Güncelleme Tarihi:
Araştırmaya göre, erken ölüm riski yüzde 17 oranında çevresel faktörlerle bağlantılı. Buna karşılık, genetik yatkınlık sadece yüzde 2’lik bir etki oluşturuyor. Araştırma kapsamında İngiltere’deki UK Biobank veri tabanında yer alan yaklaşık 500 bin kişinin genetik verileri, hastalık geçmişi, ölüm kayıtları ve yaşam koşulları gibi bilgileri analiz edildi. Bu çalışma, şimdiye kadar bu alanda yapılmış en kapsamlı araştırmalardan biri olarak kabul ediliyor. Çalışmanın baş yazarı olan Prof. van Duijn, “Yaşam süresini belirleyen en temel faktörler, bireyin yaşam tarzı, ekonomik durumu ve sosyal çevresidir. Ne kadar para kazandığınız, nerede yaşadığınız, yalnız mı yoksa bir partnerle mi yaşadığınız bile ömrünüzü etkiliyor” diyerek sonuçları özetledi.
‘TOPLUMUN TÜMÜ İÇİN ÖNEMLİ’
Prof. van Duijn, sonuçların sadece bireysel farkındalık için değil, toplumun tümü için önemli olduğunu belirterek, “Sağlık, aynı zamanda sosyal bir meseledir. Eğitim seviyesi yüksek olan, dolayısıyla maddi olanaklara daha çok sahip bireyler, genellikle daha sağlıklı ve uzun yaşıyor. Bu da sağlıklı yaşamın toplumsal eşitsizliklerle yakından bağlantılı olduğunu gösteriyor” dedi. Van Duijn, özellikle KOAH, akciğer kanseri ve kalp-damar hastalıkları gibi ölümcül rahatsızlıklarda yaşam tarzının belirleyici olduğuna dikkati çekerek, “Artık hastalıkları önlemeye odaklanmalıyız, sadece tedaviye değil” uyarısında bulundu.