Ayşe Özek Karasu: Kel kalacağına dazlak gez



Ayşe Özek KARASU
Haberin Devamı

New York Post yazarı Gersh Kuntzman'ın yayımladığı ‘Saç’ adlı kitapta şöyle bir iddia var: Amerikan Yönetimi Genome Projesi çerçevesinde kelliğe çare bulunması çalışmalarına özel fon ayırdı. Çünkü bu projede çok sayıda kel bilimadamı çalışıyor. Kalp krizine yol açan genlerden çok, kellik genlerini bulmak için uğraşıyorlar. Zaten saç nakliyle, Rogaine ve Propecia gibi kelliğe karşı etkili ilaçları da tarama engelli bilimadamları buldu.

Hikaye Jül Sezar'la başlıyor. Yani mücadelenin en azından 2000 yıllık tarihi var.

Kimi kaynaklara göre Roma'nın hakimi Sezar, hemen bütün büstlerinde başını süsleyen defne yapraklarını kelini gizlemek için takıyor. Çünkü kel başı yüzünden otoritesinin sarsıldığını düşünüyor, özgüvenini yitiriyor.

Ve Mısır Kraliçesi Kleopatra, Sezar'ın giderek açılan başını yeniden saçlandırmak için denemedik kocakarı ilacı bırakmıyor. Geyiklerin kemik iliği ile at dişi ve ayı yağını karıştırıp Sezar'ın başına merhem yapıyor. Ama, nafile. Sezar'ın başında tek bir tel bile bitmiyor. Yanmış fare özü de bir işe yaramıyor.

Tarihsel süreç içinde keller, kafalarını ineklere yalatmaktan tutun da, soğanla ovmaya, tavuk pisliği sürmekten saatlerce tepetaklak durmaya kadar sayısız çareye başvuruyorlar.

Romalı ve Mısırlı erkekler, akla gelebilecek her türlü pis ve iğrenç şeyi başlarına sürüyorlar. Su aygırı yağından yılan yağına kadar herşeyi. Yan taraftan alınan saçları tepeden dolaştırarak öbür yana yatırma yöntemini de Romalılar buluyor. Dünyanın en komik görüntüsüne neden olan yöntem bugünlere kadar geliyor.

VALİNİN SÖZDE SAÇLARI

Kellerin saçsızlığı inkar serüveninin tarihçesini araştırıp kaleme alan New York Post yazarı Gersh Kuntzman, saçları yan taraftan alıp tepeye yapıştırma yönteminin kel camiada bile kabul görmediğini anlatıyor. Kendi başıyla alay edilecek diye tetikte dolaşan en kel erkekler bile bu tiplerle alay ediyor. Erkekleri kellik utancından kurtarmak için mücadele veren Kel Gurur (Bald Pride) adlı grubun üyeleri, ‘Tepe postişinden saç nakline kadar her türlü yöntemi kabul edebiliriz, ancak saç dolaştırmayı asla’ diyorlar.

Kuntzman bu tipe örnek olarak da New York Valisi Rudolph Giuliani'nin acıklı halini gösteriyor. 1989'da ilk seçildiği günden bu yana tepesindeki sözde saçlarla dolaşan Vali, hemen her New York'lu kendisiyle dalga geçtiği halde 12 yıldır aynı saç tuvaletinden vazgeçmiyor.

Oysa kel hareketinin üyeleri şunu tavsiye ediyor: ‘Durumunuzu kabullenin. Başınızın biçimi müsaitse kalanları da toptan kestirin. Kelleşiyorum diye endişeleneceğinize, dazlak, çekici ve ilginç olun.’

TEMSİL SORUNU

Kuntzman'ın tespitlerine göre kellik, iş dünyasında olumlu bir imaj çizdiği halde siyaset sahnesinde prestiji sıfıra indiriyor. Bu nedenle de politikada kel erkeklerin sayısı giderek azalıyor. ABD'de erkeklerin yüzde 50'si saç dökülmesine uğradığı halde, Kongre üyeleri ve valiler arasındaki kellerin oranı 27.5'ta kalıyor. Siyah ve azınlık hakları için verilen mücadelede önemli kazanımlar elde edilmesine karşılık, kel hakları giderek erozyona uğruyor.

Hatta ABD'deki dokuz eyalette tek bir kel siyasetçinin bile bulunmaması, gerçek bir temsil sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Kuntzman bu eyaletlerde kel erkeklerin temsil edilmediğini söylüyor. Üstelik bu politikacıların bir kısmının yapay yollardan saçlı görünmesi de özellikle utanç verici bulunuyor. Çünkü bu durum kel seçmenlerin reddedilmesi anlamına geliyor.

Kel haklarının erozyona uğramasının en önemli nedeni ise yine erkeklerin kendisi. Anketlere bakılırsa kellerle ilgili en olumsuz görüşler erkekler tarafından ileri sürülüyor. Kadınların sadece yüzde 30'u başı açık erkekleri itici bulurken, erkeklerin yüzde 60'ı kellere antipati besliyor.

Bu arada anketlerden ilginç bir not: Erkeklerin büyük çoğunluğu saçlı bir baş uğruna hayatının beş yılını vermeye hazır olduğunu itiraf ediyor. Kelleşen erkeklerin tamamına yakını da, 20'li 30'lu yaşlarda bile olsa, saç dökülmesini yaşlanma işareti olarak algılıyor.

