Azınlığın Türk’ü gitti Müslümanlığı kaldı

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan, özellikle de Batı Trakya gezisiyle ilgili çıkışı gözlerden uzak tutulmamalı. Üç günlük Batı Trakya gözlemlerimizde, Erdoğan’ın konuşmaları Türklerin kafasını karıştırmış...

Gümülcine’de üç ayrı yerdeki konuşmasında Erdoğan’ın ‘20 yıl önceki sözlerimi nasıl söylemişim, diyorum’ demesi Türkiye’nin Batı Trakya’da yeni bir konsepte yönelmesinin göstergesi sayılıyor. Aynı şekilde Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politikasında paralellik gösteren bir bakış açısı şöyle ortaya çıkmış durumda:

Artık geçmişi unutup, küçük hesaplarla uğraşmayın. Hepiniz güçlü bir Yunanistan için çalışın.

HİKMETİNDEN SUAL OLMAZ

Gümülcine’
nin merkezinde Türklerin toplandığı ünlü ‘Çukurkahve’de, Erdoğan’ın bu bakışını sorduğumuz Hasan Hatipoğlu bakın ne dedi:

‘Hikmetinden sual olmaz.’

Hatipoğlu,
1952’den 1967’ye kadar Yunanistan parlamentosunda dört dönem milletvekilliği yapmış; azınlık haklarını savunduğu ‘Akın’ gazetesini 36 yıl süreyle çıkarmış, azınlığın sevdiği bir kişi... Başka yorum yapmak istemiyor; soruna ta DP döneminin eski Dışişleri Bakanlarından Fuat Köprülü’nün ‘Kıbrıs sorunu diye bir şey yoktur’ demesine atıfta bulunarak sadece ‘Biliniz ki, Kıbrıs sorunundan sonra Batı Trakya gündeme gelmiştir. Kıbrıs’tan sonra Batı Trakya’daki yeni manzara budur’ diyor.

Türkiye’nin, 81 yıldır yürüttüğü Batı Trakya politikasına karşılık Erdoğan’ın çıkışı üzerine pek konuşmak istemiyor bölge halkı; Türkiye’den değil Yunanistan’dan çekiniyor.

Birkaçından sadece ‘Bir patika açıyor Başbakan’, ‘Erdoğan pek de keskin viraj aldı’, ‘Peki biz şimdi çorbacının (Yunanın) hukukdışılığını kime şikayet edeceğiz?’, ‘Başbakan entegre olun diyor ama eskiden beri Yunan bizi asimile etmeye çalışıyor; şimdi bu baskılar daha artmasın?’ ‘Lozan’dan niye bahsetmedi’ ve ‘İçimizden birşeyler koptu’ biçiminde tepkiler duyduk.

Batı Trakya’yı, Kıbrıs’la ilişkilendiren yorumları bir tarafa bırakıyoruz.

ATATÜRK HEMŞERİMİZDİR

Bir soydaşımızın sözü ilginçti:

‘Fes giydiğimiz zaman bize ‘Müslüman azınlık’ denirdi, sonra fesi attık; Cumhuriyet’ten sonra da Atatürk devrimlerini benimseyerek şapka giymeye başladık. O zamandan beri de Yunanlılardan sopa yemeye başladık.

Başbakan’ın, sürpriz şekilde AKP İl Başkanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun köyü Kuzkebir’i ziyaret ettiği sırada, yerel belediye başkanı PASOK yanlısı Halit Mehmet’in şu sözlerine ne demeli?

‘Türkiye’de, köyümüzden birçok politikacı var. Atatürk de hemşerimizdir, o da aramızdan çıktı.

Erdoğan Yunanlıları rahatsız edecek bir şey söylemediği gibi Batı Trakyalılardan da sevgi gösterisi dışında hiçbir olumsuz tavır görülmedi. Bu çok önemli. Başbakan, ‘Müslüman azınlık’ sözünü hiç kullanmadı, sadece ‘kardeşlerimiz, soydaşlarımız’ sözcüklerini kullandı. ‘Araya giren virüslerden’ yakındı; peki kimdi bunlar? Açıklamadı ancak sonunda sevgi ve barış içinde yaşanmasını diledi.

Kuşku şu; PASOK’la son yıllarda başlayan ve yeni iktidarla süreceği anlaşılan bazı ‘iyileştirmeler’ yetiyor mu? Yoksa azınlığın temel sorunları sürüyor mu?

