Yalnız Merkel mi hata yaptı?

Berlin Eyalet Başbakanı Michael Müller ile Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, daha önceki görüşmelerde de olduğu gibi Berlin’de Başbakan Merkel’le yine aynı masadaydı.
Pazartesi günü öğleden sonra saat 14.00’de başlaması planlanan görüşme ancak saat 15.30’da başlayabildi.
Daha önceki görüşmeler en fazla 5-6 saat sürerken, o günkü görüşme yaklaşık 12 saat sürdü.
Planlanan basın toplantısı da salı günü sabaha doğru saat 03.15’te başladı.
Uzun süren pazarlıklardan sonra Paskalya günlerinde karşılıklı ziyaretlerin ve düzenlenecek etkinliklerin artmasıyla birlikte Kovid-19’a yakalanacakların sayısının yükselmesinden de korkulduğu için kısıtlamaların bazı alanlarda daha da katılaştırılması kararlaştırıldı.
Hattta 1 ve 3 Nisan’ı da ‘tatil günü’ ilan edip, Paskalya Yortusu günleri 1-5 Nisan arasında seyahatlerin minimuma indirilmesi bile önerildi.
Kiliselerde, sinagoglarda, camilerde dini ayinlerin ve ibadetlerin dijital ortamda yapılması bile karara bağlandı.
Ancak bu katı kısıtlamalara tepki ve eleştiriler gecikmedi.
Farklı çevrelerden tepkiler yağdı.
Federal hükümeti oluşturan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partiler (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Partili (SPD) bazı politikacılar bile “Bu kadarı da olmaz” diyerek tepki gösterdiler.
Hıristiyan aleminin en kutsal günlerinde dini ayinlerin dijital ortamda yapılmasını içeren ‘öneri nitelikli’ karara kiliseler de tepki gösterdi.

VATANDAŞLARDAN AF DİLEDİ
Yoğun tepki ve eleştiriler üzerine Başbakan Angela Merkel ani bir karar alarak çarşamba günü eyalet başbakanları ile yeniden video konferans yöntemiyle bir görüşme yaptı.
Bu sefer çok uzatılmadı.
Yaklaşık 1.5 saat sonra Başbakan Angela Merkel, kısa bir basın açıklaması yaptı.
Pandemide üçüncü dalganın engellenmesi hedefiyle 1 Nisan perşembe ve 3 Nisan cumartesi günlerinin ‘tatil günü-dinlenme günü’ olmasından vazgeçildiğini açıkladı.
“Hata yaptım. Bu yalnız benim hatamdı. Sonuçta her şey için son sorumluluğu ben üstleniyorum. Hatanın hata olduğu söylenmeli ve her şeyden önce de düzeltilmeli. Olup bitenlerden çok üzgünüm. Tüm yurttaşlardan af diliyorum” dedi.
İnsanların hata yaptıklarını itiraf etmeleri, edebilmeleri bir erdemdir.
İnsanların yaptıkları hatalardan dolayı af ve özür dilemeleri de bir erdemdir.
İnsanların yapılan hata veya hatalar için tüm sorumluluğu başkaları adına da üstlenmeleri ise daha büyük bir erdemdir.
İşte Başbakan Angela Merkel bunu yapmıştır.

GİDERAYAK DERS VERDİ
Nitekim Başbakan Merkel’in bu davranışı herkes tarafından takdir edilmiştir.
Muhalefet partili politikacılar bile “Başbakan Merkel’in bu tutumuna saygı duyuyoruz” diye açıklamalarda bulundular.
Eyalet başbakanları da öyle.
Tabii ki eyalet başbakanlarının da Başbakan Merkel’in hata yaptığını itiraf edip insanlardan af dilemesini saygıyla karşılamalarının yadırganacak hiçbir yönü yoktur.
Ama geri alınan katı kısıtlamalarla ilgili kararı Başbakan Angela Merkel tek başına vermemiştir.
Bu kararlar eyalet başbakanlarının da onayıyla alınmıştır.
Yani her ne kadar Başbakan Merkel, “Sonuçta her şey için son sorumluluğu ben üstleniyorum” dese de, 16 eyalet başbakanı da en az kendisi kadar sorumludur.
Ayrıca hata yapan yalnız Başbakan Merkel değildir.
Eyalet başbakanları da en az Başbakan Merkel kadar hata yapmışlardır.
Ama nedense birkaçı dışında eyalet başbakanlarının çoğu ortaya çıkıp da, “Bu hata hepimizin. Hepimiz hata yaptık. Biz de af diliyoruz” deme cesareti gösterememiştir.
Adeta sessizliğe gömülmüşlerdir.
Evet...
Giderayak Başbakan Angela Merkel, bir sorumluluk ve dürüstlük dersi daha vermiştir.