TESTOSTERON HURAFESİ

Erkeklik hormonu testosteronun kellerde daha fazla bulunduğu, hatta bu yüzden kel kaldıkları inancı da tamamen yanlış. Kitaptaki bilimsel verilere göre kellik tamamen genetik bir sorun. Testosteronla olan ilgisi ise şöyle: Eğer bir erkek genetik olarak kelliğe şifrelenmişse, testosteronun yan ürünü olan DHT hormonu saç foliküllerinin küçülmesine ve saç dökülmesine yol açıyor.

Testosteron durdurulduğu takdirde kellik de kalmıyor. 1940'larda ABD'deki cezaevlerinde yapılan bir araştırma bu gerçeği ortaya çıkarıyor. Bir genetik uzmanı, cinsel suç işlediği için hadım edilen bir mahkumun gür saçlara sahip olmasına karşın, ikizinin tamamen kel olduğunu görünce, bu tespiti yapıyor.

Yani şu anda kelliğe karşı en kesin çözüm, hadım edilmek.

Tabii bir de Genome Projesi'ne kurtarıcı gözüyle bakılıyor. Kelliğe yol açan birden fazla gen var ve bunların tamamı henüz deşifre edilmemiş. Kuntzman'a göre proje çerçevesinde, federal yönetimin sağladığı finansmanla kellik genleriyle ilgili özel çalışma yürütülüyor. Çünkü projede kel bilimadamları çalışıyor.

Al Gore kelliğe direniyor

GERSH Kuntzman'ın çok güvenilir kaynaklardan elde ettiği bilgiye göre başkanlık yarışında George W.Bush'a yenilen Al Gore da aslında iflah olmaz bir kel. Ancak tepeden seyrelmek suretiyle açılan başını Toppik denilen sprey maddeyle örtüyor. Bir zamanlar bizde de çok moda olan bu yöntem koyun tüylerinin elektriklenmeyle saça yapıştırılması esasına dayanıyor. Böylece saçlar kalınlaşıyor ve sık görünüm elde ediliyor. Kuntzman'a göre Gore bu yöntemi son derece başarılı bir şekilde uyguluyor. Gore'un seçimi kaybetmesine karşın, seçmenin karşısına tepesi seyrelmiş saçlarıyla çıkması halinde hiçbir şansı olmayacağını söylüyor Kuntzman. Çünkü ABD, Eisenhower'dan bu yana şöyle adamakıllı kel ve aynı zamanda güçlü başkan görmemiş. Son dönemlerin örnekleri ortada; Ronald Reagan, Bill Clinton ve her iki Bush. Hepsinin de kafasında fazlasıyla saç var.

Ayrıca Eisenhower farklı bir konuma da sahip. Asker kökenli olması çok önemli. Çünkü askerlikte ve iş dünyasında kel erkekler daha zeki ve güçlü şahsiyetler olarak görülüyor. Politikada ise kellik bir zaaf olarak algılanıyor.

Toptan kazıtıp yırtanlar

Yul Brynner ve Terry Savalas artık aramızda olmadığı için yaşayan en çekici keller arasında Michael Jordan ve Bruce Willis ilk sıralarda yer alıyor. İkisinin de hikayesi hemen hemen aynı. İkisi de genç yaşlarda saç dökülmesine maruz kalıyor ve kafalarını toptan kazıtıp ‘kel adam’ imajını pas geçerek ‘dazlak ve çekici erkek’ sınıfına atlıyorlar.

Basketbol ilahı Jordan, üniversiteyi bitirdiği yıllarda kelleşmeye başlıyor, ani bir kararla kafasındaki fazlalıklardan kurtulduktan sonra da uluslararası marka haline geliyor. Hiç kimse ondan ‘Kel sporcu’ diye bahsetmiyor, saçı döküldüğü için güçsüz olduğunu düşünmüyor. Tam tersine seksi bulunuyor.

Gersh Kuntzman kitabında bütün kel erkeklere Jordan ve Willis'i örnek almalarını salık veriyor. ‘Kelliğinizle barışın, kendinize güvenin’ diyen Kuntzman biraz daha gerilere gidip Terry Savalas'ın, yaşadığı dönem için hayli cüretkar sayılabilecek kabak imajına dikkat çekiyor. Amerikalı kadın ve erkeklerin Burt Reynolds gibi yün yumağı tipleri çekici bulduğu 1970'lerde Savalas, polis şefi Kojak karakteri uğruna kafasını kazıtıyor. Gerçi Savalas'ı pek seksi bulan olmuyor, ancak kel kafalı bir polisin suçlularla başarılı bir şekilde mücadele edebileceği fikri yerleşiyor.

Zayıf imaj

İngiliz seçimlerinde büyük hezimete uğrayıp istifa eden Muhafazakar Parti Başkanı William Hague'in, açık başı ve zayıf yüz hatları öteden beri politika sahnesi için yeterli görülmüyordu. İmaj uzmanları sadece görüntü bazında bile Tony Blair'in kazanacağına kesin gözüyle bakıyordu.

Yazarın Tüm Yazıları