YUNANİSTAN DA ÖZVERİ GÖSTERSİN

Bütün sorunların hemen çözümü beklenmemeli; Başbakan da bunu vurguladı. Hatta azınlık yetkilileriyle konuşurken, onların camilerle ilgili şikayetlerine ‘Kiliselerin onarımı için izin veriyoruz’ dedi. Edirne’deki Bulgar kilisesinin onarımı bu çerçevede yapıldı, biri daha onarılıyor.

Türk heyeti döndükten sonra görüşlerini sorduk Türklere... Bir kere insan haklarına aykırı ve Lozan Anlaşması’na ters düşen bir sürü vaka anlattılar. Azınlık hálá kendilerince ‘kukla müftüler’ (devletin belirlediği Mehmet E. Şinikoğlu-Gümülcine ve Meço Cemali-İskeçe) tarafından zorla yönetiliyor. Camilerde kendi iradeleriyle seçtikleri İbrahim Şerif (Gümülcine) ve Mehmet Emin Aga (İskeçe), evlenme-boşanma, tapu gibi sorunlar üzerinde resmi işlem yapamıyorlar; sonuçta sadece din eğitimi ile ilgileniyorlar.

EN İYİ TÜRK KİMDİR

Sorunlar bu kadar değil... Adında Türk sözcüğü bulunan dernekler yasaklanıyor; bu konuda yargı savsaklanıyor. Yunanlı öğretmen Türkçe öğretiyor; olmuyor. Türkçe derslerden Yunan dilinde sınav yapılıyor. Türkçe kitapları yetersiz ve eksik... Eskisi gibi Türkiye’den öğretmen getirilmiyor. Türklerin binlerce dönüm arazisi üniversite, sanayi sitesi ve cezaevi için istimlak edildi. Seyahat hürriyetinde kısıtlamalar; zaman zaman da Türklere yönelik saldırılar sürüyor. (Bu yılın başında İskeçe’de bir caminin duvarına ‘En iyi Türk, ölü Türk’tür’ diye yazılmış.)

Yani özetlenirse; din, dil, kültür ve yaşamda hep birlikte çile çekiliyor.

Aslında ‘Amacımız, Yunanistan’a karşı sorun çıkartmak değil, var olan haklarımızın tanınması konusunda bizlere yardımcı olunmasıdır. Bunu da AB üyesi olan Yunanistan’ın yerine getirmesi gerekmektedir; ama yapmıyor’ diyorlar.

Pazar günü çıkan yazımız üzerine, MHP eski milletvekili Sadi Somuncuoğlu, Erdoğan’a tepki gösteriyor:

‘Başbakan’ın gezisi, görüntüleri kadar satır aralarında mesajlarla da unutulacak gibi değildir.’

Batı Trakya’da artık ‘Türk’ yok, ‘Müslüman azınlık’ var mı demeliyiz? Yunanlılar hiç ödün vermeyecek mi?

Fevkalade bir gezi

TÜRKİYE’nin Atina Büyükelçisi Yiğit Alpagon, ‘Gezi ne götürdü, ne getirdi’ sorumuzu şöyle yanıtladı:

‘Dışişleri Bakanları İsmail Cem ve Papandreu ile başlayan dostluk ilişkileri, şimdi başbakanlar düzeyinde, her ikisi de parlamento çoğunluğuna sahipler; çok daha iyi bir noktaya gidiyor. Önümüzdeki dönem bunun somut işaretlerini daha da çok göreceğiz. Bu fevkalade bir gezi oldu.’

Zapsu’dan açıklama

KÖŞEMİZDE ‘Zapsu da aldı’ (20.4.2004) başlığı ile yayınlanan yazıya H. Cüneyd Zapsu adına vekili Av. Aydın Coşar’dan gelen cevapta şöyle deniyor: ‘Yazınızda geçen, ‘Haydarpaşa’daki Et-Balık’ın yeri Cüneyd Zapsu’ya (BİM) kaşla göz arasında nasıl verildiyse’ ifadesi tamamen yalandır. Yazıda bahsi geçen olayla hiçbir ilgim bulunmamaktadır’

Biliyor musunuz

DSP’nin eski Devlet Bakanı, İstanbul milletvekili ve eski İl Başkanı Erdoğan Toprak’ın, 15 Mayıs Cumartesi günü yapılacak İstanbul İl Kongresi’nde ‘DSP’yi İstanbul’da daha güçlü kılmak için’ il başkanlığına aday olacağının öğrenildiğini...

GÜNÜN SÖZÜ

‘(Adayı ziyaret eden bir grup Yunanlı gazeteciye) Annan Planı oradadır ve tekrar masaya getirecekler.’

(Rum Meclis Başkanı, Komünist Akel Partisi Genel Sekreteri

Dimitris Hristofyas)
Yazarın Tüm Yazıları