Baba’dan olimpik atak

Güncelleme Tarihi:

Baba’dan olimpik atak
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2000 00:00

Haberin Devamı

Hürriyet Spor ekibini kabul eden 9. Cumhurbaşkanı Demirel, olimpiyatların İstanbul'da yapılması için elinden ne geliyorsa yapacağını söyledi. Demirel, ‘‘Kapıdan olursa kapıdan, bacadan olursa bacadan gireceğim. Artık bir işadamı gibi davranacağım, olimpiyatları İstanbul’a getireceğim’’ dedi.

Oldukça samimi geçen görüşmede, yazarımız Turgay Şeren, kendisine ‘‘Turgay Bey’’ diye hitap eden, 9. Cumhurbaşkanı Demirel'e, ‘‘Efendim, siz bana, 50'nci milli maçımda altın bir madalya vermiştiniz. Onu en değerli köşemde saklıyorum. Bana lütfen Turgay bey değil, Turgay deyin’’ ricasında bulundu. Bunun üzerine Demirel, Şeren'in ellerini sıkarak, ‘‘Peki, bundan sonra Turgay’’ karşılığını verdi.

Sıcak karşılama

Kuleli Sokak'taki yeni çalışma ofisinde Hürriyet ekibini kabul eden Demirel, yazarlarımız Turgay Şeren ve Devrim Sağıroğlu ile İstihbarat Şefi Mehmet Arslan'ın oldukça sıcak karşıladı.

ATİNA'nın 2004 Olimpiyat Oyunlarını organize etmesinin, İstanbul için bir dezavantaj olabileceğini kabul ediyorum. Ama bizim de argümanlarımız var. Burası İstanbul, bir tarafı Asya, diğer tarafı Avrupa... Alt yanı da Afrika... İstanbul bir kıta değil, 3 kıta. Yani 3 kıtaya veriyorsun Olimpiyatları

Bu sözlerin sahibi Olimpiyat Elçimiz, 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel.

Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin önerisini geri çevirmemişti. Büyük bir heyecanla bu isteği kabul etmiş, İstanbul'un Olimpiyat adaylığı için kolları sıvamaya hazırlanıyordu. Neler yapacaktı? Neler düşünüyordu? Hemen bir randevu talep ettik. Kırmadı, Başta Turgay Şeren olmak üzere Devrim Sağıroğlu, Meriç Enercan, Serdar Uluer ve Mehmet Arslan'dan oluşan HÜRRİYET ekibini kabul etti. Türkiye'yi 2000'li yıllara taşıyan, rüyaları gerçeğe çeviren bu ulu çınar ile Sydney Olimpiyatları'nın başlamasına günler kala olimpiyatları, atletizmi, futbolu, kısacası sporu konuştuk.

İSTANBUL DÜNYA ŞEHRİ

Sayın Cumhurbaşkanım, ‘Demirel mağlup olacağı hiç bir şeyi kabul etmez’ diyorlar. Bu öneriyi kabul ettiğinize göre bunu bir müjde olarak yorumlayabilir miyiz?

‘‘Benim söylememle olacaksa, mesele yok. Size sunu söyleyeyim. İstanbul dünya şehridir. Pırıl pırıl, cıvıl bir dünya kentidir. Bu, dolu bir iddiadır. Biz de bugün iddialıyız. İddiadan da öte hevesliyiz. İstiyoruz. ’’

Ya tesislerimiz?''

‘‘Bakın İstanbul'da 30 tane 5 yıldızlı otelimiz var. Toplam 100 bin yatak kapasitemiz var. Benim hükümetim dönemimde çıkarılan 3796 sayılı bir kanun var. O kanunla İstanbul'u 10 sene tanıttık. Bir hayli yol aldık.’’

Bu kanun yeterli mi?''

‘‘Bu kanun öyle güzel bir kanun ki, İstanbul'u 2008'e kadar olimpiyat şehri yapmaya hazırlar. En güzel yanı 11. maddesi. Bakın önümde işte, Spor Toto- Loto hasılatının yüzde biri, Milli Piyango'nun bir önceki yıla ait safi hasılatının yüzde beşi vs vs. Bunlar çok büyük para. Biz olimpiyatlara doğuştan angajeyiz. Türkiye, Olimpiyat Komitesi'ni, Osmanlı döneminde, taç taht sallanırken kurmuş’’

İŞADAMI GİBİ DAVRANACAĞIM

Çalışmalarınız başladı mı?

‘‘Henüz başlamadı. Bu konu ile ilgili olarak ilk kez sizleri kabul ediyorum. Ama fevkalade, çok güzel bir kurulumuz var. Başta Sinan Erdem olmak üzere, ki kendisini çok takdir ediyorum, fevkalede hırslıyız. Benden yardım istediler. Ben de 'evet' dedim. Şimdi artık rahatım. Benim bir şeyim yok. Kapıdan olursa kapıdan, bacadan olursa bacadan gireceğim. Artık bir işadamı gibi davranacağım’’

Biz, Habitat’ı baŞardIk

İstanbul'un avantajları neler?

