GS kulübü son yılların en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Para yok, alacaklılar hergün kapıları zorluyor. GS olmasa, şimdiye kadar çoktan icraya düşmüş ve memurlar kulüp binalarını basmıştı.
Özhan Canaydın’ın günü, birinin takkesini diğer alacaklıya giydirmekle geçiyor. Artık onun da yapacak hiçbir şeyi yok.
Arkadaşlar, acıklı durumdayız.
Farkında değil misiniz, koskoca bir kulüp giderek eriyor.
İşin garip yanı, gelişmeleri hepimiz görüyoruz, ancak kimseler harekete geçmiyor. Taraftardan söz etmiyorum. Kulübün önde gelen isimlerinin harekete geçmeleri gerektiğini söylemeye çalışıyorum.
Şu hale bakın; Pazartesi akşamı Allahtan Adnan Polat örgütledi ve Star TV’nin başarılı programcısı Serhat Ulueren önayak oldu da, GS FIFA tarafından cezalandırılmaktan kurtuldu.
GS’ın Hırvat Robert Spehar’a 1 milyon 300 bin dolar borcu vardı. Parasızlıktan ödeyemiyor, FIFA’da ayıp olmasın diye, bu borcu iki aydır öteliyordu. Eğer 15 gün içinde ödenmezse, GS’ın 6 puanı silinebilecekti.
Düşünebiliyor musunuz, koskoca bir bütçede 1 milyon 300 bin dolar bulunamıyor. Zira para yok. Olmayınca ne yapılabilir ki?
Adnan Polat ile programa katılan GS’lılar kısa sürede 2,5 milyon doların üstünde para toplayabildiler. GS’lıların klüplerine sahip çıkmaya hazır oldukları ortaya çıktı.
Ancak bu iş taşıma suyla dönmez.
Geçen yıl, AIG’nin altın hisseleri, yine parasızlıktan kaçırılmak üzereyken Ünay Aysal’ın kişisel parasından 37 milyon dolar vermesi sayesinde kurtarılabildi. Futbolcuların 8 milyon dolarlık son ödemeleri de, yine Beyazıt- Aysal ve Canaydın’ın kişisel girişimleriyle ödenebildi.
GS gibi koskoca bir kulüp, sürekli para krizi ve sürekli para dilenerek ayakta tutulamaz.
Artık yolun sonuna gelindi.
Sorun, Özhan Canaydın’ın ötesinde, tüm yönetimlerin irili ufaklı hataları sonucunda bugüne geldi. Artık GS’ın parasını yönetme sistemi değişmelidir.
GS’ın holdingleşmeden başka çaresi kalmamıştır. Amatör yönetim ve yöneticilerin istedikleri gibi harcama yapma dönemi kapanmalı. Yeniden yapılanmalı ve kulübü bugünkü iflas noktasından kurtaracak dev bir kampanya ve yepyeni bir sistem getirilmeli.
GS’ın abileri, önde gelen etkin isimleri (aklıma ilk gelenler, Selahattin Beyazıt, İnan Kıraç, Ünal Aysal, M.Ali Yalçındağ gibi..) artık harekete geçmeli ve bu gidişe el koymalı.
Mart kongresine kadar, gereken hazırlıklar tamamlanmalı ve Kongre üyelerinden yetki alarak, GS’ı yeniden yapılandırma kampanyası başlatılmalı.
Medya’daki tüm GS’lılara, taraftara ve kongre üyelerine çağrıda bulunmak istiyorum:
Artık kolları sıvayın.
Artık sadec eseyirci kalmayın.
* * *
FUTBOLCULARA TEŞEKKÜR EDELİM
Taraftar kızgın ve kızgınlığını da gösteriyor.
Aslında kızgınlık alınan sonuçlardan çok, kulübün düştüğü durumla ilgilidir. Tepkilerini de, zaman zaman gereksiz serklikle gösteriyorlar.
Oysa, futbolcularımızı ve antrönörü tebrik etmemiz gerekir. Zamanında paralarını alamasalar veya gecikmelerden dolayı moralleri bozulsa dahi, Allahı var yine de arslanlar gibi mücadele ediyorlar. Tüm rahatsızlıklara rağmen, lige asılıyorlar. FB’nin peşini bırakmıyorlar.
Ancak, bunun da bir sınırı vardır.
GS’lılar hazırlıklı olmalılar.
Kulüp yeniden yapılandırılırken, belki birkaç yıl şampiyonluk göremeyeceğiz. Belki pahalı futbolcu oynatılamayacak, hatta yedeklerle sahaya çıkacağız.
Ne olursa olsun, orta ve uzun vadede GS’ı kurtarmak ve tekrar büyütmek için buna da katlanmalıyız.
GS, yakın tarihinin en kırılgan ve en önemli döneminden geçerken klübümüze sahip çıkmalıyız.
Taraftarımız, sabır göstererek...
Büyüklerimiz, bugünkü düzeni değiştirecek atılım yaparak...
Kongre üyelerimiz de, gereken desteği vererek...
GS, bugün “GS’lılıktan onur duyuyorum” diyenleri bekliyor.
×
