milyon nüfuslu şehirde lokantalarda yemek için günler öncesinden yer ayırtmak gerekiyor. Broadway’de tiyatroların çoğu kapalı gişe oynuyor. Müzeleri gezmek için kuyruğa girmek lazım. Kenti tepeden seyretmek isteyenlerin Empire State gökdeleninde iki saat asansör beklemesi, Hürriyet Abidesi’ne çıkmayı planlayanların ise yarım günü gözden çıkarması şart.

Üzerine şarkılar bestelenen, müzikaller düzenlenen, ciltler dolusu kitap yazılıp, Hollywood filmlerine konu olan New York’ta rakamlar cümbüşünün her seferinde etkisinde kaldım.

"Dünyanın moda, sanat, finansman, bankacılık, turizm, ticaret başkenti", "kainatın merkezi" gibi yakıştırmalar yapılan New York gerçekte bir insan mıknatısı. Geçen yıl kente gelen yerli-yabancı turistlerin sayısı 43 milyon. Yalnızca ABD havayolu şirketlerinin son bir yılda taşıdığı 740 milyon yolcunun önemli bir bölümü New York’a uğramış. Bir araştırmaya göre New York bu kıta ülkede ağır suçların en az işlendiği kent. 12 milyon tirajlı Reader’s Digest dergisinin halkı en kibar kentler anketinde New York birinci sırada. Zürih, Toronto, Berlin, Sao Paulo, Zagreb, Auckland, Varşova, Meksiko City ve Stokholm arkadan geliyor. New York’luları ’kaba’ diye nitelendirenleri şaşırtan bir sıralama bu.

Geçim koşulları, hayat pahalılığı, ev kiralarının astronomik çizgiye ulaşmasına rağmen New York giderek göçmenlerin ilk tercihi şehirlerin başında geliyor. Son beş yılda çoğunluğu Güney Asya ülkelerinden 550 bin kişi New York’a yerleşmeyi başarmış. Ama taşı toprağı altın değil bu kentin. Göçmenler saati 5.25 dolarlık (7,5 YTL) asgari ücretle bulaşıkçılık, temizlik işçiliği, taksi şoförlüğü, gaz pompalamak gibi beyaz tenli Amerikalıların hor gördüğü işlerde çalışıyorlar.

8 milyon nüfuslu şehirde 3.8 milyon erkeğe karşı kadın sayısı 4.2 milyon. Zaman zaman tanıştığım genç kadınların çoğu bu kentte evlenmek için erkek bulmakta çektikleri güçlükleri dile getirdi. Peki koca aramak için kadın-erkek oranının uygun olduğu şehirlere niye gitmiyorlar? Yanıtları dönüp dolaşıp tek bir görüşte birleşiyor: "Başka yerde New York yok."

*

New York beş ilçenin oluşturduğu bir kent. Ama New York dendiğinde akla gelen bir ada ilçesi Manhattan. Uzunluğu 25 kilometre, genişliği 2 kilometre. Zengin ve şöhretli kesime baktığımızda dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir tablo çıkıyor karşımıza. Sinema, moda, sanat, eğlence aleminin ünlüleri yıllardır Manhattan’ı mesken edinmiş. Eskinin süper şöhretlerinden Marlon Brando, James Dean, Sammy Davis, Humprey Bogart, Duke Ellington, F. Scott Fitzgerald, Judy Garland, John Lennon, George Balanchine, Frank Sinatra, Ava Gardner, John Kennedy Jr., Jackie Onassis, Edgar Allan Poe, Marlene Dietrich, Greta Garbo, Fred Astaire, Eugene O’Neill, Rita Hayworth, Arthur Miller, Gregory Peck, Cole Porter yaşamlarının bir döneminde New York’ta yaşadılar.

Son yıllarda Manhattan’da ev sahibi olanlar eskisinden pek farklı değil: Liza Minelli, Woody Allen, Robert DeNiro, Meryl Streep, Spike Lee, Glenn Close, Bono, Steven Spielberg, Ralph Lauren, Calvin Klein, Oscar De la Renta, Tommy Hilfiger, Donald Trump, Linda Evangelista, Beyonce, Ricky Martin, David Bowie, Gisele Bündchen, Heidi Klum, Tony Bennett, Norah Jones, James Gandolfini, Matt Damon, Sofia Coppola, Faye Dunaway, Yoko Ono, Denzel Washington, Bette Midler, Paul Newman, Uma Thurman, Julia Roberts ile 40 dolar milyarderi uzun bir listeden bir tutam.

Bunca şöhreti cezbetmek yalnızca New York’a nasip olan bir başarı.
Yazarın Tüm Yazıları