Bari bağırtmayın!

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

öteki ülkelerde de vatandaşa böyle mi yaparlar, yoksa başka bir usul mü uygularlar, bilenler söylesin. Ama bizim kamu kurumlarının yazılı olmayan ve yüzlerce yıldır değişmeyen bir yasası vardır:

Vatandaşı gözünün yaşına bakmadan soyacaksın!

Tabii burada eşkıya usulü soymaktan söz etmiyoruz.

Burada ‘‘kural koyma’’ yetkisinin kötüye kullanılmasını, kısaca hukuka aykırı kararlar uygulayarak vatandaşın hakkının yenmesini kastediyoruz.

Son örnek dünkü Hürriyet'te vardı:

Türk Telekom diye bir şirketimiz var ya... Hani PTT'nin bir kanadının yerine geçen ve telefonlarımızın kâhyası olan şirket... İşte bu şirket, ocak ayına ait cep telefonu faturalarına -o ay içinde telefonunuzu hiç kullanmamış olsanız bile- 5 milyon 500 bin lira borç tahakkuk ettirmiş.

Hele bir de kullandınız da ödemeniz gereken parayı faraza PTT'ye yahut yetkili banka şubesine zamanında yatırdığınız halde o para Telekom'a aynı gün aktarılmadıysa sorumlu yine siz oluyormuşsunuz?

Yani faturada görünen paranın yüzde 12'si kadar bir de gecikme bedeli ödemeniz gerekecekmiş?

Siz abone sıfatıyla kendinize düşeni yapıyorsunuz, parayı onların yetkili kıldığı yere ödüyorsunuz ama o kurumun ihmalinin veya kusurunun cezasını siz çekiyorsunuz!

Bunun ‘‘mantık’’la açıklanır bir tarafı var mı?

Efendim, ‘‘parayı alan bazı bankalarla PTT zamanında aktarmıyor’’muş!

Peki aboneye ne?

Tekrar soralım: Bu mantık hukuk kafasında mı olur, haydut kafasında mı?

Sanmayın ki aboneye -veya vatandaşa- böyle bakan sadece Telekom'dur.

Son on yıldır devlet tüm çalışan kişilerin ücretlerinden ‘‘Zorunlu Tasarruf’’ adıyla para kesti. Sözde bu parayı bir süre sonra daha çoğalmış olarak geri ödeyecekti.

Peki ne yaptı?

Gayet basit: Önce üstüne oturmanın çarelerini aradı. Bulamayınca ‘‘nema’’yı, yani o paranın getirdiği kazanç kısmını ödeyerek sıyrılayım dedi. Ama ‘‘nema’’ya sadece yüzde 17 oranında faiz verdi. Oysa aynı devlet, değil böyle yılda yüzde 17, kendisi alacaklı olursa gördüğünüz gibi ayda yüzde 12 fazla para ödetir. Hele iç kaynaklardan borç almaya kalkınca yüzde 141 oranında faiz ödemeye kendisi bile razı olur.

Daha İSKİ'nin depozito soygunundan, İGDAŞ'ın tarife soygununu otomatiğe bağlamasından veya TEK'in vergi diye aldığı parayı da vergilendirmesinden söz etmedik.

Yer kalmadığı için kredi kartı şirketlerinin ve bankaların soygunlarına hiç değinemedik.

Kaz muamelesi görmeye zaten alıştık. Yolarken bari bağırtmayın.













Yazarın Tüm Yazıları