Yurt dışı seçim bölgesi olsun

BALIKESİR’in Susurluk İlçesi’ne bağlı Alibey Köyü’nde doğan ve Türkiye’de bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra 1973 yılında ‘Gastarbeiter’ (misafir işçi) olarak Almanya’ya gelen, yıllardır burada yaşayan Uysal, hala yurt dışının bir seçim bölgesi olarak tanınmamasına ateş püskürüyordu.

27 Aralık 2006 tarihinde ‘yurt dışından oy hakkı’ için Ankara 13. İdari Mahkemesi’nde dava açan Remzi Uysal, 13 Temmuz 2015’te de ‘yurt dışının seçim bölgesi’ olması için T.C. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na Hamburg Türk Başkonsolosluğu aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nı ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nı şikâyet ettiğini hatırlatıyordu.
“Hak verilmez, alınır” ilkesinden hareket eden Remzi Uysal, “Türk siyaset tarihinde yıllar önce yapılması gereken bir girişimdi bu. Madem burada kalıcıyız ve T.C. vatandaşlığımızı koruyoruz, gecikmiş de olsa gerçekleşmesi gereken bir konu ve eylem bu. Umarım bizler kadar Türk ve Türkiye sevdalılarından bir grup oluşturabilir de, bu işin işlerine gelmeyeceğini bildiğimiz Ankara’daki siyasetçiler üzerinde bir baskı oluşturulabilir ve yurt dışının seçim bölgesi olmasını sağlayabiliriz” diyordu.
*
Yurt dışında yaşayan bu insanlarımıza Türkiye’deki seçimlere pasif ve aktif olarak katılma, yani hem oy kullanma hem de seçilme hakkı verilmesi tartışmaları yıllar önce başladı.
Yurt dışında yaşayan Türkler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan bir değişiklikle Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkını resmen kazandı.
Ancak çeşitli bahanelerle pratikte uygulanmaya konulmadığı için bizlerin bu anayasal hakkı yıllarca sadece kâğıt üzerinde kaldı.
Sadece gümrük kapılarında oy kullanma imkânı sağlandı.
Yani, T.C. Anayasası yıllarca ihlal edildi.
Hem de göz göre göre...
2008 yılında yeni bir düzenleme yapılarak yurt dışında yaşayan Türklere bulundukları ülkelerde kurulacak sandıklarda veya mektupla oy kullanabilmeleri yolu açıldı.
Ancak Anayasa Mahkemesi, aile üyelerinin ve sosyal çevrelerin etkileyebileceği gerekçesiyle mektupla oy kullanmayı iptal etti.
Yurt dışındaki Türkler ilk kez 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bulundukları ülkelerdeki Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerinde kurulan sandıklarda oy kullandı.
2015 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde de öyle.
*
3 milyona yakını Almanya’da olmak üzere Avrupa ülkelerinde 5 milyondan fazla Türk vatandaşı ve Türkiye kökenli insan yaşamaktadır.
Bu rakam dünya genelinde 6 milyonu bulmaktadır.
1 milyon 300 bini Almanya’da olmak üzere dünya genelinde seçmen statüsünde 2 milyon 867 binden fazla Türk vatandaşı vardır.
Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanların dünyayı yeniden keşfetmelerine gerek yoktur.
Fransa, İtalya, Hırvatistan, Cezayir, Portekiz, Mozambik, Ekvator, Kolombiya, Tunus, Makedonya, Dominik Cumhuriyeti ve Romanya’nın yanı sıra daha birçok ülke yurt dışında yaşayan vatandaşlarına hem seçme hem de seçilme hakkını çoktan hayata geçirmiştir.
Hem de yurt dışında yaşayan vatandaşları için kontenjan bile ayırmıştır.
Yurt dışında yaşayan Türklerin anavatan ile bağlarını, dil ve kültürlerini korumalarını ve sürdürmelerini Türkiye’de politik sorumluluk taşıyanların da gönülden arzu ettiklerinden kimsenin şüphesi yoktur.
Nitekim Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 2015 yılındaki TBMM seçimleri öncesi ‘yurt dışının seçim bölgesi’ olması sözü verdi.
Hatta yurt dışından aday gösterilen ve TBMM’ye giren eski AKP milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 9 Kasım 2016 tarihinde bir açıklama yaparak tekliflerinde yurt dışında Türkler için TBMM’de 15 kişilik bir kontenjanın yer aldığını bile söyledi.
CHP’nin planında 30 kişilik bir ‘yurt dışı kontenjanı’ bile vardı.
Yapılan araştırmalar, yurt dışının seçim bölgesi olması halinde en az 24 milletvekiliyle TBMM’de temsil edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
O halde zaman harekete geçme zamanıdır.
Anayasadaki eşitlik ilkesinden yola çıkarak yurt dışında yaşayan Türkler, bu en doğal anayasal haklarına kavuşmak için bir araya gelmelidir.
Hem de hiç zaman kaybetmeden.