‘‘1992 yılında Habitat, Rio De Janairo'da yapıldı. Biz Habitat 2'ye talip olduk. Yapacak yerimiz yoktu ama yaptık. Parlak bir netice çıktı. 1997'de Portekiz'de, AGİK zirvesi toplandı. Gelecek toplantıya talip çıkmadı. Ben talip oldum. Onu da gayet parlak yaptık. Ağustos'ta deprem oldu, biz zirveyi Kasım'da yaptık. 54 ülkenin temsilcilerini ağırladık. Şimdi İstanbul, olimpiyatlarla üçüncü büyük organizasyona adaydır. İşte ben bunlara güveniyorum. Unutmayın zafer, ona talip olanlarındır.’’

Spor tesislerimizdeki eksikler nasıl tamamlanacak?

‘‘ Bu kanun onu da tamamlar. Merak etmeyin. 1970 li yıllarda düzendiğimiz Akdeniz Oyunları'nda hiç bir şeyimiz yoktu. İzmir'deki o stadyumda da diğer tesislerde de benim çabam vardı.’’

Siz uluslararası alanda elit bir grupla temaslarda bulunacaksınız. Peki ya işin toplumsal boyutu ne olacak. İstanbul halkına olimpiyat heyecanını nasıl kazandıracağız.?

‘‘Biz 2000 yılında aday olduğumuzda o heyecan vardı. Merak etmeyin daha vaktimiz var.’’

Olimpiyat Oyunları İstanbul'a neler kazandırır?

‘‘Olimpiyat yapabilme bir uygarlık seviyesi sayılır. Yaparız demek bir şey ifade etmez. Hadi yap derlerse...’’

Türkiye Liglerini, ve diğer sporları izleme şansınız oluyor mu?

‘‘Evet hem de büyük bir keyifle. Ama bakın size bir şey söyleyeyim. Spor artık çok bilimsel. Ben Spor Bakanlığı'nı bunun için kurdum. Kurduğum her ünversiteden şunları istedim. Bilim, teknoloji, kültür, sanat, müzik bunlar tamam. Ama ille de spor. Olimpiyatlarda yarışacak bir tane bile sporcunuz olsa, biz olimpiyatları ne kadar iyi yapabileceğimizi göstermek zorundayız.’’

İstanbul 2001'de Avrupa Basketbol Şampiyonası'nı organize edecek. Bu aday kent seçiminden önce çok önemli bir fırsat. Ama ödenek yokluğu da ayrı bir sorun? Olimpiyat Komitesi bu konuda yardımcı olabilir mi?

‘‘Hiç merak etmeyin. Oluruz. Elbette oluruz’’

SPORCULAR CENTİLMENDİR

Spora nasıl bakıyorsunuz?

‘‘ Sporcular güzel insanlardır. İçlerinde kötülük yoktur, birbirlerini severler. Atletizm çok önemli. Sporun anası. Rahmetli Selim Sırrı Tarcan bu konuda ilk adımı attı. Ama yıllar geçtikçe ilerleyeceğine geri gitti. Binicilik çok önemli bir dal. Onda da iyi neticeler aldık vaktiyle. Ve Su Sporları. Anadolu'da heryere yüzme salonları yaptık. Kırkpınar tabii... Ayrı bir olay, olumpiyatlarda yok ama, bin tane pehlivanın sahaya çıkması çok güzel bir olay.’

300 milyar

bulabilsem

SPOR alanında Türkiye'ye büyük hizmetlerde bulunan Demirel, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin yapıldığı Edirne Sarayiçi Meydanı'nın tribünlerinin üstünü nasıl kapattırdığını kendisine has üslubuyla şöyle anlattı:

‘‘Her sene Kırkpınar'a giderdim, 25 bin insan o pehlivanları güneşin altında izlerdi. 'Yahu kapatalım şunun üstünü' dedim. Kapattık, ne güzel oldu. Güreş Vakfı'nın Ankara'daki tesisleri var. 200-300 milyar bulabilsem, ilk işim o tesisleri tamamlamak olacak.’’

Ne verdiysem

Gaziantepliler kabul etmediler

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sohbetimizde, çok ilginç ve bir o kadar da önemli bir anısını şöyle nakletti:

‘‘Orhan Şeref Apak güzel bir adamdı. Bu spor işini iyi bilirdi. Bir tarihte ben Başbakanım, o da Federasyon Başkanı, Kamil Ocak da Spor Bakanı... Gaziantepliler bana geldi, 'Efendim biz küme düştük. Bizi tekrar yukarıya alın' dediler. Orhan Şeref Apak'ı çağırdım, 'Bunları şuraya alıver' dedim. 'Efendim olmaz, kuralları koyduk. Şimdi bunları oraya alırsak bir daha kimse kural tanımaz' dedi. Baktım haklı. Kamil Ocak'a döndüm, 'Bu iş olmaz' dedim. Gaziantepliler'e de anlattım onun yanında. 'Size fabrika yapayım' dedim, 'İstemeyiz' dediler. 'Spor tesisi yapayım' dedim, istemediler. 'Okul, üniversite, hastane yapayım' dedim, 'Olmaz' dediler. Ne verdiysem kabul etmediler. İşte o zaman sporun, özellikle de futbolun değerini daha iyi anladım.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!