Ayşe'nin Gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Nicole Kidman çok şekerdi

Vay. Vay. Vay.

Stanley Kubrick'in olay yarattığı iddia edilen filminden söz etmiyorum Nicole Kidman'dan söz ediyorum.

Ve o cümleyi tekrar yazıyorum.

Vay. Vay. Vay.

Dilerseniz İngilizce'den de tercüme edeyim:

Neden. Neden. Neden.

Neden o kadın, o kadar güzel olmak zorunda?

O kadınsa biz neyiz?

* * *

Bir şey söyleyeyim mi?

Kubrick, ideolojisi, filmde anlatmak istediği, atmosferin psikolojik mesajı, Freudien göndermeleri, izleyicileri aşk, seks ve sadakat üzerine kendilerini sorgulamaya zorlaması, müziği vesairesi...

Beni hiç ilgilendirmedi.

Yaşlı buldum.

Bir de geri.

Sadakat böyle tartışılmıyor artık.

Bir tek motifi sevdim, (genellemek uygun mu, bütün erkekleri bu kategoriye sokmak doğru mu bilmiyorum) ama öğreticiydi, en azından bir kadın için: Adamlar sadece bir bakışla ya da içten gelen bir itirafla bile olsa bir kadının onları aldatma ihtimalini derhal somut bir sevişme sahnesine çevirebiliyorlar.

Ve o sahneyle tahrik olup, sürekli uğraşıyorlar.

Acı ve zevk bir arada arkadaşlar.

* * *

Bir de tabii o orji sahnesi var.

Birkaç sene önce olsaydı...

Ama artık onlar da demode oldu.

Yani biraz sıkıcı olmakla birlikte iyi bir filmdi.

Ama o kadar.

Elbette ki seyretmeye değer.

Yaşlı Kubrick'in hatırına.

* * *

Vay. Vay. Vay.

Sadece ben değil, filmi seyreden ne kadar kadın varsa aynı yorumu yaptı, Nicole Kidman konusunda:

- Neden çocuk doğurmadığını şimdi anlıyorum!

Filmi seyrederken, arka sıradakiler, önde oturanlar, daha önce seyredenler, filmi birbirine anlatanlar hepsi ama hepsi ilk cümle olarak, ‘‘Neydi o kadının bedeni?'' dediler.

Böyle bir beden, vücut, popo, bacak, kol, meme, karın yok!

Tabii çocuk da yok!

E doğurursan çocuğu, görürsün gününü.

Kalır sana karın çatlakları...

Bir türlü toparlanamayan karın kasları...

Eritilemeyen kilolar...

Ve bir beden büyürsünüz!

Aşağı yukarı hepimiz aynı şeyi konuştuk, Tom Cruise ve Nicole Kidman'ın yapmak yerine neden evlat edindiklerini anlamış olduk.

Yani biz öyle yorumlamayı uygun bulduk.

Anlıyorsunuz değil mi, aslında kendimizi doğruluyoruz:

- Çocuk doğurmasaydım, bendeki vücudu görecektin!

* * *

Ben tabii bu mazereti kullanamadığım için hemen çocuk doğurmaya karar verdim. Ama dediler ki, ‘‘1999 uygun değil, uğursuz, seneye bırak''. İşime geldi, şunun şurasında birkaç ay var.

Ama o kadını gördükten sonra birkaç ay daha fil gibi dolaşmamaya karar verdim. Yani demek istiyorum ki, ‘‘Gözleri Tamamen Kapalı'' filmi bende şu etkileri yarattı:

1. Hemen ertesi gün, nalbura gittim, oklava aldım. Uzun bir sopa. Koyuyorsun omuzlara, dön babam bir sağa, bir sola. 500 kez yapılacak. Mümkünse ellere de ağırlık alınacak. Sonuçta ne olacak? Hem omuzların genişleyecek hem de belin incelecek. Yani öyle umuyorum. Bir tane de gazeteye getirmeyi düşünüyorum. Yazı aralarında oklavayla inceleceğim.

2. Başlasın ölüm rejimi. Bugün 3. günü. Ben de düştüm sonunda Aylin Livaneli'nin yazdığı kalp vakfı rejimine! Çaycı Rıfat Abi yardımcı oluyor da, öğlenleri işte ıspanakları haşlayabiliyoruz. Aksi takdirde mümkün değil. Daha 9 gün var, henüz yaşıyorum. Ölmezsem incecik olacağım. Bunu yazıyorum ki, utancımdan rejimi bozmayayım. Her şeyi ama her şeyi küçültmek istiyorum. Dünyadaki trend de öyle zaten!

3. 12 gün boyunca ağza kırmızı şarap konulmayacak. Bu demektir ki, derin felsefi muhabbetlere asla girilmeyecek. Depresyon, aşk acısı, gelecek korkusu, yalnızlık gibi meseleleri açan herhangi bir insanla temas edilmeyecek. Teşebbüs eden olursa, ondan kaçılacak. Allah'tan sigara serbest.

4. Koşu bandı elbise askısı olarak kullanılmaktan kurtuldu. Acilen yeni eve kuruldu. Bir şefkat, bir şefkat! Günde yarım saat!

5. Şu selülit hapları var ya, bir denesem mi acaba? Seda Güler aranacak. Üç kutu kullanmış, sonuç sorulacak. Faydası varsa uygulanacak.

6. Ve Victoria Secret. İnternet'ten adresi bulunacak web sitesine girilecek, filmde Nicole Kidman'ın giydiklerinin aynılarından sipariş edilecek, 10 kilo verildikten sonra, hala hayattaysam mutlaka ama mutlaka o kaşkorse ve külotla gezilecek. Sokak kapısı asla öyle açılmayacak. Perdeler kapatılacak.

* * *

Stanley Kübrick için çok üzgünüm.

Allah'tan zamanında gitti.

O şahane filminin kadınların elinde ziyan sebil olmasını görmedi.

Ama şöyle de bir gerçek var.

Kadın o kadar güzel ki.

Vay. Vay. Vay.

HAMİŞ: Başlığı neden ‘‘Nicole Kidman çok şekerdi'' diye attığımı anladınız herhalde. Hırsımdan. O kadına şeker demek mümkün değil!

Yazarın Tüm Yazıları