Güncelleme Tarihi:
EKONOMİYİ ÇÖKERTMEKLE SUÇLADI
CDU lideri Yeşiller’e kapıyı tam olarak kapatmak istemese de ‘kardeş partiler’ olarak bilinen CDU ile CSU’da uzun süredir ‘Yeşiller sancısı’ yaşanmaktadır.
CSU lideri Markus Söder, Yeşiller’li Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck’i ekonomiden anlamamakla ve Alman ekonomisini çökertmekle suçlamaktadır.
“Böyle birini ben bakan olarak görmek istemiyorum. Böyle bir partiyle kesinlikle ortaklık yok” demektedir.
“Kardeşleri birbirine düşürmemek için” CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz de “Şu andaki Yeşiller’le ortaklık olmaz” diyerek Söder’i kırmak istememektedir.
HİÇ KOLAY OLMAYACAK
Kala kala ‘ideal ortak’ olmasa bile, Sosyal Demokrat Parti (SPD) kalmaktadır.
2005-2009 ve 2013-2021 yıllarında olduğu gibi yine CDU/CSU ve SPD ortaklığı.
Ancak FDP ve BSW’nin (Birlik Sahra Wagenknecht) yüzde 5 barajını aşarak Federal Meclis’e girmesi halinde, sandalye sayısı yetmeyeceğinden CDU/CSU ve SPD ortaklığı suya düşecektir.
İşte o nedenle ya Yeşiller ya da FDP’ye ihtiyaç duyulacaktır.
SPD, hükümeti terk eden FDP ile yeniden ortaklık edilmesine sıcak bakmamaktadır.
FDP lideri Lindner de “Scholz’lu bir SPD’yle ortaklık olmaz” demektedir.
Yani bir dönemler olduğu gibi köklü partilerin gözünde yeniden ‘öcü’ olan Yeşiller’siz bir koalisyon hükümeti kurmak hiç de kolay olmayacaktır.
‘KESİNLİKLE OLMAZ’ DEMİŞLERDİ
Evet...
Almanya’da ‘68 kuşağı’ olarak bilinen sol eğilimlilerin, solcuların, entelektüellerin, çevre korumacıların, nükleer santral karşıtlarının, silahlanmaya karşı olanların destekledikleri Yeşiller’e (Die Grünen), 1980 yılında kurulduktan sonra köklü partiler uzun süre ‘öcü’ gözüyle baktılar.
6 Mart 1983 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde, köklü partilerin ‘öcü’ gözüyle baktıkları Yeşiller, toplam oyların yüzde 5’ini alarak Federal Meclis’e girdi.
Zaten 26 Eylül 1982’de Hessen’de yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde, hükümet ortağı FDP yüzde 3.1’le devre dışı kalırken, yüzde 8 oy alan Yeşiller, “Geliyoruz” sinyalini vermişti.
CDU da SPD de mutlak çoğunluğu sağlayamadıkları halde seçim öncesi ‘yaramaz çocuklar’ olarak bilinen Yeşiller’le kesinlikle ve ‘asla’ iş birliği yapmayacaklarını ilan ettikleri için ortaklığa yanaşmadılar.
SPD’li Hessen Eyalet Başbakanı Holger Börner, CDU ile de ‘büyük koalisyona’ sıcak bakmadığı için erken seçime kadar geçici olarak iktidarda kaldı.
25 Eylül 1983’te yapılan erken seçimde, Yeşiller yüzde 5.9 oy alarak yeniden Hessen Eyalet Parlamentosu’na girdi.
FDP de yüzde 7.6’yla yeniden ‘yuvaya’ döndü.
Ama SPD ile FDP ancak Yeşiller’in dıştan desteğiyle ‘azınlık hükümeti’ kurarak yola devam etti.
*
Ve 12 Aralık 1985’te ‘beklenen gün’ geldi.
Seçimlerden önce “Ben Yeşil faşolarla ortaklık etmem” dediği bile ileri sürülen Holger Börner, Almanya’da Yeşiller’le ‘ilk kırmızı-yeşil koalisyon hükümetini’ kurdu.
Bir dönemlerin ‘isyankâr-hırçın çocuğu’ (enfant terrible) olarak tanınan Yeşiller’li Joschka Fischer de Hessen Çevre ve Enerji Bakanı oldu.
Hem de üzerinde jean pantolon, desenli spor ceket, kravatsız spor gömlek ve ayağında sonradan müzelik olan beyaz spor ayakkabılarıyla yemin ederek.
Daha sonraki yıllarda hem SPD hem de CDU Yeşiller’le eyaletlerde ortaklık ederek koalisyon hükümetleri kurdular.
Şu anda da öyle...
Ve 1998 yılındaki genel seçimlerden sonra da Almanya’da bir ilk daha gerçekleşti.
SPD’li Gerhard Schröder, yıllarca ‘öcü’ gözüyle bakılan ortaklık ederek başbakanlık koltuğuna oturdu.
*
İşte son dönemlerde yeniden ‘öcü’ gözüyle bakılan Yeşiller’e seçimlerden sonra CDU/CSU’nun da ihtiyacı olacağı yönünde sinyaller yoğunlaşmaktadır.
Almanya’da iktidara talip olan köklü partilerin demokratik partilerle ortaklık yolunu kapatması kimsenin çıkarına değildir.
Bunu CSU da CDU da unutmamalıdır.